Çoğu vakit sorumluluklarla dolu hayatımdan memnun olsam da çoğu kelimesinin her kelimesini karşılayamayacağını bilirdim. Bu yüzden bazı vakitler afakanlar omuzlarımdan beni basar ve yerin dibine sokarak nefes almamı engellerdi. Sorumluluklar beni düzenli, aklı başında ve sağlam yapsa da bunların getirisi olarak fazlaca sıkar ve bunalmamı sağlardı. Bunalmak ise benim için pekte sağlıklı değildi.
Yine de peder bunları umursamaz ve manevi oğlu olmamın getirisiyle buradaki diğer akranlarıma oranla bana daha fazla iş verirdi. Verdiği işlerin altından kalktığımda ve diğerlerine örnek olduğumda ise beni ödüllendirir ve benle övünürdü. Şimdiki sorumluluğum ise öncekilere oranla daha farklı ve daha zor bir durumdu.
"Şu anda bu odada olmanızın bir nedeni var. İlk önce senden başlayalım jungkook."
Peder derin bir nefes almış ve devam etmişti.
"Buranın her dini yapı gereği belli kural ve kaideleri var ve biz bu kuralları uygulamak veyahut çiğnememek için koyarız. Beni anlıyor musun jungkook?"
Yanımdaki sandalyede oturan siyah saçlı kafasını yavaşça sallamış ve "Anlıyorum peder." demişti.
"Güzel. O zaman bu davranışını neye borçlu olduğumuzu açıklamak ister misin?"
Jungkook kafasını sallamış ve "Sadece beni uyaran kimse olmamıştı." demişti.
Kafamı duyduğum şey ile anında jungkook'a çevirirken onun dümdüz bir ifadeyle pedere baktığını görmüştüm. Gözlerim büyük bir şaşkınlıkla açılırken pederin bana dönen bakışlarını hissetmiş ve gözlerimiz buluştuğunda yaptığı imayı çok net bir şekilde anlamıştım.
Kendimi düzeltip ifademi eski konumuna sokarken peder, jungkook'a hitaben konuşmaya başlamıştı.
"Anlıyorum. Yine de bundan sonra bir daha böyle bir duruma yer vermemek için bir çözüm uygulamam gerekir." demişti.
Daha sonrasında ise bakışları bana dönmüştü.
"İşte burada da senin niçin burada olduğuna geliyoruz yoongi."
Bakışlarımı kaldırmış ve pedere bakmıştım.
"Bundan sonra jungkook'un sorumluluğunu üstlenmeni isteyeceğim senden. Herhangi bir konuda ona her zaman rehberlik etmeni istiyorum."
Jungkook'un sorumluluğunu üstlenmek.. Bu benim için bile fazla ağır bir durumdu. Bu vakte kadar verdiği bütün işlerin altından kalkmış olmama ve ona hiç karşı çıkmama rağmen bunu reddetmek istiyordum. Çünkü jungkook beni aşardı bunu biliyordum. Hatta aşmakla kalmaz yanında beni devirirdi de çünkü ağır bir kayayı oynatan birisi ufacık bir taşı çok uzaklara atıp gönderebilirdi.
Yine de peder, her ne kadar sözde ricada bulunsa da bakışları ile bunun bir emir olduğunu belirtiyordu. Bundan mütevellit bana sadece başımı eğmek kalırdı ki öyle de yaptım.
"Siz nasıl isterseniz peder."
Verdiğim cevabtan ötürü karşımdaki adamın yüzüne memnun bir ifade oturmuştu ama işin tuhaf yanı ise yanımdaki adamda da aynı ifade vardı.
*
"Daha demin, pederin odasında niçin yalan söyledin?"
Gerçekleştirilen konuşma sonrası alınan sorumluluklar ve verilen cezalar ile odadan çıkmıştık. Sorumluluğu alan ben cezayı alan ise jungkook olmuştu. Şimdi pederin neden jungkook'un sorumluluğunu almamı istediğini anlıyordum. Bir amacı vardı. Bu amacı ise jungkook'a kök söktürmekti. Bundan emin olmak içinde beni yanına bekçi köpeği olarak dikmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Revolution İn My Heart "YoonKook"
FanficKurallar çiğneniyor, yasaklar hiçe sayılıyor, oyunlar bozuluyor ve dünyalar alt üst oluyor. Devrim başladı. Bazılarının ise kalbindeki ayaklanmalar çoktan buna hazırdı. ©Minswag-dgirl