•bölüm 16

1.4K 129 121
                                    

"Onu öpmek, dışarıdaki soğuk havaya inat yanmaktı. Ona dokunmak, binlerce parçaya ayrılıp yeniden bütün olmaktı. Onu hissetmek, bir an için hassaslaşmak, o an içinde gökyüzünden yatağa düşmekti."

Aslıhanla İsmail kahvelerini içip kafeden ayrılmışlardı. Deniz kenarında bir bankta oturmuş denizi seyretmişlerdi. Aslıhan üşüdüğü için yine İsmaile kedi gibi sırnaşmış, İsmailin göğsünde yerini almıştı. İsmail bir eliyle Aslıhanı ısıtmak için Aslıhanın kolunu sıvazlıyor, bir eliyle de Aslıhanın saçlarının uçlarıyla oynuyordu. Ara sıra esen rüzgarın etkisiyle Aslıhan İsmaile daha da sırnaşıp onu sıkıyor, İsmail de kollarıyla esen rüzgara karşı siper alıp Aslıhanın daha da kendine çekiyordu. İkisi de deniz kenarından ayrılmak istemiyorlardı. Çünkü soğuk ve rüzgarlı havalarda karadenizi izlemek ilginç bir biçimde insana haz veriyordu. Üşümek de işin cabasıydı tabi. Hareketsiz durmanın onları daha da üşüteceğini düşünerek sahil şeridini yürümeye karar verdiler. Beton kaldırımları geçip, kumluk alana geldiler. Her ne kadar kumlara oturup denizi öyle izlemek istediyseler de, karadenizin havası buna izin vermedi. Denize uzak kumlar dahi ıslak ve soğuktu. Onlar da el ele yürümeyi seçti.

El ele yürürlerken İsmailin gözleri istemsizce Aslıhana kaydı. Bembeyaz teni, kırmızı saçları, krem rengi beresi ve mavinin en güzel tonu olan gök rengi gözleriyle muhteşem bir ahenk içerisindeydi. Ayaklarını sıyıran dalgalara bakıyor, dalgaların geride bıraktığı deniz köpüklerini izliyordu. İsmail bir an duraksadı. Aslıhanla el ele oldukları için o da ister istemez sarsılmıştı.

Aslıhan ne için durup onu izlediğini anlamayan İsmaile baktı.

Aslıhan: Ne oldu Balım, neden durdun?

İsmail: Çok güzelsin Aslıhan, tahmin edemeyeceğin kadar güzelsin.

Aslıhan İsmaile kocaman gülümseyip yaklaştı.

Aslıhan: Sen de çok yakışıklısın. Bakıp iç çekilecek kadar yakışıklısın.

İsmail: Tssh. (Yandan gülerek.) Sssağol.

Der Kuzeyi taklit ederek.

Aslıhan: Ee öyle ama yani. Hiç mütevazi olamayacam, hiç mütevazi olamayacam. O gadar yagışıklisın.

Der Yıldızı taklit ederek.

İkili bir kahkaha patlatırlar.

İsmail: Çok özel benim için Kuzey. Kuzey beni bulmasaydı, ben seni bulamayacaktım.

Aslıhan: Yıldız da benim için öyle. Teklif bana hiç gelmeseydi ben hala dipsiz bir kuyuda düşmekteydim. Sonu olmayan, ışığa ulaşmayan.

İsmail: Ben seni çekip çıkarırım o kuyudan. Artık hayatlarımızda karanlık hiçbir şey yok Çiçeğim. Belirsizlik yok, acı yok, gözyaşı yok. Olumsuz hiçbir şey yok.

Aslıhan İsmaile daha da yanaşıp kollarını İsmailin belinin arkasında birleştirir.

Aslıhan: Artık sen varsın, ben varım, biz varız. (Der ve huzurla gülümser.)

İsmail Aslıhanın omzuna düşen saçlarını okşar.

İsmail: Biz varız.

Der ve gülümser. Bir adım atıp Aslıhanın dudağına bir öpücük kondurur.

Dudaklarını Aslıhanın dudaklarından ayırınca alnını Aslıhanın alnına yaslar ve ellerini Aslıhanın belinin arkasında birleştirir.

İkili huzurla gözlerini kapatır.

İsmail: Çok seviyorum seni.

Aslıhan: Ben de seni çok seviyorum. Çok çok seviyorum.

İsmail kafasını Aslıhanın boynuna gömer ve sıkıca sarılırlar.

• 𝙎 𝙐 𝙆 𝙃 𝘼 •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin