"Neden bunu yapıyorsun?" dedi, Jaesoon.
Aylin birşeyleri biliple bilmemek arasında kalmış çaresizce ağlıyordu.
"Beni seviyor musun, sevmiyor musun, istiyor musun istemiyor musun hiçbir şey anlamıyorum. Ve bu durum beni o kadar yoruyor ki"
"Özür dilerim.." hiçbir şey diyememek, birşey yapamamak Aylin'i daha da suçlu hissettiriyordu.
"Özür dilemek birşeyleri iyileştirmeye yetmiyor Aylin. Benimle birlikte oldun şimdi de Art'la öpüşüyorsun. Ve benim evimde bunu yaptın. İnan bana buna şahit olmak hayatımdaki en kötü tecrübelerden biriydi. Bir süre görmeyelim birbirimizi. Olur mu?"
Kocaman adam hâlâ ağlamaya devam ediyordu. Her kelimesi Aylin'in kalbine kor gibi işliyordu. Duygularını kontrol edemediği için suçluluk hissediyordu.
"Böyle olsun istemedim.."
Art tam o sırada aşağı inmişti. Aynı suçluluk hissini o da hissediyordu. Birşeyler yapması gerektiğini biliyordu. Ama ikilemin içinde sıkışıp kalmıştı.
İkisinin arasında birşeyler olduğunu tahmin bile etmemişti. Ama Seul'e geldikten sonra anlamıştı. Bir yanı da Aylin'den vazgeçmeyi istemiyordu.
Tam yanlarına gidip bir açıklama yapmaya yelteniyordu ki Jaesoon çekip gitti. Aylin'i gözyaşları içerisinde bırakıp
"Birbirimizi görmeyelim" diyerek gitmişti.Aylin arkasını döndüğünde Art'ı görmüştü. Ama şuan onunla da konuşacak birşeyi yoktu. Öylece yanından geçerek evine girdi.
***
Günlerce Aylin, Art ve Jaesoon birbirini görmedi. Jaesoon eve gelmiyordu. Ailesinin yanına gitmişti. Gidecek başka yerinde yoktu zaten. Evde durup Aylin'le karşılaşmaya hazır değildi. Lokantada annesine ve babasına yardım ediyordu. Annesi yüzüne baktığında birşeyler olduğunu anlamıştı ama üzerine de gitmek istemiyordu. Çünkü zaten ayda yılda bir görebildiği oğlunu bunaltıp kaçırmak istemiyordu.
İşlere yardım ettikten sonra bir şişe sojusunu alıp sahilde saatlerce oturuyordu. Sürekli düşünüyordu. Ne ara bu kadar bağlandığını, bu kadar üzülmesinin sebebini düşünüyordu.Art bir otelde kendini alkole vurmuş sadece zamanın geçmesini bekliyordu. Daha ne kadar bekleyeceğini bilmiyordu. Aylin'le konuşması gerekiyordu. Onu sevdiğini, onunla olmak istediğini söylemek istiyordu.
Jaesoon'la da konuşması lazımdı. Sahte hayatındaki ilk dostu olmuştu onun. Kısa sürede çok şey yaşamışlardı. Aylin'e aşık olarak kendini ona da ihanet etmiş gibi hissediyordu.
"Bok gibi hissediyorum."
Çocukluğundan beri sık sık hissettiği şeyi yine hissediyordu. 'bok gibi'
Sonunda kendini toparlayıp Aylin'in yanına gitmeye karar verdi. Lobiyi arayıp bir taksi istedi ve hızlıca adresi tarif edip Aylin'in yaşadığı apartmana geldi.
Zili çalsa da kapıyı açan kimse yoktu. Birkaç kez daha kapıya vurduktan sonra karşı daireye baktı.
"Tamam bir yerlerden başlamalıyım artık" diyerek Jaesoon'un kapısına yöneldi. Kapıyı çaldı. Sebep olduğu karışıklığı çözmesi gerekiyordu. Kapıyı iki kere çaldıktan sonra tam geri dönecekti ki açılma sesini duydu.
"Geldiğin yerde bir kere kapı çalma adeti yok galiba."
Hafif tebessüm ettikten sonra arkasını döndü. Duymayı özlediği bir sesti bu.
"İçeri alacak mısın beni?"
"Sen benim arkadaşımsın. Tabii ki girebilirsin." dedi Jaesoon. Ama sesinde eski samimiyet yoktu.
İkisi karşılıklı oturdu. Art konuya girmek istiyordu ama nasıl başlayacağına emin olamıyordu.
"Bu kadar sıkılıp çekinmene gerek yok. Benimle rahat konuşabilirsin." dedi Jaesoon.
"Jae, dostum... Geçen gün olanlar..." ağzında geveleyip duruyordu Art. Birkaç saniye durduktan sonra kendini toparlayıp
"Bak Aylin'in bir suçu yok. Ben yaptım. Yani onu ben öptüm. Aranızda olan şeyden haberim yoktu. Ben... Onu seviyorum."
"O halde beraber mutlu olabilirsiniz. Bizim aramızda birşey yok çünkü" diye kestirip attı Jaesoon.
"Ne demek aramızda birşey yok?"
"Ne anladıysan o dostum. Aylin iyi bir kız. Beraber mutlu olun lütfen."
"Jaesoon ne diyorsun sen? Siz birlikte değil misiniz? Ben aranızdaki yanlış anlaşılmayı çözmek için geldim buraya."
"Ben ve Aylin birlikte değiliz. Öyle olsa bilirdin Art. Şimdi izin verirsen gitmem lazım. Görücü usulü bir randevum var. İlk buluşmadan bekleten taraf olmak istemiyorum."
Art hiçbir şey demeden evden ayrıldı. Her bir gelişme beyninden vurulmasını sağlıyordu.
Yokluğunda birlikte olacak kadar yakınlaşan iki kişi şimdi nasıl bu halde olurlar? Hele ki son konuşmadan sonra nasıl bir randevuya çıkar Jaesoon.
Gidip Aylin'i bulmalıydı. İş yerine gitmek üzere taksiye bindi. Onu orada bulabilmeyi umuyordu.
Merhaba sevgili okurlarım. Çoook çook uzun bir süre sonra yine burdayım. Kısa da olsa bir bölüm yayınlamak istedim. Ciddi bir rahatsızlık geçiriyorum ve zaman zaman hastanede yatmam gerekiyor. Bu yüzden aktiflik sıkıntısı çekiyorum. Üzgünüm.
Kitap ve gelişmeler hakkında yorumlarınızı ve tavsiyelerinizi bekliyorum çünkü hikayede bir yol ayrımındayız. Hangi yöne gitmeme yardım eder misiniz?
![](https://img.wattpad.com/cover/199639030-288-k664512.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÜÇ KALP
RomanceBir kişi aynı anda pek çok kişiye aşık olabilir, her biri nedeniyle aynı şekilde acı çekebilir ve hiçbirini aldatamaz." - Gabriel García Márquez