***"siktir jimin. bu kıyafeti giymek zorunda mıydım cidden?" jungkook utançla üzerindeki hizmetçi kostümünün eteğini aşağı doğru çekiştirdi.
jimin bayılmıştı bu görüntüye. jungkook'un o güçlü vücudunu altına almaktan öyle haz duyuyordu ki, onu öylece izlerken bile sikinin seğirdiğini hissetmişti.
"kesinlikle giymek zorundaydın." dedi, dudağını baş parmağıyla okşayarak gülerken oturduğu koltuktan kalktı. birkaç ay önce birlikte çıktıkları küçük evin yatak odasındaydılar. burada şimdiye kadar böyle çok oyun oynamışlardı.
jimin kısa kesim saçlarından parmaklarını geçirip jungkook'un utançtan kıvrılıp duran bedeninin yanına yaklaştı. yüzüklerle süslü eli, çocuğun siyah kuşakla iyice inceltilmiş beline kayarken burnunu sert çenesine yaslamıştı.
jungkook'un kokusunu içine çekerken, çocuğun belindeki elini kalçasına kaydırdı ve avucundaki sert kıçı sıkarken mırıldandı. "senin gibi bir adamdan böyle bir cevher çıkacağını düşünemezdim sahiden."
yılan kadar kısılmış bakışlarını, jungkook'un kocaman gözlerine çevirdi. "altta bu kadar iyi olacağını..."
jungkook titrek bir nefes bırakmıştı istemsiz. her şeyini yeni yeni keşfediyordu jimin sayesinde. evet başta hep üstte olmuştu fakat, jimin onu git gide alıştırmıştı alta geçmeye. şimdi ise sınırları yoktu, önyargısı yoktu. tamamen özgürlerdi yatakta da.
"bugün benim güzel hizmetçimsin." bir eli jungkook'un vücudunu kostümün üzerinden okşarken diğer eli çocuğun yanağına kapanmış, olduğu yeri sevmişti. jungkook sarhoş oluyordu sanki.
jimin'in bu yönü, beklenmedik ve baş döndürücüydü. iki gün önce altında kendini siktirmek için yalvaran erkeğin ellerinde, yavaş sikilmek için sızlanmak düşüncesi karnına ağrı sokuyordu.
"jimin..."
jimin piercingle süslü tek kaşını havalandırıp çocuğun kızarmış yüzüne baktı. altındaki eteği çekiştiriyordu hâlâ. "jimin, değil. unuttun mu? bugün ben senin efendinim."
eteğini çekiştiren eline vurdu çocuğun. "neden güzelliğini benimle paylaşmakta çekingensin?"
avucunu çocuğun eteğinin altından baldırlarına sürtüp sıkmıştı. "yoksa efendin olduğum için bunun yanlış olduğunu mu düşünüyorsun, güzelim?" jimin rolüne iyice girerken, jungkook bu yaptıkları oyunun bu kadar hoşuna gideceğini düşünmemişti hiç.
"hayır, efendim. sizin gibi soylu bir adamın benimle işi olmaz diye düşündüm hep." jimin, aldığı geri tepkiyle kurguyu genişleten çocuğun yüzüne öldürücü bir gülüş atmıştı. öyle hoşuna gitmişti ki. böyle oyunlarda jungkook hep çekingen davranırken, bu adım bile çok hoştu jimin için.
"belki sadece kullanırım kıçını. buna izin vermez miydin?" baldırındaki elini kaydırıp kalçasına tekrar yerleştirirken, çocuğu bastırıp ön tarafına yaslamıştı. jungkook'un eteği altındaki erkekliği, jimin'in ön tarafına baskı uygularken ikisi de bundan hoşlanmıştı.
"verirdim, efendim."
jimin iç çekip çocuğun çenesini küçük küçük ısırırken mırıldanıyordu bir yandan. "senin gibi güzel birini evime almamalıydım belki de. aklımı karıştırıyorsun. o güzel kalçaların ve sevimli yüzünle..."
çocuğun ensesine tutunmuştu avucu, bir eli kalçasındayken yüzüne bakıyordu. "sizi baştan çıkartmak istemiştim hep. sanırım başardım." jungkook, jimin'in gözlerine bakarken söylediği cümleyle fitili ateşlemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
find me 愛 kookmin
Fiksi Penggemaryourfavkitten: favori kedin olacağım. /!\ yetişkin tarzda sayılabilecek içerik bulunduruyor. lütfen sizin için uygunsa okuyun.