yourfavkitten kullanıcısından video araması.video araması sonlandı. [32dk, 43sn]
JK:
kitty
sikeyim, birden bu aramaların...
o kalçan
gördüğüm en güzel manzara
o küçücük dantelle kapatmaya çalıştığın
erkekliğin de
çok sevimli
tenin beni delirtiyor
kokunu düşlerken buluyorum kendimiyourfavkitten:
ah, J. lordum.
sizin sesinizi her duyduğumda
içimin dolu hâlde olmasını
isterken buluyorum kendimi
senin o sert erkekliğinin üzerinde
kendimi kaybetmeyi hayal ediyorum
tanrım... çok arsızımJK:
seni görmek istiyorum
kendimi sana göstereyim
benim için çırpınırken
zevkten kızaran gözlerini izlemek
dudaklarını erkekliğime sardığını
düşleyebilmek istiyorum
delirmek üzereyimyourfavkitten:
lordum...
ben de sizi deli gibi...
ah. çok. çok istiyorum.
yüzünü görmeyi diliyorum.
ama korkularımın önüne geçemiyorum...JK:
korkma, kitty
neden korkuyorsun?
seni deli gibi arzuluyorum
sen de beni.
bırak görüşelim...
birleşsin vücutlarımız.
düşününce bile ateşler içinde kalıyorum.
vücudun erkekliğimi uyarıp duruyor...yourfavkitten:
bu henüz mümkün değil.
lütfen...
bana zaman ver.JK:
ne bekliyorsun?yourfavkitten:
sadece,
üzgünüm.JK çevrimdışı.
yourfavkitten:
gitme.
sikeyim|
si|
geri döndüğünde yaz...[hayatımız bitmis]
joon hyung:
akşam partiye
geliyorsunuz değil mi?seokjin hyung:
kaçırır mıyım?
aslajoon hyung:
neyle gideceksin
partiyeseokjin hyung:
sana binip gideceğim joonsinirim bozuktu ama
şu konuşma biraz keyfimi yerine getirdijoon hyung:
beni böyle yaralayacağını sanıyorsan
güzel seokjin,
bu cümlen yalnızca beni tahrik etti
bilmeni isterimseokjin hyung:
motorumla gideceğim, zorba
seni de alırım
jungkook yine otobüsle
lolgeçen partiden dönerken
otobüse kustuğum için
az kalsın dayak yiyordum?
artık dalga geçecek bir durum değiljoon hyung:
yoo öylehyung sikeceğim ama ya
joon hyung:
kocamın gözü önünde
bunu söyleyebildiğine göre
yürek yemişsin aslanım
seokjin, ne diyor bu velet
sahip çık bana 🗣seokjin hyung:
taşağı bırakın haydi
birkaç saate çıkacağım
hazır olun siz de
jungkook bu kez bisikletle gel
iş görürmantıklı hyung
hazırlanıyorumjoon hyung:
seokjin
içime iç çamaşarı giymesem
bu seni etkiler miydiseokjin hyung kişisi gruptan ayrıldı
joon hyung:
dayanamıyor cazibeme
işte kanıtı, hah
şu çocuk...-
jungkook, bacaklarını hiç bırakmayacak gibi saran dar kotun üzerine aldığı yeni sweati geçirirken parmaklarını karnında gezdirdi. kendini sergilemenin nasıl bir tatmin verdiğini düşünmeden duramamıştı. fakat bundan bambaşka bir hayatı daha vardı, yarım saat sonra aşağı inecek ve bisiklete atlayıp hyungların kararlaştırdıkları parti mekânına gidecekti. üniversitesinin ikinci senesinde, hyungları sağ olsun, çılgın gibi eğlenen yarı yetişkin insanların arasına girebiliyordu.
fakat aklını kurcalayan tek bir şey vardı şu sıra. ne gidecekleri parti için giyeceği kıyafeti önemsiyordu, ne de günlerdir ona dik dik bakan piçi düşünüyordu. sınavlar da bittiğinden aklında dolanan tek şey kitty olmuştu. ismini bile bilmediği bu güzellik başını nasıl da döndürmüştü.
her video aramasında kulağına dolan inlemeleri, sertleştiği açıkça görünen pembe göğüs uçları, her hâlinden belli olan yumuşacık teni... her şeyiyle dokunulmaya muhtaç ve arsızca kıvrılan bedeni, jungkook'un bedenindeki bazı yerlerde de etki ediyordu.
kafasında kitty'nin güzelliğini kurgularken yurt odasının kapısını çekip çıkan çocuğun gözleri yan odadan birkaç saniye evvel çıkmış olan belâlı tiple buluşmuştu. jimin. çocuğun yüzünü süzebildiği o saniyelerde, teninde yer etmiş birkaç kabuklu yarayı ve şiş dudaklarını seçmişti.
göz kontağını ve aradaki garip gerginliği birkaç saniye içinde bozan jungkook olmuştu. şu an başına belâ alacak vakit değildi. hem biraz daha geç kalırsa seokjin hyung kıçını tekmelerdi. ilerlemeye başladığında, ellerini cebine sokup arkasından gelen kabadayının varlığını hissetmişti.
belâlı piçin saçları kısa kesim, simsiyahtı. kaşındaki piercingi ise büründüğü siyahların arasında sırıtan tek renkti. jungkook göz ucuyla arkasına baktığında, çocuğun gözlerini ensesinde hissetti. adımları hızlandıkça sanki çocuk da onunla hızlanıyor; bu durum, aralarında bir yarış oluşturmuş gibi ikisini de hırslandırıyordu.
bu oyun çok sürmemişti. jungkook, merdivenleri bitirip bisikletinin yanına ulaştığı vakit siyah saçlı belânın arkasında olmadığını da fark etmişti. birkaç defâ sağına soluna bakındı, piçi gözden kaybetmiş olduğunu o vakit anlamıştı.
başını iki yana sallayarak bisikletine atlamış ve konuma doğru sürerken yol üstündeki insanların zihninde bir anı yaratmasına izin vermişti. bedenler, sesler, ışıklar ve korna sesleri. tam tamına kaostu. kaosun ortasında yine yan oda komşusunu seçmişti gözleri. yanındaki dört kişi, çocuğun arkasından ilerliyordu. karşı caddede ilerliyorlardı.
muhtemelen bir tayfa hâlinde geziyorlardı. eh, böyle diklenebilen bir auranın varlığını elbette sağlam bir arka yaratırdı. çocuğun arkası sağlamdı. bu yüzden gözlerini jungkook'un yüzünden çekme gereği duymuyordu.
bir çeşit homofobi saldırımı olabilirdi bu hareketleri, belki. çünkü belliydi. jimin'in ne erkeklerde tek bir feminen olayı kabullenecek, ne de eşcinselliğin ne denli normal olduğunu kavrayabilecek zihniyeti yoktu.
ürkütücü herifin gözlerine baktığı o küçük saniye dilimlerini hatırladığı an önünden hızla geçen arabanın varlığını yeni fark etmiş ve acı fren sesi ile gözlerini sıkmıştı. araba kornaya küfür gibi basıp durmadan ilerlerken, jungkook derin bir nefes bırakmış ardından hızla konuma sürmeye devam etmişti.
-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
find me 愛 kookmin
Fanfictionyourfavkitten: favori kedin olacağım. /!\ yetişkin tarzda sayılabilecek içerik bulunduruyor. lütfen sizin için uygunsa okuyun.