3.0

2.3K 277 69
                                    

whatever; 3

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

whatever; 3.0

Siyah boğazlı kazağımın altına yine siyah, dar bir kot pantolon geçirirken durmadan duvardaki saate bakıyordum. Dudaklarımı ısırıyor, odam toplu olsa da yeniden bir şeyleri düzeltme ihtiyacı duyuyordum. 

Parti günüydü, 10 dakika sonra Yoonoh beni almaya gelecekti ve beraber Bora'nın evine gidecektik. Neler olacağına dair teoriler beynimde dönüp dururken birinde dahi karar kılamıyordum. Gergindim, kırgındım ama aynı zamanda artık bir şeylerin sonuçlanmasını istiyordum.

"Hola señorita!"

Odamın kapısı tıklanmadan açıldığında oraya kaşlarımı çatarak döndüm. Ev arkadaşım her zamanki gibi yüzündeki sırıtışıyla bana bakıyordu. "Kapısız evden mi geldin Juwon?"

"Hayırdır," dedi sorumu görmezden gelip omzunu kirişlere yaslayarak. Kollarını da göğsünde kavuşturdu ve beni şöyle bir süzdü. "Sevgilinle randevun mu var yine?"

"Sevgilim değil o," dedim hemen, aynı zamanda kenardaki gri kabanımı alıp üzerime geçiriyordum. "Saçma sapan konuşma."

"Kusura bakma hayatım ama o meteor gibi çocukla ellinciye buluşuyorsan size sevgili derim." Kaşlarını kaldırıp bana bilmiş bilmiş bakınca kalbim gerginlikten dolayı hızla atıyordu. 

"Sevgilim falan değil. Ayrıca buluştuğu tek kız da ben değilim," diye mırıldandım. Aklıma geçen gün Starbucks'ta telefonunda bir kızla mesajlaşırken yakaladığım an geldi ve gözlerimi kapatıp derin bir iç çektim. "Oyuncak gibi oynuyor benimle, haberim yok sanıyor ama bilmiyor ki her şeyin farkındayım ben."

Minik, siyah çantamı tek omzuma atıp telefonumu kontrol ederek cebime atarken Juwon, "Ne demek başka kız var? Senin gibi manken aldatılır mı? Saçmalama," diye savunma moduna geçti.

"Manken değilim. Aldatma falan da yok çünkü aramızda hiçbir şey yok." Elime siyah eldivenlerimi geçirirken Juwon'un yanından geçip koridorda kapıya ilerledim. "Artık gitmem lazım. Kapının arkasında anahtar bırakma, içeri giremezsem seni uyandırmak zorunda kalırım."

Böylece siyah botlarımı giyip evden çıkarak merdivenlerden inmeye koyuldum. Kalbim her adımımda daha da hızlı atarken cebimdeki telefonumun titrediğini hissedip ekrana baktım.

jaehyun: aşağıdayım

Telefonumu yeniden cebime atıp indiğim zemin katın duvarındaki aynadan yansımama baktım ve kırmızı rujumda taşan yeri silip sarıya kaçan düzleştirdiğim saçlarımı elimle düzelttim. 

Bugüne dair içimde belirsiz hisler vardı. İyi miydi kötü müydü bilmiyordum ama bir şeyler olacağından emindim.

Tek istediğim günün sonunda kırıp bir kalple eve dönmemekti.

🌾🌾🌾

diğer bölümler de gerçekten yakın bir zamanda gelecek... sona yaklaşıyoruz maalesef :c

whateverHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin