•Final•

338 23 57
                                    

(Bugün toplam 3 bölüm attım. Lütfen atlamayın)

*Telsiz sesleri*
-Polis Memuru: 53-45 merkez, 53-45 merkez. Tamam.

-Merkez: Merkez dinlemede. Tamam.

-PM: İhbar doğru. Adrese ambulans iletilmesini istiyoruz. Tamam.

**

-Komser: Olay ne?

-PM: Komserim, merkeze mezarlıkta bir ceset bulunduğu ihbarı geldi. İhbar doğru çıkınca inceleme üzere sizi çağırdık.

-K: Kimlik tespit edebildiniz mi peki?

-PM: Hayır ama ceset genç. 17-18 yaşlarında. Tahminen 1.78 boylarında kumral. Vücudunda darp izi yok. Yaralanma da yok.

-K: Nerde bulunmuş peki?

-PM: 5 ay önce ölen birinin mezarında, mezara sarılı vaziyette bulundu.

-Olay Yeri İnceleme: Komserim bir kağıt bulduk. Görmek isteyebilirsiniz.

   Kağıdı eline alıp okuyan komserin gözleri dolmuştu. Kağıdı elinde sıkıp buruşturunca gözleri merakla ona bakan ekibe döndü ve dudaklarından o iğrenç kelime döküldü.

-K: İntihar!

***

   (Mars'ın bakış açısıyla)

   Alkın, sevgilisinin kucağına uzanmış, anlattığı olayı dinliyordu. Ener ise anlatırken bir yandan miniğinin saçlarını okşuyor, ara sıra parmağına dolayıp bırakıyordu.

-Alkın: O kağıtta ne yazıyormuş peki?

-Ener: Biz belki bu dünya da kavuşup mutlu olamadık. Lütfen bizi burda rahat bırakın ve kavuşalım. Lütfen. Sizden ricam bizi kavuşturun, olur mu?

-Alkın: Polis ne yapmış peki? Ayırdılar dimi? Orda da kavuşamadılar?

-Ener: Aslında hayır. Aksine polis yan mezarlar dolu olduğundan onları bir mezarın içine gömmüş. Tabii çok sıkıntı olmuş. Hatta sanırım Alkın adına sahte bir mezar bile yapılmış. Ener'in ise mezar taşı değiştirilmiş ve ikisinin adı yazılan bir taş yaptırmışlar. Öyle ki ölüm tarihi yazılan yere, ölüm tarihi yerine 'vuslat' adı altında bir tarih yazılmış.
(Vuslat: Sevgiliye kavuşmak*)

   Alkın, sevgilisinin kucağında doğrularak gözlerinin içine bakarak konuşmuştu.

-Alkın: Ne kadar güzel düşünmüşler. Ama anlamadığım bir şey var. Alkın neden sürekli özür dilemiş? Ne yapmışta buralara gelmiş olay?

   Ener, sevgilisini tekrar kucağına çekerek, saçlarına ufak bir öpücük kondurup anlatmaya devam etti.

-Ener: Anlatayım. Bir gün Alkın, Ener ile buluşmak istiyor. İkisi bir plan yaptıktan sonra buluşma yeri ayarlıyorlar. Ener, buluşma yerine erken geldiği için Alkın'ı bekliyor. Alkın ufak bir aksakıktan dolayı geç kalıyor tabii-

   Alkın, Ener'in göğsünden doğrularak şaşkınca sorar.

-Alkın: Tek sebep geç kalması mı?

   Miniğinin burnunu hafifçe ısıran Ener ısırdığı burnun ucunu ovuşturmuşdu da, sırf acısı geçsin diye. Minik olan ise burnunun ucuna bakarken şaşı olmuş ve sevgilisine görsel bir şölen sunmuştu. Ah! Ne tatlı bir şölendi bu...

-Ener: Anlatmamı beklemiyorsun ki meraklı sıçan! Az sabret.

-Alkın: Ama sende dedem gibi iki saat bir şey anlatamıyorsun ki!

 Senden Af Diliyorum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin