Chapter 6
"Fakat benim ruhumun , benim bu zavallı ruhumun baharı gelmiyor."
Elimdeki kol çantamı masaya koydum. Bellayla tek ortak dersimiz olan Matematikteydik. Yanıma otururken aşk dolu gözlerle Jessica'yı izlediğini gördüm ve bu gülümsememi sağladı. Büyük bir amfideydik. Okulda bir çok kişinin ortak derslerinden biriydi o yüzden sınıf ağzına kadar doluyken ortalarda bir kısımda yer bulduğumuz için sevindim. Sınıfta yer bulamayanlar is merdivenlere oturmuşlardı. Beş kişi yan yana duruyorduk. Sağ tarafımda Bella ve Jessica varken diğer tarafımda Henry ve will duruyordu. İkisi de benim okulun başından beri tanıdığım sınıf arkadaşlarımdı , Bella'yla pek yakın değillerdi çünkü aynı bölümde okumuyorduk , bu yüzden sık sohbet edip aynı ortamlarda denk gelmeleri zor oluyordu.
İkisi bir oyun hakkında konuşurken onlara dönüp yanımdaki Henry'i bacağından dürttüm. Bakışları hemen beni buldu. "Çıkışta Bayan Garcia'nın söylediği projeyi konuşalım." Dedim. İkisi de gülerek bana bakıyorlardı 'ne var?' Dercesine kaşımı kaldırdım. "Daha dönem başlayalı çok olmadı bu çalışma azmin çok komik." Dedi Will. Kaşlarımı çattım ama dudağımda dalga geçer bir gülüş vardı.
"Derslerden kalamam aileme açıklamak çok zor , onlar otoriteyi severler. Kızlarının bir dersten kaldıklarını duyarlarsa o mükemmel evlat tablolarına zarar gelir." Dedim dalga geçerek. Zaten ailemin böyle olduğunu önceden onlara açıklamıştım o yüzden yanlarında bunlardan bahsetmek beni rahatsız etmeyerek rahat olmamı ve dalga geçmemi sağlıyordu. İkisi de güldü ama yine de bana üzüldüklerini belli eden bir kırıntı gözlerinde belirgindi. Gözlerimi kararla onlara diktim ve sahte maskem yüzüme geri geldi. "Acıma bakışlarınıza gerek yok çocuklar bunu aşıcak kadar büyüdüm."
Belki de büyümedim ama bunu bilmelerine gerek yok.
Henry'nin dudakları aralandı ve bir gülümseme gelip geri kapandı. "Kimse sana acımıyor Sienna , bence ailen nası bir kızları olduğunun farkında değiller." Belki de dediği gibi bana acımıyordu sadece bu kadar kendimi kapadığım için endişe duyuyorlardı. Artık hangisiydi bilmiyorum ikisi de destekleyen düzgün arkadaşlarımdı. Will de Henry'e katılır gibi kafasını aşağı yukarı salladı. Dudakları konuşmak için aralanmıştı ama bir şey diyemeden Sınıfa Hocanın girmesiyle bir çok ses ve konuşma kesilmişti.
Tanımadığım bir simaydı ve şaşırarak giren kadına baktım. Bizden belki de 10 yaş büyüktü , otuzlarının ortasında olduğunu düşündüm. Yan tarafımdan sesizce beliren şaşkın dolu bir ses çıktı. "Bu da kim?" Bu Bella'ydı. Sanırım Jessicadan artık gözlerini çekmişti. "Bilmiyorum bay Anderson'a ne oldu?" Dedim merakla içeri hayalet gibi sessizce giren kadına bakarak.
Hiç kimse bilmediği cevaplarla karşıda duran koyu kahverengi saçlı kadına baktı. Uzun vücudunu saran siyah bir etek giyiyordu , üstünde de bol bir beyaz neredeyse tül gibi zarif bir gömekle çok şıktı. Saçlarını alttan topuz yapmıştı , bunun yaşını daha büyün gösterdiğini düşündüm. İnce bir yüzü şekilli güzel dudakları dikkat çeken de başka bir özelliğiydi.
"Ben Jenny Palmer yeni Matematik Hocanızım. Bay Anderson Eşinin rahatsızlanması nedeniyle bu dönem aramızda değil. Şimdilik sizinle ben derse gireceğim...iyi anlaşacağımızı umuyorum. Güzel bir dönem olsun." Dedi sinsi bir gülüşle. Naif bir yüzle güzel bir kadındı hakkını yememek lazım ama onda beni rahatsız eden bir şey vardı bunun da burjuva vari görüntüsünün altında sinsi biri olduğunu düşünmemdi.
Dersleri nası işliyeceğini neler yapmamız gerektiğini kısa bir süre anlattıktan sonra dersi işlemek için arkasını döndü. Bu şekilde iki saate yakın bana işkence eden yorgunluk ve uykuyla dersi dinledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
En Koyu Kırmızı
ChickLitBir eli kalçamı kavradığında beni yavaşça kendine bastırırken "Bayan Parker..." dedi fısıldar gibi. Boynuma doğru gelen nefesi içimi ürpertti. Titrek sesim ve göğsümde deli gibi çarpan kalbimle konuşmaya çalıştım. Belimdeki elini hafifçe oynatarak o...