1

1K 104 6
                                    

Uzun bir süre bu şekilde kaldılar, Catra'nın yüzü Adora'nın omzuna gömülmüş, Adora nazikçe Catra'nın kafasını tutuyor. Adora, Catra'ya çok fazla sarılmamaya veya onu kısıtlanmış hissettirmemeye çalışıyordu. Catra'nın çekilmeye/hareket etmeye başlayacağı anı tahmin etmeye çalışıyor ama Catra hareket etmiyordu. Öyle sıkı duruyor ki bu acıtıyor olmalı, pençeleri Adora'nın ceketinin üstünden sırtını kazıyor, yavru kediyken yaptığı gibi ona kenetleniyor ve pençelerinin ne kadar acıtabileceğini bilmiyordu. Adora çekilmemeye, tek bir kasını hareket ettirmemeye çalışıyordu. Eğer bunları yaparsa büyünün bozulacağından ve Catra'nın mücadele etmesinden korkuyordu. Açığa çıkmış zayıflığı yüzünden dehşete düşmüştü.

Catra gitmesine izin vermezdi. Adora da öyle.

Bu anda Glimmer ve Bow onları rahat bırakmak için kaçtılar. Adora odaya girip çıktıklarının ve Entrapta ile fısıldaştıklarının farkındaydı. Sonunda Bow odaya geldi ve Adora'nın yanına çöktü.

"Hücredeki* kutuları temizledik ve bir yatak hazırladık." mümkün olduğunca kısık bir sesle söylemişti. "Catra'yı oraya taşımayı denemek ister misin?" (* Orijinal metinde "brig" olarak geçiyor Türkçe karşılığı brikmiş, araştırdığımda anlamını "iki direği olan, seren yelkenli, hızlı yol alan, birkaç topu bulunan bir savaş gemisi" olarak buldum. Anlatılana uygun olması için hücre yazdım.)

Adora, Bow hücre dediğinde biraz titredi -Catra'nın bir mahkum gibi hissetmesini istemiyordu- ama aynı zamanda gemideki diğer odalarla neredeyse aynı olduğunu ve oranın sıcak, karanlık olduğunu biliyordu.Orası Catra'ya özel olacaktı. Catra orada rahat olacaktı.

Eğer Catra Bow'u duymuşsa bunu göstermezdi. Adora Bow'u başıyla onayladı. Uzun süredir hareket etmeyen bacaklarına hayat vermek için dikkatlice hareket etti. Usulca "Hey, Catra?" diye fısıldadı. Catra cevap vermedi, hareket bile etmedi.  Adora Catra'nın uykuya dalıp dalmadığını merak ediyordu ancak Adora'yı tutuşu hiç değişmemişti.

Uzun bir süre Catra cevap vermedi. Sonunda Adora boynunda Catra'nın kafasını hareket ettirdiğini hissetti. Catra neredeyse duyulmayacak bir şekilde "Tamam" diye fısıldadı ve ardından Adora'nın ceketinin kumaşıyla boğuldu -başı adoranın göğsüne düştü vb. (ne bileyim boğuldu yazıyor)- Ama hala hareket etmiyordu ve kolları hala gevşemiyordu. Adora ona biraz zaman verdi. sonra sorumluluğu almaya karar verdi. "Seni taşıyacağım, tamam mı?" onu uyandırmak için elini nazikçe Catra'nın başına yerleştirdi. Catra'nın cevabı ise omzunda hafifçe başını sallaması oldu.

"Yardıma ihtiyacın var mı?" Bunu söyleyen Bow'du. Adora kafasını salladı. "Onu tuttum." Catra'yı kollarından kaldırıp, bir kolunu dizlerinin altına ve diğerini sırtına kaydırdı. Catra hala bırakmıyordu. Başı Adora'nın omzuna gömülmüş durumdaydı, sanki dünyadaki tek güvenli yer orasıymış gibi.


Küçük bir başlangıç :)

Don't Go / CatradoraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin