•15•

241 24 59
                                    

    (Alkın'ın anlatımıyla)

   Bu gün ilk karşılaştığımız yere geldim. Boş bir masaya oturdum. Yanıma gelen garsondan çilekli limonata istedim. Bu onun en sevdiği içecekti.

   Garson yanımdan ayrıldıktan sonra gözlerimi yep oturduğumuz masaya çevirdim. Boştu. Her zaman olduğu ve olacağı gibi...

*flash back*

   Kafeye gelmiş her zamanki masada oturuyordum.
Bu gün ilk randevuya çıktığımız gündü. Bu kafeyi seçmemizin ise özel bir anısı vardı. İlk kez burda karşılaşmıktık. Daha doğrusu ben lavaboya giderken sakarlığım ile gorsonun elinde ki tepsiyi üstüne devirmiştim.

   Deli gibi özür dileyip üstünü temizlemeye çalışıyordum. O da beni bir sorun olmadığına inandırıyordu. Böyle bir klişeyle başlamıştı işte her şey. Çok güzel ilerliyorduk. Biz çok... güzeldik.

   Tüm bu düşüncelerimden yanağıma usulca konulan öpücükle çıkmıştım. Daha sonra da görüş açıma mavi gözleri girmişti. İşte şimdi tüm dünyalar benim olmuştu.

"Ener! Sevgilim napıyorsun? Ya biri görse? Başına bir şey gelsin istemiyorum.

   Omuzlarını silkmiş ve dudaklarını yalayıp konuşmuştu. Hayır Alkın! Gözlerine bak! dudaklarına değil.

"Çok tatlıydın. Düşünürken dudakların büzüşüp öne çıkmış dua et dudağından öpmedim."

   İkimizde gülüşlerimizin bize eşlik ettiği güzel dakikalar geçirmiştik. Taki çalan şarkıya kadar. Bu şarkının onda kötü anıları olduğunu biliyordum. Bunu düşen yüzünden anlayabilirdi herkes. Konuyu açmadan burdan gitsek iyi olurdu. O üzüldükçe benim canım yanıyordu çünkü.

"Sevgilim ben sıkıldım. Hadi gidelim. Hem sahilde dondurma sözün vardı."

   Bu dediğime kocaman gülümseyerek kalkmış, benide kaldırmıştı. Hesabı ödedikten sonra ise çıkmıştık.

*flash back son*

    Önüme konulan bardakla girdiğim transtan çıkmıştım. Siparişimi getiren garsona teşekkür ettikten sonra bakışlarım tekrar masamızı bulmuştu. Gördüğüm kişiyle gözlerim önce şokla açılmış ardındansa mutluluk-huzur karışmıştı harelerime...

   Ener, sevdiğim adam karşımda gülerek bana bakıyordu. Elinde her zaman ki içeceği. Yanında gitmeye çekiniyordum. Direk telefonu elime aldım.

Alkın: Seni çok özledim.

   Attığım mesajdan sonra bakışlarımı ona çevirdim. Elinde ki telefona bakıyordu.

Alkın: Bugün de harika gözüküyorsun.

   Attığım mesajla yüzünde alaylı gülüşüyle bana baktı. Bu gülüşünü tanıyordum. Ne zaman ego kasacak olsa bu gülüş yüzünde peydah olurdu.

Alkın: Mesajları okuduğunun bilincinde olarak yazmak çok... güzel hissettirdi.

Alkın: Sanki beni affetmişsin gibi.

Alkın: Sanki sana hiç geç kalmamışım gibi...

Alkın: Ne güzel olurdu her şey sana geç kalmasaydım.

    Şimdiyse ikimizinde yüzünde buruk bir tebessüm vardı. Dudaklarını aralamıştı bir şey diyecek gibi. Vazgeçtiğini düşündüğüm zaman dudaklarını fısıltı şeklinde oynadı. Gerçekten fısıldamıştı ama dediği kelime o kadar ağırdı ki. Tüm zerremde hissetmiştim acısını...

 Senden Af Diliyorum Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin