9.Bölüm: SARHOŞ

7.7K 192 408
                                    


It's time to next chapter, babe!! msbdn

💕My Little Sweethearts💕
Tam onuncu bölümü yazmak için elime laptopu almıştım ki bir baktım, meğerse yazdığım dokuzuncu bölümü yüklememişim snsns Yüklediğimden nerdeyse emindim ama sonra fark ettim ki rüyamda yüklediğimi gördüğüm için gerçekten de yükledim sanmışım xbdb

Bu sefer hiç olmadığı kadar uzuuun bir Dilara-Ali bölümü yazdım. Umarım kafanızdaki bazı soru işaretlerini giderir. Ancak her şey açıklığa kavuşmadı, her şeyin bir sırası var, bunu unutmamak gerek.🙃🤗

Bu arada lütfen bölüm sonundaki ankete katılıp görüşünüzü belirtin, önemli. Sizleri seviyorum 🤭💕

İyi okumalarr😚🧡

***

Elimin üzerindeki hafif baskıyla uykudan sıyrıldığımı hissettim. Gözlerim kapalı olsa da uyuyor değildim artık. Yattığım yerde hafifçe kıpırdandığımda duyduğum hışırtı sesinin ardından gözlerimi usulca araladım. Ali'nin gergin suratını gördüğümde şaşırmadan edememiştim.

Yatağın kenarında yer olmayınca yere oturan Ali, pür dikkat suratımı inceleyerek vereceğim tepkiyi bekliyordu sanki. Az önce huylandığım için uyanmama neden olan elimin üstünü kaşıyarak tek kaşını kaldırdım. Niye bu kadar gerildiğine anlam verememiştim.

"Günaydın demeyi çok isterdim ama saat akşamın yedisi. Maalesef hava sabah olamayacak kadar karanlık." dedi gülerek beni de gülümsetmek ister gibi. Ancak dudaklarım bana itaat edip kıvrılmadılar bir türlü.

"Nasıl geçti günün, bir şeyler yaptın mı?" Hayır anlamında kafamı salladım.

"Ben de yeni geldim sayılır. Ama aklım sende kaldı, ben de bugünlük erken çıkayım dedim." dedi gözleri yüzümü turlarken.

Eve erken gelerek verdiği taviz, onun gibi işkolik birinden beklenmeyen bir hareketti. Yoksa.. gerçekten de benim için endişelenmiş miydi yani? Kaşlarım şaşkınlıkla havalandığında daha yeni söylediği şeyin farkına varmış gibi hemen savunmaya geçmişti.

"Şey yani.. sonuçta evde tek başına böyle tüm gün yatakta kös kös yatıp hiçbir şey de yememişsindir felan, açlıktan ölürsen diye yetişeyim dedim." Komiklik olsun diye aceleyle şapşal şapşal konuşunca istemdışı gülümseyiverdim. Benden neredeyse bir nesil büyük oluşu espri anlayışına da yansıyordu, ama yine de bunu sevimli buluyordum. Gözleri anlık dudaklarıma kaysa da hemen gözlerime çıkardı. Adem elması yavaşça hareket ederken mimikleri de ciddileşmişti.

"Dışarı çıkalım mı?" Gelen bu ani teklif beklenmedikti. Uyandığımdan beri konuşmadığım için önce sesimi temizledim.

"Bilmiyorum.. hiç dışarı çıkasım yok."

"İtiraz istemiyorum." deyip kaşlarını çattı.

"Beraber harika bir restorantta, harika yemekler yiyecek ve harika vakit geçireceğiz." Ayağa kalkıp yukarı toplanan dar kesim kumaş pantolonunu düzeltip gardroba doğru ilerledi. Kapağı açıp içinden birkaç rahat parça seçtikten sonra tekrar bana döndü.

"Hadi bakalım acıların kadını, doğru banyoya! Önce gidip elini yüzünü yıkayıp kendine geliyorsun, sonra da üstünü giyinip beni daha fazla bekletmeden dışarı çıkıyorsun." Elindekileri alıp odadan çıktığında konuşmama bile izin vermemişti.

Gönülçelen (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin