Tüm her şey bana saçma geliyordu,onca zaman barış yerine furkan korkmaz'la mı konuşuyordum,barışın bana olan sevgisini öldürmüştüm.hemde gereksiz yere...
"Hassiktir..." dedi burak.
"Cemal,çocuğun ağzına sıçtın,hemde böyle bir sebepten..." berkan da haklı olduğu bir cümle kurmuştu.
İçim titriyordu,ne yapacaktım.barış neredeydi ?
"B-ben-,ne yapacağım,bana hemen barışı bulmak zorundasınız;lütfen..."
Sesim çıkmıyordu bile,kalbimin en derinlerinde sanki bir yangın vardı...
Sevdiğim çocuğu elde etmek için uğraşmıştım,çok kolay bir şekilde elde ettiğimde ise her şeyi batırıp onu kendimden uzaklaştırmıştım.
"Merak etme can,burak hadi toparlan,barışı arayacağız."
Onlar evden çıktıktan sonra yine aynı hisse kapıldığımı hissetim,dakikalar sanki saatler gibi geliyordu.
Onu sürekli düşündüm,açıkçası empati kurduğumda ise her şey tokat gibi yüzüme çarpıyordu;ben onun yaşadıklarını yaşasaydım eğer,canımın ne kadar yanacağını tahmin bile edemiyordum.
O sırada kapı çaldı.
Heyecanlı adımlarla kapıyı açtım ve;
"Ee,barıştan haber verin."
"Bekle,bi içeri girelim,anlatırız."
Yüzleri olması gerekenden daha asıktı.
"Tamam tamam yüzlerinizden anlayabiliyorum,görüşmek istemiyor benimle;değil mi?"
"Açıkçası pek o şekilde değil." Kekelemeye başlayınca sözü burak'a verdi.
"Cemo bak sakin kalacağına söz verirsen anlatırım."
Tedirgin bir sesle "söz."
"Bak cemal,senin ona yaptığın tavırdan sonra birkaç kişinin evine uğrayıp kalmak istediğini söylemiş,kimse kabul etmeyince o da ilk önce havayolu şirketiyle telefonla konuşup ardından ise havayolu şirketine gitmiş.kayıt bilgilerini vermediler ama internet sitesindeki yer alma bölümünde dolu koltukların sahibinin adı yıldızlı halde gözüyordu,barışın harf sayısıyla yıldızların sayısı aynıydı.bunu tüm uçuşları tek tek kontrol ederek öğrendim."
"Baya uğraşmışsınız çok teşekkür ederim,ee nereye gidiyormuş;tahminimce alaçatıya 1 günlük bilet almıştır."
"Hayır cemal." Dedi burak
Ve söze berkan devam etti.
"Amerika'ya dönüşsüz bilet almış."
Onun o kadar kalbini kırmıştım ki,dönüşü olmayan biletle amerika'ya uçacaktı...
"Peki kimin yanına gideceğini falan sordunuz mu ?"
"Hava yolu şirketindeki ki kadın normalde kimsenin açıklama yapmadığını söyledi,barış hariç."
"Peki öğrenebildin mi ?"
"Evet,o bana anlattığın kızın yanına."
"O kim be."
"Rana..."
Eski sevgilisinin yanına dönüşsüz gitmesi beni çok huzursuz ediyordu...
"Bunu nasıl iptal ettireceğiz,onu bulup kendimi affettirmek gerek."
"Seni çok seviyorum,barış:ve seni kazandığımda bir daha asla kaybetmeyeceğim."
"Bunu biz iptal ettiremeyiz,can."dedi beko.
"Anca o gitmeden ona yetişirsen onu belki vazgeçirtebilirsin."
Evimden İstanbul Havalimanı'na kırk beş dakikaydı.
"Uçuş ne zaman ?"
"Tam olarak 1 saat sonra."
Bu bi tesadüftü belki ama 1 saat bile olsa İstanbul'da bir yere gitmek trafik yoğunluğuna bağlı olarak çok uzun saatler sürebilirdi.
"Hazılanın,hemen yola çıkıyoruz."Hepimiz ilk bulduğumuz şeyleri üstümüze geçirip evden ayrıldık ve arabama atladık.
"En hızlı ve en güvenli kim sürebilir ?" Dedi beko.
"Ben"diye atıldım;sonuçta sevdiğim adama kavuşma arzusuyla her şeyi yapabilirdim.
Arabaya atladık ve en kestirme yollardan kalan kilometre ve kalan saate baka baka ardından ise Arnavutköy'e ulaşmıştık..
"Uçuşa tam 8 dakika var."
"Elimden geleni yapıyorum burak."
İstanbul Havalimanı'na ulaştışımızda uçuşa 2 dakika vardı.
Arabayı parkedip içeriye koşmaya başladık.
İçeriye girdiğimizde duyduğumuz ilk anons şu şekildeydi;
"Sayın yolcularımız,istanbul-new york seferi için uçaklarınıza geçin."
Hızımızı daha da arttırarak giden yolcular kapısına ulaşmıştık.
"Evet,o barıştı;onu x-ray cihazından geçerken yakalamıştık.
"Barış,bekle."
Arkasını döndüğünde gözleri yatakten kalkarkenki renginden daha da koyu renkliydi.göz altlarına kadar morarmıştı.
Koşup ona sarıldım,ama o donuk bir şekilde bana karşılık vermemişti,haklıydı da.
"Barış,ben seni çok yanlış anlamışım,her şeyi yanlış anlamışım.nolursun evimize dönelim;sana yolda her şeyi anlatayım,beni affetmen uzun sürecek biliyorum ama beni affedene kadar her şeyi yapmaya hazırım."
Barış bana buruk bir gülümseme attı.
Berkan; "Barış nolur,haksız olmasına rağmen haklı sebepleri de var, ne olur dinle."
Burak; "Evet,barış.dinlemek zorundasın."
Aynı gülüştü tekrar attı.
"Ben amerika'ya gidiyorum,hiçbir zaman dönmemek adına;hayatımı orada kuracağım."
Boğazım düğümlenmişti;haksız olduğum bi konuda hiçbir açıklama yapamadan onu gönderirsem vicdan azabı çekerdim.
{EVET ARKADAŞLAR BU PARTTA BÖYLE OLSUN HEM BUGÜN ATACAĞIM SAATTE ATAMADIM HEM CANIM ARKADAŞIM ÇOK İSTEDİ}
{BEĞENDİYSENİZ OY VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN,SEVİLİYORSUNUZZ ✨💕}