ACI KAYIP

415 38 25
                                    

Gözlerimi açtığımda bir hastane odasındaydım vücudum bir sürü kabloyla ve etrafım da makinelerle doluydu Fethiyse baş ucumda yorgun ve bitkin bir haldeydi uzaklara dalmış öylece dışarıyı izliyordu onu ürkütmemek için sakin bir ses tonuyla seslendim.

"Fethi.."
"E..Eylem çok şükür açtın gözlerini iyisin dimi bir tanem ağrın falan var mı?"
"Ben iyiyim peki ya bebek? ... ha o iyi mi?"
(Elini karnına götürmüş içinde büyük bir korkuyla cevabı bekliyordu Eylem)
"Fethi o yaşıyor dimi bebeğimiz yaşıyor"
"Evet birtanem bebeğimiz de iyi merak etme her şey yolunda."
"Oh çok şükür çok şükür."
"Ama bir kaybımız var."
"Ne? ... Kim?"
"Baharla Yavuz komutanımın bebeği."
"Bahar hamilemiymiş?"
"Evet öyleymiş henüz öğrenmişler düğünden sonra söyleceklermiş ama kısmet olmadı işte."
"Fethi bu...Bu çok ağır."
Bunu söylerken Eylem'in gözlerinden akan yaşları silmişti Fethi
"Biliyorum canım ama bizim güçlü olmamız lazım ki Baharla Yavuz komutanıma destek olabilelim."
"Haklısın."
"Ben doktoruna haber verip hemen geleceğim tamam mı?"
"Tamam."

Fethi çıktığı gibi zor da olsa doğruldum yatağımdan olanları öğrendikten sonra öylece yatamazdım Bahar'ın yanında olmalıydım o benim bütün zor zamanlarımda yanımdaydı şimdi de sıra bendeydi. Kapıyı açtığım da bir hemşireyle karşılaştım bana yardım etmesini istedim defalarca yatağıma dönmemi söylese de dinlemedim oda sonunda pes edip Bahar'ın yanına gitmem için bana destek oldu. Odanın önüne geldiğimizde kapıyı çalıp çalmamakta kararsız kaldım ne diyecektim ki şimdi hangi cümlem hafifletecekti içinde yanan ateşi zor da olsa sonunda karar verip çaldım kapıyı ve çok az araladım.

"Bahar gelebilir miyim?"
"Gel tabi."
Eylem yatağın yanında duran sandalyeyi çekip oturur
"Ben olanları duydum çok üzgünüm Bahar"
"Üzülme kader böyleymiş"

Eylem karşısında ki kadının içten içe aslında nasıl kahrolduğunu görebiliyordu onun elini sımsıkı tuttu ve konuşmaya devam etti

"Bu bir son değil Bahar daha çok çocuğunuz olacak"
Gözlerinde ki yaşları tutamayan Bahar sesi titreyerek cevap verdi
"Hayır Eylem öyle değil işte bizim artık bir çocuğumuz olmayacak."
"O ne demek şimdi Bahar?"
Kadın yutkunarak zorda olsa cevap vermişti
"Aldığım darbeden dolayı bir daha hiç anne olamayacağım."

Eylem duydukları karşısında şok olmuşken ne diyeceğini bilemiyordu hangi kelime hangi cümle dindirir ki bu acıyı diye düşündü.

"Bahar ben..."
Bahar Eylemin cümlesini bitirmesine izin vermeden onun elini daha da sıkarak konuşmaya başladı.
"Bir şey söylemene gerek yok ben senden yanlızca tek bir şey istiyorum Eylem lütfen benim yüzümden sevinçlerini yarım yaşama"
Bahar tuttuğu eli bırakıp karşısında ki kadının karnına koydu ve ekledi.
"O hepimizin umudu hepimizin canı biz onunla şifa bulacağız Eylem o yüzden sakın yapmak istediğin hiçbir şeyi erteleme inan bu daha çok yakar canımı."
"Sen nasıl güzel bir insansın böyle Bahar"
Eylem yaralarını umursamadan sıkıca sarılmıştı karşısındaki kadına
"Sende öyle Eylem." açılan kapıyla birlikte sarılmayı bırakıp gözlerindeki yaşları sildiler gelen Yavuzdu
"Eylem sen neden kalktın yatağından dikişlerine bir şey olacak"
"Baharı merak ettim görmek istedim."
"Fethi dışarıda delirmiş durumda seni arıyor."
"Hadi ya o zaman ben gitsem iyi olacak."
"Eylem söylediklerimi aklından çıkarma olur mu?"
"Söz sana Bahar."
"Teşekkür ederim."

Eylem odadan çıkınca Baharla Yavuz yanlız kalmıştı
"İyi gördüm sizi doktor hanım."
"İyiyim sarı komutan siz yanımdasınız ya."
ikiside içlerindeki acıya rağmen gülümsemişti

Eylemse odasında gözleri ağlamaktan şişmiş endişeli ve omuzları düşük bir adam bulmuştur
"Fethi."
"Eylem neredesin ya sen?" diyerek atılır kadının boynuna
"Ne kadar korktum biliyor musun?"
"Sakin ol Baharın yanındaydım."
"Bir daha bana haber vermeden gitme olur mu?"
"Tamam gitmem."
"Yeterince ayakta kaldın zaten dinlenmen lazım."
"Peki"

~SİMURG~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin