Bölüm 21

4.9K 289 113
                                    


ARASDAN DEVAM

Dünya kapıyı çarptığında hepimiz istemeden de olsa irkilmiştik. Kapıdan kilit sesi gelince kapıyı kilitlediğini anladık. Daha sonra birinci kat pencerelerini kapandı ve perdeler kapandı. Mutfak kapısı da sertçe örtülüp kilit sesi gelince hepimiz birbirimize bakmaya başladık.

Bartuğ abi "bize tirip mi atıyor"diye sordu. Pars

"sadece tirip  atsa iyidir bizi eve almıyor"dedi ve kahkaha attı.

Ardından parsın kafasına pike ve yastık atıldı. Hatta sadece ona değil bizimde kafamıza yastık ve pike attı.

Alper abim "işte bu yüzden sevgili yapmıyorum"dedi. Ardından dünya odasının penceresini açıp bağırmaya başladı

"Hadi bir yapın da göreyim ben sizi"dedi ve kafasını tekrar içeri sokup penceresini kapattı.

 3 SAAT SONRA

Görkem abi "hadi, abicim aç şu kapıyı"dedi. Cevap alamayınca arkasında ki şezlonga oturdu.

Bu üç saat boyunca dünyayı bizi eve alması için ikna etmekle geçti ama hanım efendi bizi eve almayı bırakın cevap bile vermedi.

Çakır "bizi eve almicakmış gibi görünüyor"dedi

Doğu can "eee  şimdi nerede uyuyacağız biz"diye sordu

"şezlonglarda "dedim. Hepsi bana tip tip bakınca 

"başka fikri olan varsa söylesin benden bu kadar "dedim

Görkem abim " Aras haklı yapıcağımız bir şey yok "dedi. Pars akılına bir bir anda elini şaklatınca hepimiz ona döndük 

"ben nerede yatacağımızı biliyorum"dedi ve Doğu canı da  kaldırıp arka bahçeye doğru sürükledi.

Aradan bir 10 dk sonra ikisi de ellerinde çadırlarla yanımıza geldiler .

Alper abim "bunları nereden buldunuz lan"dedi. Pars la Doğu can gülerek birbirine bakarak aynı anada cevap verdiler.

"Evin arakasında ki kulübeden "dediler. 

Görkem abi " çadırda mı yatıcaz şimdi "dedi

pars "evet"dedi. Görkem abi oflayıp

"korumalara da rezil olduk"dedi ve yüzünü sıvazladı

Bartuğ abi "aynen küçücük kız bunları eve almıyor diyorlardır şimdi "dedi, ve ardından dünyanın bağırması

"sensin ula küçük kız "dedi. Hepimiz birbirimize şaşkınlıkla bakakaldık

"nasıl duydu lan o"dedim

"ben duyarım "diye bağırdı. Ardında dışarı çıkıp

"şu korumalarınıza da söyleyin ONLARA NE ULAN ONLARA NE İSTER ABİMLERİ REZİL EDERİM İSTER ETMEM. DÜŞÜNCELERİNİZİ KENDİNİZE SAKLAYIN" dedi ve tekrar içeri girip kapıyı çarptı. Bu sefer korumalar da dahil herkes irkilidi.

Korumalar eve şakınlık la baktılar aralarından bir tanesi

 "nasıl duydu lan o"dedi. Hepimiz ona kaşlarımızı çatıp bakınca pot kırdığını anlamış olca ki gülümsemeye çalıştı.

Doğu can "hızlı adımlarla ona yürümeye başladımıştı ki dünyanın sesini duyunca oldu yerde durdu

"sakın kavga etmeyin"dedi.

Görkem "kardeşimiz müneccim gibi maşallah"dedi.

...

Aradan 20 dakika geçti kimse konuşmuyordu. O sıra da kapı açıldı ve gözü yaşlı bir şekilde dünya dışarı çıktı. Hepimiz korkuyla ayağa kalktık. Elini arkasında tutuyordu ve göz yaşlarını akıtıyordu.

