30

210 15 2
                                    

multi : Yağız ve Ayaz 🥶

   Bölüm sonunda düşüncelerinizi belirtiiiin. Hepinize iyi okumalar 🖇









Fabrikanın içine girdiğimizde gözlerim kocaman açıldı. Bi tarafta ampüller vardı. Bi tarafta kocaman bi trafo. Bi tarafta da kılıçlar vardı. Beyza benim diyemediğimi dile getirerek " Çüş" dedi.

Ateş yanıma yaklaşıp sarıldı. Ayrıldığımızda " Bunların hepsini ne ara hallettin ?" dedikten sonra trafoyu gösterip " bunu nerden buldun ?" dedim. Ateş gülüp " Bizde de bazı numaralar var Duru hanım. Hangisinden başlamak istersin ?" diye sordu.

Bilmiyordum. Hangisinden başlayacağımı değil. Nasıl yapıcağımı. Korkuyordum. Ben bir şey söylemeyince " Korkma." diyip kolumu ovuşturdu Ateş. Fabrikanın kapısı açılınca diğerlerinin de geldiğini gördüm. Daha da heyecanlandım.

Selamlaştıktan sonra Yağız yanıma geldi. " Yanındayız." dedi. Güven duygusunu hissetmek iyi gelmişti. Kendimi toparlayıp " Trafodan başlayalım." dedim. Ve trafoya yürüdüm. Önünde dikilip salak salak baktım. Ateşle Yağız yanıma gelip " Şu ucu açık boruları görüyor musun?" diyip boruları gösterdi Yağız. " Elektrik akımı veriyor. Konuştuğumuz avcı bir Kitsunenin akımı içine çekiceğini söylemişti." dedi.

Yavaş yavaş borulara yaklaştım. Ellerim titriyordu. Yağızların hala dikildiğini görünce " Uzaklaşın. Size zarar vermek istemem." dedim. Diğerlerinin yanına gittiklerinde kendime yapabilirsin dedim. Ve borunun birini elime aldım. Daha sonra diğerini. Barış trafoyu açınca canım yandı. Ama hemen geçti.

Sırtım onlara dönüktü. İlk kendim görmek istedim başarıp başaramayacağımı. Gözlerimi açıp borulara baktığımda akım vücuduma gidiyordu ama zarar vermiyordu. Onlara doğru döndüğümde ellerime baktılar. Kahkaha atıp " Başardım." dediğimde hepsi gururla gülümsedi.

Barış trafoyu kapatınca Ateş yanıma yaklaştı. Tam elimi tutucakken çarptım onu. Elini hemen geri çekti ve gülüp " Elektriğini atmamız lazım." dedi.

Fabrikanın önündeki toprağa bastım. Elektriğin gitmesini beklerken Sercan " İnanılmaz bir şey." dedi. Emir de " Hem de nasıl." diye onayladı onu. Bense kendimle gurur duyuyordum. İlk başta korkmuştum. Onlar gibi değildim. Ama o akımı çekerken çok iyi hissetmiştim.

Tekrar fabrikaya girdiğimizde Berk beni ampüllere doğru itti. " Görelim seni aslanım." dediğinde hep beraber güldük. Ampülü kafede denemiştim aslında. Onu söndürmüştüm ama bu yanmıyordu ki. Barışa dönüp " Yaksana şunları." dedim. " Bunları söndürmiceksin. Yakıcaksın." dedi Ateş.

Ampüllere yaklaştım. Yavaşça parmağımı dokunduğumda ampül yandı. Diğerlerinede aynı şekilde yaptım. Bizimkilere dönüp " Bu kolaymış." dedim. Yağız gülüp kılıçları gösterdi ve " Asıl en zoru onlar." dedi.

Fabrikanın kapısı açıldığında hastanede gördüğüm çocuk içeri girdi. Arastı galiba adı. Gelip hepsine sarıldı. Elindeki poşetleri gösterip " Acıkmışızdır he." dedi. Kapının önündeki masaya oturup yemekleri yemeğe başladık.

Yağız Arasa dönüp " Uzun zamandır yoktun." dedi nerde olduğunu sorar gibi. Aras ağzındaki lokmayı bitirip " Türkiyeye yeni döndüm zaten. Rizede olduğunuzu duyunca oraya gittim ama sadece Barışı bulabildim. Bide Duruyu." dediğinde Ateş yumruğunu sıktı. Aralarında bi sorun vardı anlaşılan.

Yiğit " Buralardasın o zaman artık." dedi. Aras başıyla onaylamakla yetindi. Sonra da " Sürüden değil miyim?" dedi. Hepsi birbirine baktıktan sonra Yağız " Sürüdensin tabi. " diyip eliyle omzuna vurdu. Ateş kalkıp " İşlerimizi halledelim." dedi.

Özel Üçgenler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin