1.9

3K 322 46
                                    

whatever; 1

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

whatever; 1.9

Ellerime geçirdiğim eldivenlerimi düzeltip kampüste ilerlerken oldukça hızlı yürüyordum çünkü aşırı üşümüştüm. Gözlerimin buz tutmasına son 2 dakikam falan kalmıştı.

Telefonum cebimde çalmaya başladığında elimi cebime atıp ekrana bakarken gördüğüm numarayla oflayıp eldivenimin tekini çıkarmak için acele ettim.

Hızlı hızlı yürürken bir yere tosladığımda kafamdaki acıyla neye uğradığımı şaşırıp dengemi kaybettim ve popo üstü yere, karların üzerine düştüm. Telefonum bir yerlere fırlamış çalmaya devam ederken elimle alnımı tutup karşıma baktım. Perde gibi saçlarını topuz yapmış, yere düşen kitaplarını toplamaya çalışan Bora küfrederken kendime gelip telefonumu aramaya koyuldum.

"Pardon, önüme bakmıyordum," dedim telefonumu bulduğumda. Düğmesine birkaç kere bastım. Hassiktir, açılmıyordu.

"Fark ettim." Bora kitaplarını kucaklayıp ayağa kalkarken ben de kalktım. Siyah gözlerine bakarken aramızda bir süre sessizlik oldu. Sonunda derin nefes alıp konuşan o oldu. "Neden benimle konuşmayı kestin bilmiyordum ama Yoonoh yüzünden olduğunu anladım. Erkek meselesi için yakın arkadaşını şutlaman sinir bozucuydu SeoNeul. Sadece... bil istedim."

Tam giderken kaşlarımı çattım. "Erkek meselesi mi? Yoonoh ne alaka Bora, Tanrı aşkına?"

Bir süre durup yüzüme dik dik baktı. "Sizi evinin önünde gördüm. Yalan söylemek hiçbir işine yaramaz."

Ona hayretler içinde baktım. "Beni mi gözetliyordun?"

"Yanına uğramak istemiştim. Geldiğimde de gördüm zaten. Merak etme, sevişmenizi izleyecek kadar kalmadım." Bora arkasını dönüp ilerlerken peşinden gittim ve kolunu tuttum.

"Beklesene bir dakika sen! Hiçbir şeyin doğrusunu bilmeden kafana göre kurup yargılıyorsun." Kaşlarımı çatarak gözlerine öfkeyle baktım. "Elin angut herifi yüzünden seninle konuşmayı kesmedim ben. Yoonoh mudur ne zıkkımsa umurumda değil. O gün kötüydüm ve bana destek oldu. Seninle aramız erkek yüzünden değil sen ve senin umursamaz davranışların yüzünden soğudu Bora."

"Benim davranışlarım mı?" Bora da öfkelenmişti ve seslerimizi yükseltmiştik. "Ne yapıyordum ben sana çok pardon?"

"Asla derdimi dinlemiyorsun. Erkekler için ağlayıp zırlıyor, ortam için götünü yırtıyorsun. Asla benim yapmak istediklerimden bahsetmiyorsun, hep kendinle ilgili şeylere değer veriyorsun. Benim fikrimin senin için değeri sıfır ama sırf ortamı var diye Yukhei denen devenin fikri o kadar değerli ki!" Sonunda ağzıma geleni söylerken Bora'nın gözlerinin dolduğunu gördüm ama gardımı indirmedim. "Aptal bir erkek için arkadaşlığımızı bitireceğimi düşünecek kadar beni tanımıyormuşsun sen Bora."

"Öyle yapmak istemiyordum!"

"Ama yapıyorsun Bora!" dedim ona hayretle bakıp. "Bu senin değiştireceğini düşündüğüm bir şey olsa senden uzaklaşmazdım ama sen değişmezsin."

Bir süre bana baktı. "Üzgünüm. Özür dilerim."

Dudaklarımı birbirine bastırdım. "Ben de üzgünüm." Bir adım geriledim ve eldivenimi elime geçirdim. "Kendine iyi bak."

Arkamı dönüp hızla ilerlemeye devam ederken telefonumu cebimden çıkarıp açmayı denedim ve açıldı. En son 4 gün önce konuştuğum kişinin aramasının yanı sıra attığı mesajı açtığımda derin bir iç çektim.

jaehyun: ne düşündüğün umurumda değil

jaehyun: insanların ne düşündüğü de

jaehyun: pazar gecesi evimde parti var

jaehyun: davetli olduğunu bil istedim

jaehyun: gelip gelmemek sana kalmış

görüldüㅣ17.38

🌾🌾🌾

whateverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin