(Önceki bölümü atlamayın lütfen)
(Medyayı dinlemenizi şiddetle tavsiye ederim)(Alkın'ın anlatımıyla)
Onunla her zaman buluştuğumuz parka gitmiştim. Aslına bakarsak her gün bu parkdayım. Bu park, genellikle kimse olmadığı için rahatça takıldığımız bir yerdi. Hatta ilk kez bu parkta o yumuşak ve güzel tadı olan dudaklarını öpmüştüm. Hala daha o tat gitmiyor dudaklarımdan. Eğer şimdi böyle ayrı olacağımızı bilseydim daha çok öperdim. Belki de öpmek yerine hayvanlık yapmazdım, kim bilir? Her şey daha güzel olabilirdi.
Bu parka her gün gelme sebebim ise olurda o da ben gibi anıları hatırlamak için bu parka gelir ve bende onu görürüm diye. Bu düşünceye çok kaptırmışım kendimi ama bundan bir pişmanlığım da yok. Onu görecek olma ihtimalinin düşüncesi bile mutlu ediyordu beni. Bu ihtimal için her şeye değerdi.
Bazen etrafı incelerken onu görür gibi oluyorum. Peşinden gidiyorum. Arkadan bakıldığında tamamen o. Yürüyüşü, duruşu, vücud yapısı hepsi o. O kadar benzeyen bir başkası olamaz dimi? Peşinden giderken onu bir anda kaybetmezsem eğer cevabı bulacağım ama olmuyor. Kaybediyorum sürekli...
Bi- O-orda bak orda. Geliyorum aşkım bekle...
-Ener! Bekle beni lütfen. Ener! Özür dilerim hayatım. Affet beni n'olur! Seni çok özledim. Seni seviyorum!! Ener!
Ayağımın taşa takılmasıyla yere düştüm. Canım çok yanıyordu. Canımın acısıyla hıçkırarak ağlamaya başladım. Sesim çıktığı kadar ağlıyordum. Canımın acısına ruhumda ki acıları da katmıştım. Bir bakıma dizimi bahane ediyordum ya tüm bu göz yaşlarımı özgürce akıtmak için. Sanki gökyüzü benim acımı anlamış gibi feryat edercesine gürledi, ardından oda göz yaşlarını bıraktı. Sanki tüm acımı örtmek, göz yaşlarımı saklamak istercesine güçlü yağdı. Yerde yatmaya devam ederken bir yandan da ağlıyordum. Vücuduma ilmek ilmek işleyen soğuk dolayısıyla titremeye başlamıştım. Beni burda böyle bırakmazdı değil mi?
-Ener! Çok üşüyorum, sende mi üşüyorsun böyle yoksa? Neden gelmiyorsun yanıma? Hala kırgın mısın bana? Özür dilerim seni çok seviyorum.
Fısıldarken bana doğru gelen adım seslerini duydum. Beni bırakmayacağını biliyordum. Etrafıma sarılan kollarla birlikte bilincimi yitirirken dudaklarımdan son bir fısıltı döküldü.
-Ener, özür dilerim, seni çok özledim!
***
Ener*: Yiğit, kahraman kişi.Sevgilerle
~Mars
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senden Af Diliyorum
Short StoryHer şey doğru zamanda yapılmalıydı. Alkın ise çoktan geç kalmıştı bunu anlamak için. Pişmandı. Pişmanlığı fayda edecek mi? Alkın: Özür dilerim. Alkın: Biliyorum, aptallık ettim. Alkın: Ama sen beni affet olur mu? Alkın: Senden af diliyorum. *** Text...