(Alkın'ın anlatımıyla)
Yediğim dayaktan sonra babamın da baskısıyla hastaneye gelmiştik. Normal koşullarda da hastaneleri pek sevmeyen ben, söz konusu ben olunca daha bi fazla hastaneleri sevmiyordum. Bunun en büyük sebebi ise birazdan koluma sokacakları iğneydi.
İğnelik bir işim olmasa da burda kan aldırıyor olma sebebim babamın, hazır hastanedeyken ilaç dozajı için kan tahlili yaptıralım diyen dahiyane fikriydi. Sonuç olarak canı yanan bir ben!
Bakışlarım, benden bir önce ki hasta için iğneyi hazırlayan hemşireden çekerken bir şey dikkatimi çekmişti. Karşımızda bulunan oda da yasta yatağında yatan, muhtemelen benim yaşlarımda olan sarışın bir çocuk, bu çocuğa bağlı olan bir sürü makine ve kablo.
Hasta çocuğun yanında duran ise daha kumral birisiydi. Yüzünde gülümseme de olsa, gözlerinde endişeli ama bir o kadar da yorgun bir bakış vardı. Bu yorgun bakışlar hasta çocukta da bizzat belli oluyordu. Tek fark onun yüzünde gülümseme değil de bir buruk ifade vardı.Kumral çocuğun bakışları etrafını turlamaya başlayınca hemen bakışlarımı onlardan çekmiştim. Çok geçmeden bakışlarım istem dışı tekrar o iki genci bulmuştu. Kumral çocuk, sarışının dudaklarına öpücük kondurmuştu. Bu öpücükten sonra hasta olan gencin yüzünde ki buruk ifadeden geriye zerre bike kalmamış yerini saf mutluluk almıştı. Öyle ki bu mutluluk sadece yüzlerinde asılı kalmamış ikisinin de gözlerine kadar işlemişti. Böyle güzel sevmek herkese nasıp olmuyordu. Olan ise kıymetini bildiği pek söylenmezdi. Ben o kıymetini bilmeyenlerdendim. Öyle ki sevdiğim ile aram kötüydü. Bu beni kahrediyordu.
Aklıma dolan Ener ile anılarımla iç çektim. İğneden korktuğum için elimi tutması, ellerimi öpmesi, damar yolu açılırken sürekli konuşup şebeklik yapması ve asla yanımdan ayrılmaması... şimdi bakıyorum da ellerimi tutan, öpen birisi yoktu. Canımın acıyacağını düşünmeyeyim diye beni güldürmeye çalışan birisi de yoktu. Yalnızdım ve ellerim soğuktu çünkü ellerinin sıcaklığıyla ellerimi ısıtacak bir Ener'im yoktu.
Ben onu kaybedecek kadar eşek kafalıydım ve yalnızlığımın tek sebebiydim. Ben Ener'i özlüyordum ve bu özlem beni yavaşça bitiriyordu.
Dolu gözlerim tekrardan sevgili çifti bulduğunda sarışının uyuduğunu ve kumral gencin onu izlediğini gördüm. Yüzüme yayılan gülümsemem ile sol gözümden bir yaş süzüldü. Sol elimin tersi ile yaşı silerken kumralın dudaklarından dökülen kelimeler olduğum yerde taş kesilmeme sebep olmuştu. Bu nasıl bir raslantıydı böyle?
-Sen iyileşeceksin Ener'im, seninle daha çok şey yaşayacağız. Seni çok seviyorum.
*
Bir efsaneye göre ilk gözyaşı sol gözden akarsa,
bu acı dolu bir göz yaşıdır derler...
****
Selam ben geldiimmm!!
Öncelikle geç geldiğim için özür dilemek istiyorum. Benim için çok zor olan bir süreçten geçtim ve pek buralarda değildim. Zorlandım ama o günleri aştım artık. Şuan burdayım, geri döndüm ve artık sizi bekletmeden bölümleri atacağım.
Sizi çok seviyorum 💙💙💙
~Mars
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Af Diliyorum
Short StoryHer şey doğru zamanda yapılmalıydı. Alkın ise çoktan geç kalmıştı bunu anlamak için. Pişmandı. Pişmanlığı fayda edecek mi? Alkın: Özür dilerim. Alkın: Biliyorum, aptallık ettim. Alkın: Ama sen beni affet olur mu? Alkın: Senden af diliyorum. *** Text...