' Herkes hikayenin sonunu merak ediyor. Gel gör ki kahramanlar yorgun. Olaylar almış başını gitmiş. Kız ve oğlan hikayenin ortasında kalmış, birbirine bakıyorlar. Böyle giderse ancak hikaye dışında kavuşurlar. '
İsmail üstünden şoku atmaya çalışırken Esra karavana girer.
Esra: Ne oldu İsmail?
der çekinerek. Çünkü olayın onda patlayacağı aşikârdır.
İsmail: Ne olacak acaba Esra? Yaptığına bak kardeşim sen aklını mı yitirdin? (sesi yükselmiştir.)
Esra: (gözleri dolar.) Ne yapmışım?
İsmail sinirle güler.
İsmail: Ne yapmışım diyor bir de. Tesadüf müydü tüm bunlar yani? Sana rüyanı neden karavanda anlatmıyorsun diye defalarca sordum. Salak salak dışarda hava almak istiyorum dedin. Sonra döndüğümüzde de bir bakıyorum defterimi aşırmışsın, Aslıhan da girmiş defteri okumuş. Bu yaptığın nasıl bir saygısızlık haberin var mı?
İsmail konuştukça kendine hak verir, bu yüzden de sesi daha da yükseliyordur. Esra çoktan ağlamaya başlamıştır.
İsmail: Sana güvendiğim için her şeyimi anlatıyorum. Hayatımın en önemli şeyini geldim sana anlattım. Neden? Çünkü sırdaşımsın. Çünkü kardeşten öteyiz biz seninle. Sen ne yaptın? İhanet ettin bana Esra. Aferin sana gerçekten bravo.
der ve alkışlar.
Esra: İsmail bi dinle lütfen.
eliyle gözyaşlarını silip İsmaile yakınlaşır.
İsmail 'sus' anlamında elini havaya kaldırır.
İsmail: Dinleyecek bir şey yok Esra. Aslıhan şüpheleniyorsa gelip bana söylemeliydin, ona senelerdir yazdığım şeyleri okuması için yol yapıp, türlü türlü numaralarla beni planının bir parçası yapıp, ona bu fırsatı sunmamalıydın. İnanmıyorum sana.
der ve bir hışım defterini de alıp karavandan çıkıp Aslıhanın arkasından koşar.
Aslıhan karavana girmeden onu yakalar ve arkasından bağırır.
Aslıhan ağlıyordur. Çünkü hayatının bu döneminde, böylesine kötü hissederken, biri tarafından bu kadar güzel sevilmek düşüncesi onun içinde bir şeylerin uyanmasına sebep olmuştu. Gözlerinden akan çaresizlik ya da üzüntü göz yaşları değildi. Mutluluk göz yaşlarıydı. İçindeki sevinç gözlerinden okunuyordu.
İsmail: Aslıhan!
Aslıhan İsmailin sesiyle birlikte kafasını direk ona çevirmişti. Aslıhanın ağladığını görmek İsmaili paramparça etmişti. Neydi şimdi tüm bu olanlar? Aslıhan Sukha olduğunu öğrendi ve üzüntüden ağlıyor muydu yani? İsmail zaten ikisinin imkansız olduğunu biliyordu ama, durum bundan ibaretse, yani olaylar İsmailin gördüğü ve düşündüğü gibiyse, İsmail anlık olarak diziden ayrılmayı bile geçirmişti kafasından. Bir daha bakamazdı çünkü Aslıhanın yüzüne.
Aslıhan durmuş İsmailin ona bir şey söylemesini bekliyordu. İsmail ağzını açtı. Tam cümleye başlayacakken arkadan Keremin sesi yankılandı.
Kerem İsmailin üzerine yürüyordu.
Kerem: Sen nasıl ağlatırsın lan benim sevdiğim kadını!
diyip İsmaile bir yumruk attı. İsmail bu yumruğu hiç beklemediğinden, özellikle Keremden beklemediğinden yumruğu en savunmasız anında, çok sert bir şekilde almıştı. Dengesini kaybedip yere düştü.
Kerem yerde olan İsmailin üzerine daha da abandı. Tam elini kaldırmış bir yumruk daha atacakken İsmail Keremin elini tutup ters çevirdi. Kerem duyduğu acıyla kendini yere bırakıp inlemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• 𝙎 𝙐 𝙆 𝙃 𝘼 •
FanfictionBir insan diğer bir insanın kaderiyse, araya kimler girerse girsin, ne kadar zaman geçerse geçsin muhakkak tekrar karşılaşırlar. Tekrar karşılaştıklarında ise hiçbir şey eskisi gibi olmaz ve eskiden başlangıçlardan ziyade sonlara imzalarını atan bu...