8. bölüm

1.3K 96 11
                                    

BH: E-evet! Gö-gördün mü Ha Ru? B-ben ka-kazandım!

Bu kadar tatlı olmasan hayatta kazanmana izin vermezdim, Baek Hyun.

HR: Sen en iyisisin, Baek Hyun. Ah, şimdi geliyorum.

Hızlı adımlarla odama girip yaralarına sürdüğüm kremi aldım ve odasına girdim. Yaralarının çabuk iyileşmesini istiyordum. Üşengeç olduğum için her defasında ilk yardım çantasına git gel yapamazdım. Baek Hyun'un odasında olursa, annesi görebilirdi. O yüzden en iyisi, kendi odamda saklamaktı.

Kapıyı kilitleyip yanına yaklaştım.

HR: Yatağına uzan, Baek Hyun. Yaralarına krem süreceğim.

Beni dinleyip sakince yerinden kalktı. Tişörtünü çıkarmasına yardım ettim ve yatağına uzandı. Kremi sol elime sıkıp sağ elimin parmaklarıyla nazik şekilde yaralarına sürdüm. Yüzünü kontrol ettiğimde hiç bir acı belirtisi yoktu ve beni izliyordu.

HR: Acırsa, söyle.

BH: Ta-tamam.

HR: En son ne zaman yaptı bunu?

Yüzü düşmüştü.

BH: İ-iki haf-hafta ö-önce..

HR: Ayaklarında da var mı?

Başını salladı.

HR: Karnın ve sırtın bittiğinde şort giyersin. Ayaklarına da sürerim.

BH: Be-benimle ilgile-lendiğin i-için te-teşekkürler..

HR: Önemli değil. Seninle ilgilenmek hoşuma gidiyor.

Yüzündeki gülümseme yerini şaşkın ifadeye verdi. Aynısı benim için de geçerliydi.

BH: Ka-kalbim y-yine hı-hızlanıyor..

Elimi kalbinin üzerine koyduğumda gerçekten de atışları hızlanmıştı.

BH: Yi-yine mi mut-mutluyum?

HR: Hmm.. Öyle... Hadi kalk otur.

Oturduğunda arkasına geçip sırtındaki yaralara da krem sürdüm.

HR: Bir insan ne kadar acımasız olabilir ki, para için başkasının canına kıysın? Aklım almıyor..

Sırtındaki yaraların hepsine sürdükten sonra dolabını açıp kısa şort aradım. Birini bulduğumda alıp ona uzattım. Tişörtünü giyinip şortu eline aldı ve banyoya girdi. Kısa sürede dışarı çıktığında beyaz tenindeki yaralar gözüme çarptı. Sırtına göre çok değildi. Yatağa oturduğunda ben de yere oturup ayaklarına da krem sürdüm.

İşim bittiğinde tekrar banyoya girmişti. Ben de boş durmayıp kremi odama götürdüm ve dolabıma sakladım. Odaya girdiğimde banyodan çıkmıştı.

BH: Dı-dışarı çık-çıkalım mı?

HR: Tamam.

Elini tuttum ve dışarı çıktık.

HR: Hiç evden dışarı çıktın mı?

BH: Sa-sadece, an-annemle do-doktor k-kontrolleri iç-için çı-çıktım.

HR: Çıkmak ister miydin?

Gözleri parlamış ve gülümseyerek başını sallamıştı.

BH: Ç-çok is-istiyorum a-ama an-annemin iş-işleri o-oluyor..

HR: Peki sana yarın annenden izin alıp ikimiz birlikte parka gidelim desem?

Mutlulukla içini çekip ellerini yumruk yaptı ve göğüslerine kadar kaldırdı.

BH: G-gerçekten, ya-yapar mı-mısın?

HR: Tabii ki de yaparım.

Yerinde zıplayıp sıkıca bana sarıldı. Heyecanlanmıştım.

BH: Ç-çok te-teşekkür e-ederim, Ha Ru. Ke-keşke da-daha ön-önceden tan-tanışsaydık..

Geri çekilip yanağımı okşadı.

BH: Ç-çok teşekkür ed-ederim, Ha Ru. Se-seni sev-seviyorum..

Yaklaşıp diğer yanağımı öptüğünde kalp atışlarım daha da hızlanmış, yutkunmuştum. Uzun zaman sonra bu kelimeyi ilk kez birisinden duyuyordum. Ailem dışında birinden. Arkadaşlarım bile bana söylemezken, iki gündür tanıdığım biri bana söylemişti.

BH: Oy-oyun oyn-oynayalım. Be-beni y-yakala..

Koşmaya başladığında bir kaç saniye hareket edememiş, kendime geldiğimde arkasından koştum.

BH: Ha Ru b-beni ya-yakalay-yamaz kii!

HR: Yakaladığımda pişman olacaksın, Baek Hyun!

Bir süre hiç durmadan koşmuş, durduğunda kolunu tutmuştum.

HR: Yakaladım!

BH: Ya-yakalamadın, ken-kendim du-durdum.

HR: Ne fark eder? Yakaladım işte..

Byn.B: Ne yapıyorsunuz, çocuklar?

Annesini gördüğü gibi sarılmıştı.

BH: An-annee..! Se-seni öz-özledim..

Ayrıldıklarında Baek Hyun bana bakmış ve annesine dönmüştü.

BH: Oy-oyun oyn-oynuyorduk, a-anne. Ha Ru b-beni ya-yakalayam-madı.

HR: Hayır, yakaladım.

BH: B-ben du-durduktan s-sonra ya-yakaladın. B-bu sa-sayılmıyor.

Annesi küçük atışmamıza gülmüştü.

Byn.B: Baek Hyun, Ha Ru doğru söylüyor. Nihayetinde, yakalamış işte..

Kaşlarını çatıp dudaklarını büzmüş ve kollarını önünde toplamıştı. Keyfini yerine getirmeyi biliyordum.

HR: Bayan Byun, eğer izin verirseniz, yarın Baek Hyun'la parka gitmek istiyorum.

Kollarını indirip kaşlarını düzeltmiş ve annesine dönmüştü.

BH: E-evet, a-anne lü-lütfen... p-parka gi-gitmek ist-istiyorum.

Byn.B: Korkuyorum, Ha Ru. Ya Baek Hyun'uma bir şey olursa?

HR: Onu koruyacağıma emin olabilirsiniz..

BH: E-evet, an-anne.. s-söz veri-veriyorum, Ha Ru'n-nun el-elini bı-bırakmay-yacağım...

Umut dolu gözlerine dayanamayan, bayan Byun sonunda kabul ettiğinde gülmüş ve yanıma gelmişti.

BH: Du-duydun m-mu Ha Ru? An-annem ka-kabul e-etti. Ya-yarın pa-parka gi-gidiyoruz..

HR: Duydum, Baek Hyun. Yarın çok eğleneceğiz..

Çocuk bakıcısıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin