Nur'dan
Hastaneden sonunda çıkmıştık. Hastane kokusunu sevmiyorum. Hastaneden geleli 2 gün olmuştu. Şuan kızımın emziriyordum. Miran ile Mert'in altını değiştirmeye çalışıyordu.
Miran : Oğlum ama sen rahat durmazsan bezi bağlayamam ki. Hadi babacım hareket etme sadece 2 dakika.
Miran'ın bu haline gülüyordum. Çünkü Mert çok hareketliydi. Mira sessizdi ne ağlaması var nede kıpır kıpır. Selim de yanımızdan hiç ayrılmıyordu. Ahh birtanem benim yorulmamı istemiyor ve bana yardım etmek istiyormuş. Mira'yın gazını çıkardım ve yatağa yatırdım. Miran hâlâ bezi bağlamak ile çabalıyordu.
Ben : Gel annecim babaya yaptırmadın ben yapıyım.
Mert'i aldım ve Miran da Mira'yı aldı.
Ben : Bebeğim bezi uzatır mısın?
Selim : Tamam anne.
Bezi bana uzattı ve bende hızlıca Mert'in bezini bağladım. Gidip ellerimi yıkadım. Geldiğim de Selim yerime oturmuştu. Kardeşi ile oynuyordu. Uyku saatleri gelince beşiklere yatırdım. Miran ile Selim de yorgun oldukları için yanıma yattılar. 2 saat sonra gözlerimi açtığımda hâlâ aynı şekilde uyuyorlardı. Sessizce yataktan kalkıp yüzümü yıkadım rahat kıyafetler giydim. İkizler uyanmışlardı önce güzelce karınlarını doyurup gazlarını çıkardım. Daha sonra onları alıp salona Sultan anneye ve Mehmet babaya verdim. Bende mutfağa gidip yemek yapmaya başladım. Ilk önce yemekleri hallettim ve hemen çiğköfte yoğurdum. Onunla da işim bitince tatlı yaptım. Çünkü çiğköfte fazlası ile acıydı. Bende tatlıcı bir insanım. Her neyse işim bitince odaya çıktım. Hazır çocuklar sessizce aşağıdayken hızlıca duşa girdim. Selim odaya geldiğimde uyanmış ve odadan çıkmıştı. Hemen duş alıp odaya girdim. Hala karnım şiş olduğu için hamile pantolonumu giyiyordum. Hemen dolaptan aldım ama benim odaya girmemle Miran uyanmıştı ve şuan arkamdan bana sarılıp boynumu öptü.
Miran : Çok özledim karıcım seni.
Ben : Aşkım biliyorum ama doktor hatırlarsan 1 ay ilişki yok dedi. Biraz sabretsen yakışıklı kocam.
Diyip yanağına küçük bir buse koydum ve hızlıca üzerimi giyindim. Sonra aşağı indim ve Miran gelene kadar sofrayı kurdum. Bugün annemler gelecekti torunlar gelince nerdeyse her gün geliyorlar. Bizi tabi takan kim onlar torun derdine düştü. Hızlıca sofrayı kurdum. Kapı çalınca açmaya gittim Sude ile Savaş gelmişti. Bugün kendi evleri için birkaç birşey almaya gittiler. Haftasonu olduğu için Sude rahattı tabi. Onlar içeri girince hemen peşlerinden gittim.
Ben : Önce elleri yıkayın sonra çocuklara yaklaşın. Valla gebertirim sizi.
Savaş : Birşey olmaz yenge yaa.
Miran : Yengen ne dediyse o Savaş hadi abicim. Abi dayağı yemek istemezsin yiğenlerinin yanında herhalde?
Savaş : Tamam abi gittim bile.
Diyerek gitti gelince Sude de gidip elini yıkayıp geldi. Sude, Mert'i aldı Savaş'ta, Mira'yı aldı kucağına. Miran da Selim'in yanına oturdu. Birden Mira'yın altından gelen koku ile gülmeye başladık.
Savaş : Ama prensen bu oldu mu şimdi? Yenge gel al şu kızını ortalığı kokuttu.
Ben : Kızıma laf etme amcası. Hem senin kucağın daha rahat geldi ki yaptı. Yarın senin çocuğunda öyle olacak.
Demem ile Sude kızardı. Yazık utandı ablasının güzeli. Onlar da bu sene evleneceklerdi. Herkes Savaş'ın sistemine gülüyordu. Kızımı aldım ama bu sefer de Mert'ten koku geliyordu. Sadece gülmekle yetindik. Miran da oğlumuzu alıp benimle beraber odaya geldi. Önce Mira'yın altını değiştirdim daha sonra da Mert'in. İkisinin de karnını doyurup uyuttum. Bebek telsizini açıp birini odaya birini de yanıma aldım. Aşağı indiğimiz de annemler de gelmişti. Mehmet Can tabi Savaş'ta durmayıp bana ellerini uzatarak birşeyler söylemeye çalıştı. Hemen gidip kucağıma aldım.
Ben : Sen dayıdan sıkılıp hala'ya mı geldin birtanem.
Diyip boynundan öptüm.
Ben : Ohh mis gibi de kokuyor halasının birtanesi. Şimdi dayına git tamam mı?
