find me 愛 kookmin

十九

***

woon:
bu akşam omelas'daki partide
çocuğu öyle bir içireceğim ki
sonunda kendini içimde bulacak
sonra da ben ona girerim belki
gerçi eminim bakirdir?
vay canına heyecanlıyım.

bu siktiğimin fantezilerini
bana anlatmasan
midemi bulandırıyorsun

woon:
neredeyse bir haftadır onunlayım
bir kere bile öpmeye kalkmadı
canımı sıkıyor
fazla iffetli?
hoşlanmadım bundan.
artık çözmem gerek değil mi bunu,
en azından dudaklarımı öpsün!

bunu bana değil
ona söylemelisin woon
sikimde değil açıkçası

woon:
anlamıyorum
her muhabbetten sonra
konu sana geliyor
ve ilgilendiği en önemli şey
buymuş gibi dikkatle dinliyor cümlelerimi
kendim hakkında konuşurken
bunu yapmıyor jimin

muhtemelen
düşmanını tanımak istiyordur
fazlasını düşünme
o benden nefret ediyor

woon:
eh senden hoşlanacak değil ya :d
kafayı yemiş olmalı
her neyse
akşam mutlaka gel
artık düşmanlığı bırakmayı dene
nasılsa benim sevgilim sayılır?

gelebileceğimi sanmıyorum.
bizim çete keyfine baksın.
göz kulak ol.

woon:
okay baby
yine de gelmeye çalış

-

piç kişisi jimin olarak değiştirildi.

jimin, selam
bu akşam gelecek misin
sadece merak ettim

jimin:
açıkçası emin değilim jungkook
neden soruyorsun

aramızdaki bu anlaşmazlık
böyle azalmışken, bitsin istiyorum
arkadaşlarınla takılıyorum
sen, ben oralardayken hep gidiyorsun
bu hoş değil
yani sana rahatsızlık vermek istemiyorum
bu yüzden, anlaşalım
sana bir şeyler ısmarlarım
barış mâhiyetinde...

jimin:
ne şeker...
ama gelmeyi düşünmüyorum

öyleyse odana geleceğim
partiye kadar içelim
daha fazla bekleyemeyeceğim

jimin:
hayır jungkook

kapıyı açma o zaman
:d

jimin elindeki telefonu yatağa fırlattı. etrafta duran oyuncak ayıyı dolabının içine bir çırpıda sokarken dudaklarından küfür eksik olmuyordu. derdi neydi bu çocuğun? daha ne kadar canını yakacaktı? gözlerinin önünde en yakın arkadaşlarından biriyle flört ediyordu. aynı zamanda ona iyi davranıyor, eli yaralandığında yardımına yine o koşuyordu. üstüne üstlük lordu, o'ydu. ve bu baştan aşağı bir kalp krizi sebebiydi.

iyiliği can sıkıcıydı. jungkook'un hep düşmanı olmasını diliyordu. gerçi onu düşmanıyken dahi beğendiği gerçeğini kendine itiraf edebilecek gücü de yoktu.

kapı çaldı.

jimin aynaya göz ucuyla bakıp kaşındaki piercingi ve kısa siyah saçlarını elleriyle düzeltti.