1

493 43 153
                                    

18.07.2020

Elimdeki pipeti içeceğin içinde minik bir girdap oluşturacak şekilde bir tur daha döndürüp karşımda oturan iki zillinin dediklerine odaklanmaya çalıştım. Hararetli hararetli tartıştıkları konunun ne olduğuyla ilgili ufacık bir fikrim yoktu açıkçası. Yeni boyattığı kızıl saçlarını elinin tersiyle omzunun arkasına atan Pelo'nun bana seslenişiyle kafamı ondan tarafa çevirip söyleyeceklerine odaklanmaya çalıştım.Gece saatlerce çizim yapmaya çalışırken beynimi o kadar zorlamıştım ki uyarı verir gibi canımı yakan sinyaller yolluyordu artık şakaklarıma.

"Verdakuşum çok çok zenginken iflas edip çocuğunun özel okul taksitini ödeyemeyen momi vibe alıyorum şu an senden" aklına bir şey gelmiş gibi hafifçe gülüp devam etti konuşmaya "O kadar takma kafana ya... Başta zorlansa da şişirilmeyen notlara, zengin baby face bebelerin yokluğuna falan zamanla alışır yavrun"

Ben kafamın içinde söylediklerini iki kez tekrar edip ancak idrak ederken Pelo kısılan gözleri çatık kaşlarıyla yüzümü taradı ve ben daha cevap vermeden tekrar konuşmaya başladı.

"Sen yine sabaha kadar proje mi yaptın be gülüm? Algıların cumaya gittim gelicem tabelası asmış beyninin önüne" sana acıyorum bakışlarıyla söylediklerine kafa sallayabildim ancak.

İç mimarlık ve çevre tasarımı son sınıftım. Bölüm birinciliğini İngilizce hazırlıktan beri hep çok yakın notları aldığım kâh onun beni çok küçük farklarla geçtiği kâh benim onu ezerek geçtiğim aramızda dişli bir rekabet olan Aslı'ya kaptırmamak için son şansım olan finallere ve proje teslimlerine çok az kalmıştı ve ben deli gibi çalışıyordum. O birincilik o çakma sarışının değil benim olacaktı o kadar. Yıl sonundaki mezuniyet konuşması için taslak bile oluşturmuştum. O yelloza asla yenilemezdim.

Aklıma gelenlerle en tehlikeli gülümsememi yüzüme yerleştirip konuşmaya başladım:

"Bir ay daha böyleyim maalesef. Sadece bir ay sonra o sarı yellozun bölüm birinciliğim duyrulduktan sonraki dumura uğramış halini gördükten sonra hepsinin mükâfatını alacağım"

Pelin 'işte benim kızım' der gibi sırıtıp sol elini sağ dirseğinin altına yerleştirip yılan dansı yapan elleriyle tısladı. Naz her bu konu açıldığında yaptığı gibi iki kaşı kalkmış bir şekilde uyarılarını sıralamaya başladı.

"Verda'm güzel kuzum benim... Biraz sakin mi olsan acaba. Bak ben seni anlayabiliyorum kırgınsın, kızgınsın. Ama bu şekilde nereye varabileceksin Allah aşkına. İçin soğuyacak mi o kızdan daha iyi notlar alınca? Kendini kandırma lütfen. Ayrıca senin muhatabın Aslı değil, Altuğ. Verdiği bağlılık sözünü tutmayan seni aldatan o. Ben asla savunmuyorum Aslı'nın yaptığı şeyi ama sana hesap vermesi bedel ödemesi gereken kişi o değil."

Bunların hepsini biliyordum ama içimdeki öfke ve hırs o kadar belirgindi ki yanlış yapıyor olmam umrumda değildi. Ehh insan hayatta her zaman doğru şeyleri yapamazdı en nihayetinde. Ben de bu hatayı yanlış olduğunu bile bile yapmayı kafama koymuştum bir kere.

Bu rekabetin başta benim açımdan gayet tatlı şirin bir olay olduğunu ama Aslı'nın kaybetmeyi bir gün hazmedemeyip iki sene peşimde koşan ısrarları sonucu bana çok aşık olduğuna ve mutlu edeceğine inandığım 3 aylık erkek arkadaşımla yatak fotoğraflarını 'ben kazandım' notuyla bana yollamasıyla birlikte azılı bir mücadeleye dönüştüğünü bilmenizi isterim. Mesele kesinlik Altuğla ilgili değildi ona karşı içimde hiçbir duygu oluşmadığından ayrılma kararını zaten almıştım. Mesele Aslı'nın tatlı rekabetimizi savaşa çevirmiş olmasıydı.

Ben bana taş atana gül atacak veya karşı tarafın saldırılarına tepkisiz kalacak biri değildim. Hiçbir zaman olmamıştım. Hayatım boyunca insanlar bana nasıl geliyorsa öyle gittim onlara, karakterim bu. İyiliğe daha iyi kötülüğe daha kötü yaklaştım hep.

GÜL GÜZELİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin