🌙

95 14 6
                                    

(Ulan düşünsenize kitaplarım patlama yapıyor...ilk okuyucularım siz olursunuz. O zaman herkese sizden bahsedecem😍)

Sabah uyandım ve onu yanımda görünce gözlerim aşkla doldu. O hala uyuyordu. Ellerimi saçlarının arasında gezdirdim. Yavaş yavaş gözlerini araladı ve bana kocaman gülümsedi.

-Eve gitmeyi unutmuşsun.

-Hayır. Burada kalmayı tercih ediyorum.

-Emin misin?

-Tabiki. Bize daha büyük bir ev ve daha büyük bir yatak gerekecek.

-Neden?

-Evlendikten sonra da böyle devam etmez.

-Yanımızdaki oda kocaman. Oraya büyük bir yatak alabiliriz.

-Cidden mi?

-Evet. Aç mısın?

-Ayı gibi.

-Kalk o zaman mutfağa gidelim. Dedim ve kalkıp mutfağa gittim. O da peşimden geldi. Ben mutfakta oyalanırken o da pencerenin önüne geçti.

-Woah! Sokaklar çok kalabalık. Ve çok aydınlık.

-Çünkü gündüz. Dedim. Pencereden ayrılıp yanıma geldi.

-Maaşım bugün yatıyor. Senin için alışverişe gitmeliyiz. Tek kıyafetle takılamazsın. Dediğimde başını tamam anlamında salladı. Yemeğimizi bitirip mutfağı topladık. Ben de hazırlandım ve sonra evden çıktık.

-Woobin'in evine gidip arabasını alacaz. Dedim ve elini tutup yürümeye başladım. Aniden o da elimi sıkı sıkı tutmuştu. Kafamı ona çevirip gülümsedim. Gözlerini kapatıp derince bir nefes almıştı.

-Ne oldu?

-Bu an için yıllarca bekledim. Mükemmel hissettiriyor.

-Çok mu zordu?

-Evet. Ama artık bunun bir önemi yok.

-Evet yok. Vardık. Şurası. Dedim ve parmağımla evi gösterdim. Woobin'in kapısını çaldığımızda Mingi kapıyı açtı. Bu ne? Üstünde gecelik vardı.

-Yeni mi uyandınız? Saat 1'e geliyor.

-Evet. Woobin markete kadar gitti. Ben de yeni uyandım.

-Ahaaa anladım. Anahtarı aldım. Söylersin.

-İzin verir mi?

-Vermek zorunda. Dedim ve gülüp Mingi ile vedalaştım. Arkamı döndüğümde Woobin olduğu yere çakılmış bir şekilde bana bakıyordu. Gözleri kocaman açılmıştı. Derince yutkunup gülümsedi.

-Oooo Mimi! Selam!

-Selam... Dediğimde soran gözlerle bana baktı. Seohan'ın gündüz vakti burada ne işi olduğunu soruyordu. Kısacası "Onu öptün mü?" diyordu.

-Seohan-ah! Brom! Dedi ve kollarını açıp gülerek ona sarıldı. Seohan da ona yarım yamalak sarıldıktan sonra arabayı aldığımı söyleyip gittim. Arabaya bindiğimizde emniyet kemerimizi bağlamış ve biraz duraksamıştık.

-Öncelikle giyim alışverişini yapalım. Ve sana bir iş bulmalıyız.

-Hawon kampçılar derneğinden ayrıldı. Onun yerine geçmek istiyorum.

-Huh?

-2 gün önce ayrıldı. Beni onun yerine kaydet.

-Kabul. O zaman önce oraya gidip senin kaydını yapıp maaş bağlayalım. Sonra alışverişe çıkalım.

~MOON'S SON~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin