Miran'dan
Nur'un halsizliği üzerinden tam 1.5 ay geçmişti. Herşey normal ilerliyordu. Ailecek mutluyuz ve bu mutluluğu Ayşe ve Ali'ye borçluyuz. Her neyse şuan napıyoruz bilin bakalım. Tabi ki de valiz hazırlıyoruz. Neden mi? Çünkü Nur'un kuzeninin düğünü vardı. Bizde ailecek hazırlanıyorduk.
Nur : Bir eksiğin kalmadı değil mi hayatım?
Ben : Yok güzelim kalmadı. Sen havluları aldın mı?
Nur : Aldım canım merak etme. Senin için bir kaç birşey koymamı daha ister misin? Çünkü orda çok terlersin.
Ben : Bunlar yeter bence güzelim. Zaten orda 1 ya da 2 hafta kalıp Mardin'e gidicez.
Nur : Peki canım. Valizler bitti ben bir duş alıyım daha sonra sende girersin. Son hazırlıkları da yapıp çıkarız.
Ben : Tmm güzelim.
Diyip alnından öptüm ve yatağa uzanıp dinlendim. Sonuçta 12 saat yol bekliyor bizi. Arabayla gidecektik oraya. Eğer bir rahatsızlık olursa kolayca gidebilelim diye.
Nur'dan
Duşumu alıp hemen giyindim. Odaya geçince saçlarımı kurulamaya başlamıştım bile. O sırada Miran'da duşa girmişti. O çıkana kadar hazırlandım. Allah'tan Selim'e sabah duş aldırdım. Yoksa yolda terleyip hasta olacaktı. Bütün akrabalar orda olacaktık ve ben yine altınlarımı takmak zorundaydım. İnşallah orda bir aksilik çıkmaz. Çünkü her gittiğim de birisi ile ya kavga ederim ya da benim kıyafetime birşey olur. Çok talihsizim o konuda. Ama çok özledim köyü. Köy düğünlerine bayılırım tam benlik. Bunları düşünürken hemen saatimi ve yüzüklerimi de taktım.
Annemler 2 gün önce yardım etmek için erken gittiler. Normalde düğüne 2 gün var bizim zaten gitmemiz yarım gün. E birde gidince yatıp dinlenilmesi. Anneannemlerin evi kalabalk diye biz teyzemlerde kalıcaz. Hem evleri büyük hem de işlerin ucundan bizde tutucaz. Herkes Selim'i evlat edindiğimizi de biliyor o yüzden sorun yaşamam diye düşünüyorum. Miran'da duştan çıkıp hazırlandı. Saçını tarayıp parfümünü de sıktıktan sonra belime sarıldı.
Miran : Yine her zaman ki gibi güzel olmuşsun.
Ben : Teşekkür ederim kocacım. Sende her zaman ki gibi çok çekicisin.
Demem ile hemen dudaklarıma kapandı. Öpüşmemiz derinleşmeden çekildim.
Ben : Hayatım hadi gidelim yorucu bir yolculuk olacak. Daha sonra söz veriyorum devamı olacak.
Diyip çok kısa öptüm ve çantamı alıp aşağı indim. Herkes toplanmış bizi bekliyorlardı. Miran'da arkamdan valizler ile geldi.
Ben : Kusura bakma baba geç kaldık biraz.
Mehmet baba : Önemli değil kızım. Hadi hazırsanız çıkalım.
Sultan anne : Kızım altınları aldın mı?
Ben : Unuttum ben anne. Siz arabaya gidin bende alıp hemen geliyorum.
Mehmet baba : Tamam kızım hadi çabuk ol.
Ben : Savaş mutfaktaki yol için hazırladıklarımızı al yerleştir.
Diyip odaya çıktım ve dolabı açtım. Kasanın şifresini girip 12 tane bilezik, tuğralı kolyemi, altın isimlerimizin olduğu kolye ve bilekliği de alıp çantama koydum. Hızlıca aşağı indim ve kapıyı iyice kitledim. 2 araba ile gidecektik. Birinde Miran, ben ve Selim. Diğerinde Savaş, Mehmet baba ve Sultan anne vardı. Arabaya biner binmez sıkılmaya başladım. Allah'tan şal takmadım bu sıcakta. Bol bordo tunik pantolon takım, sandalet ve bordo - gri karışımı tülbent taktım. Müzik açmıştık sıkılmayalım diye ama beni bir anda uyku bastırdı ve gözlerimi kapatıp uyudum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇOCUKLUK AŞKIM ( BERDEL ) TAMAMLANDI
AcakNur GÜNDOĞDU 17 yaşında olan güzel bir kız. Sırf abisi ölmesin diye berdele kurban ediyor kendini. Ailesinin üzülmesine dayanamayıp herşeyi göze alarak evleniyor. Miran ULUBEYOĞLU 21 yaşında yurt dışında okuyup okulunu bitirip ıstanbula gelmiş yak...