Diyip Miran'a verdim. Abimler ile sarılıp yemekleri ısıttım. Herkesi sofraya çağırıp yemekleri koymaya başladım. Çocuklar için önceden aldığımız bebek sandalyesini Miran getirdi ve Mehmet Can'ı oturttuk. Herkes yemek yerken şöyle bir baktım tek tek. Ne kadar da şanslıydım diye düşündüm. Nedeni sürekli böyle gülen, huzur bulduğum bir ailem vardı. Önceden sadece annemler ailemdi şimdi hepsi ailem. Oğlum ve kızımı da unutmayalım. Her an bu güzel aile dağılacak diye çok korkuyorum. Allah'ın izni ile çocuklarımızın nürvetini de görecektik. Miran'ın kulağıma fısıldaması ile kendime geldim.
Miran : Birşey mi oldu güzelim?
Ben : Hayır canım dalmışım sadece.
Başını salladı ve önüne döndü. Yemekler bitince kızların yardımı ile topladık. Çay ve tatlıları koyarken Ayşe konuştu.
Ayşe : Ee Nur nasıl bebeklerle günleriniz?
Ben : Gayet iyi halacık merak etme. Bazen Mert huzursuzlanıyor geceleri.
Ayşe : Kesin annesini kıskanmıştır. Genelde iş başında oluyor.
Diyerek Sude ile kahkaha attılar.
Ben : Ayşe herhalde bir çok kez yaşadın tecrübelisin?
Demem ile bu sefer Sude ile ben gülüyordum.
Sude : Bence de abla çünkü geceleri abim sitem ediyor. "Oğlum iş başında olacak şey mi?" diye sesi benim odama duyuluyor.
Bu sefer Ayşe domatese döndü.
Ayşe : Aaa sen bizimi dinliyorsun ayıp Sude ayıp. Normal yani sonuçta kocam değil mi kocam. Sizi de görücez sen kendini düşün. Savaş odadan çıkarmaz valla 2 hafta.
Sude kızarmaya başladı ve gülmeye başladık Ayşe ile. Bugün çok güldük inşallah çok ağlamayız. Çayları Ayşe, tatlıları ben götürdüm. Sude de sehpaları silip yerleştirdi. Herkese tatlısını verdim ve Miran'ın yanına oturdum. Tatlı ile şuan ayran içiyordum. Tuhaf ama böyle tadı daha güzel. Hâlâ çay içmiyorum çocuklar anne sütünü bırakana kadar. Tatlım biter bitmez telsizden Mert'in ağlama sesi geliyordu. Telsizi de alıp yukarı çıktım. Odaya girmem ile ikisininde elleri ağızlarına gidiyordu. Tek tek alıp kendi yatağıma koydum. İlk Mert'i emzirdim tam gazını çıkaracakken odaya Sude geldi. Sudeye uzattım ve gazını çıkarmasını söyledim. Sırtına hafif sert vuruyordu.
Ben : Sude yavaş olsana kucağında Savaş yok ablacım. Biraz daha hafif yap.
Sude : Abla sanki kaç çocuğun gazını çıkardım ki ben? Mehmet Can'a bile yapmadım.
Birşey demeyip Mira'yı aldım ve onunda karnını doyurmaya başladım. Yavrum nasıl da acıkmış. Annen sana kurban olsun. Tam bıraktı göğsümü odaya Miran pat diye girdi. Bir anda ödüm koptu.
Ben : Miran biraz yavaş gir artık şu odaya.
Miran : Tamam güzelim de sizinkiler gitmeden bizimkilerle vakit geçirmek istiyor.
Diyerek Sude'nin kucağında ki Mert'i aldı. Bende gazını çıkardım ve aşağı indik. Annemler çocuklarla vakit geçirirken yine düşüncelere daldım. Gitgide kocaman bir aile oluyorduk. Zamanla daha da büyüyecek bu aile. Aile denince herkesin aklına anne babası gelir. Benim aklıma ilk gelen iyi ve kötü günde hangi durumda olursan ol yanında olandır. Bazılarınız aile ailedir diyen vardır ama öyle değil. Sadece kestirip atmak için neyse odur diyoruz. Annemler ayaklanırken kendime geldim ve onları hep beraber geçirdik. Onları yolcu edip bulaşıkları hallettim ve odaya çıktım. Çocukların altını değiştirip emzirdikten sonra uyutup bende üzerimi değiştirdim. Yatağa yatıp Miran'ın kollarının arasına girdim. Onun kokusunu en derinime çekerek kendimi uykuya bıraktım.
Biliyorum bölüm geç oldu. Ama müsait değilim bir kaç gün daha gecikecek. Şimdiden size iyi okumalar oy vermeyi unutmayın...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOCUKLUK AŞKIM ( BERDEL ) TAMAMLANDI
AcakNur GÜNDOĞDU 17 yaşında olan güzel bir kız. Sırf abisi ölmesin diye berdele kurban ediyor kendini. Ailesinin üzülmesine dayanamayıp herşeyi göze alarak evleniyor. Miran ULUBEYOĞLU 21 yaşında yurt dışında okuyup okulunu bitirip ıstanbula gelmiş yak...