Arkasında ki elini önüne çıkardı. hepimiz eline baktık elinde...elinde

Mezar taşı vardı

Kurumuş boğazımı kurutmak için yutkundum ama boğazımdan çok zor geçti.

"B-bu ne "diye sordu çatallaşmış sesi ile 

"şimdiden m-mezar taşımı yaptıracak kadar mı n-nefret ediyorsunuz benden"dedi. 

Hepimiz şok olmuş bir şekilde ona bakıyorduk. Tamamen yanlış anlamıştı bizi.

Görkem abim "dünya saçmalama "dedi

Dünya bağırarak "bu ne o zaman "dedi ve mezar taşını sertçe yere attı ve mezar taşı 4 parçaya bölündü...Tıpkı onun kalbi gibi.

Çakır "güzelim anladığın gibi bir şey yok"dedi. Dünya hiç bir şey demeden eve tekrar girdi görkem abi tam arkasından gidiyordu ki  bartuğ abi kolunu tuttu ve

"bırak biraz sakinleşsin "dedi. Görkem abi derin bir soluk alıp şezlonga oturdu ve yeni yeni çıkmış olan sakalını sıvazladı.

DÜNYADAN DEVAM

İçeri geçtiğim gibi kendimi odama attım ve  hemen üzerime sportif bir şeyler giydim ve telefonumu aldım ve kılıfın içine de biraz para koydum.

Aşağıya indim ve mutfak kapısının oraya geldim kapıyı sessiz açmaya özen göstererek açtım ve dışarı çıktım. Oradan da şekilden şekil 'e girerek evin arkasında ki kulubenin arkasına saklandım.

Hızlı ama bir o kadarda sessiz olmaya özen göstererek duvarın oraya geldim ve çevik bir hareketle duvarı tırmandım. Arkama baktığımda buraya gelen korumayı gördügümde hızlıca yere atladım ve koşmaya başladım.

Bir duvar bulunca hemen arkasına saklandım ve arkama baktım kimse yoktu, derin bir nefes verip biraz soluklandım.

Ardından da tekrar yürümeye başladım. Nerede olduğumu ve nereye gittiğimi bilmiyordum. Kısacası kayboldum ve şuan çok korkuyorum. Nereden gelip ne yapacağını bilmiyordum.

Sonuçta sokaka ta o kadar tecavüzcü,tacizci,katil ne arasan var. Biri beni gelip şurada öldürse kimsenin haberi olmaz olsa da kimse bir şey yapamaz nede olsa KADINLARIN öldürüldüğü ve öldüren kişi kravat taktığı için serbest bırakılan, yada sabaha kadar dövüp kimseye bir şey dememesi için ailesi ile tehtid edilen,yada çocuğunun önünde öldürülen acımasız bir dünyadayız.

Hadi söyleyin daha kaç kadın,hayvan ,çocuk öldürülecek. Daha kaç tane özge can,emine bulut, ilknur,eylül,leyla tecavüz edilip öldürülecek yetmedimi ha yetmedimi katledilen can. 

Fark etmez cadde yahut tenha bir arsa. Kimse yoksa dahi ya Allah oradaysa

Dokunma çocuguma, elleme cennet kokulu kadınımı ,öldürülen her kadın ,çocuk ve hayvan haram edicek sana hakkını.

Arkamda gelen tıkırtı ile düşüncülerimden ayrıldım ve arkama baktım kimse olmayınca hızımı biraz daha hızlandım. Ben  hızlandıkça arkadan ayak sesleri gelmeye başladı korkudan arkama bakamadım ve koşmaya başladım. Ben koşunca arkamda ki kişide koştu ve ben daha ne oldunu anlamadan bir el kolumu çekti ve beni gövdesine yasladı.

Ben korkudan göz yaşlarımı akıtmaya başladım.

Sonro agzıma tutulan şeyle gözlerim karardı en son hatırladığım şey ise gür bi erkek kahkahasıydı.


Evvet ben geldim bölüm kısa biliyorum ama internetim yoktu bende yazabildiğim kadar yazdım.

OY VE YORUM

AbilerimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin