• 𝙎 𝙐 𝙆 𝙃 𝘼 •

•bölüm 1

' ve öyle sanıyorum ki,
beni ölüm döşeğimden çağırsaydın bile,
yataktan kalkıp seninle gitme gücünü toplardım.'

bölüm 1

Aslıhan bir yandan şarkı dinleyip dans edip, bir yandan da gardolabından kıyafetlerini alıp bavuluna yerleştiriyordu. Orduya döneceği için ne kadar mutluysa, Kerem'e bu ani set başlangıcını açıklamak ve onun ağzını kapatmaya çalışmak için de yorgundu. Çünkü sevgilisi kabul ettiği görüşler dışında karşı taraftan gelebilecek olası her görüşe olumsuz bakıyordu, değerlendirmeden. Kendince 2+2=5 ediyorsa, sebepleriyle birlikte 4 ettiğini söylesen bile yine de nuh diyip peygamber demiyordu. Proje Aslıhan'a teklif edildiği ilk andan itibaren Aslıhan'ın projeyi kabul etmesini istememişti. Uzak mesafe ilişkisinin ne kadar zor olduğundan başlayıp, 'Sen yokken ben ne yiyeceğim? Her gün dışarıdan yemek sipariş edemem ki.' ile bitirmişti. Aslıhan yine her durumda olduğu gibi Keremi ikna etmenin bir yolunu bulmuş, ve projeyi kabul edip Orduya taşınmıştı.

•••

En son cilt bakım ürünlerinin olduğu çantayı bavuluna koymuş, bavulu kapatmış ve merdivenlere yönelirken alt kattan kapının kapanma sesini duymuştu.

Aslıhan: Kerem, hayatım sen mi geldin?

Kerem: Evet Aslıhan. Neredesin?

Aslıhan: Sesim üst kattan geldiğine göre salondayımdır herhalde hayatım. ( diyip güler. )
( kıkırdaya kıkırdaya merdivenlerden bavulunu indirmeye çalışır.)
( Zar zor alt kata ulaşıp kapının önüne gelir. )
( Bavulunu yere bırakıp derin bir oh çeker. )

Kerem: (Dizinin çekimlerinin başlayacağına dair yayımlanan bir haberi gösterir.) Bu ne Aslı? ( Bavula bakar. ) Vay vay, hazırlanmışız bile.

Aslıhan: ( Aslıhan ciddileşir. ) Kerem zaten bir hışım içeriye girip hesap sormaya başlamasaydın sana söyleyecektim. Çok ani gelişti her şey. Ne yapacağımı düşünüyordun? Senden habersiz mi dönecektim Orduya?

Kerem: Bana söyleyecek miydin? Bu haber iki gün önce yayımlanmış, onu ne yapacağız?

Aslıhan: Tabii ki söyleyecektim. Ben de yayımlandığı gün gördüm zaten, ama net bir şey yoktu Ersoy Hocanın aramasını bekledim sana da söylemek için. Ayrıca bu ne, bu nasıl bir tavır ? Ne oluyor sana?

Kerem: Aslı zaten gitmeni en başından beri istemiyordum, bir de üstüne üstlük virüs varken, kaç ay karantinada kalmışken, canını sokağa atıp dizi setine mi gideceksin? Başka bir şehire, elliden fazla insanın çalıştığı sete?

Aslıhan: ( Gözlerini devirip derin bir iç çeker.) Kerem sen unuttun sanırım? Ben bir oyucuyum. Yapımcılar ve kanal ne karar verirlerse versinler yapmak zorundayım. Ne yapmamı istiyorsun? İtiraz edeyim, sektörde beni mimlesinler, bir daha herhangi bir projede figüran bile olamayayım, kariyerimin en zirvesinde yok olup gideyim. Bunları mı istiyorsun anlamadım?

Kerem: Olayları çarpıtma Aslıhan. Ben sana bunları mı istiyorum dedim. Canın daha önemli diyorum sadece, o kadar.

Aslıhan: (Sesi hafif yükselmiştir.) Evet, canım tabii ki de önemli. Ben zaten bunun bilincindeyim tahmin edersin ki. Sen de bunu önemsiyorsan, bunu böyle hesap sorar şekilde değil, önemsediğini belli edecek şekilde daha ılımlı anlatabilirdin değil mi ?