the party

1K 107 129
                                    


-

Son dersin bittiğini zilin çalması ile anladık.Noah'nın sırasının dibine geldim ve ona suratımı asarak baktım. "Kendin kaşındın Mills"

"Ben sadece ona hak ettiğini verdim!"

"Her neyse tamam kızma. Bugün bize gelsene-" Noah'nın sözünü böldüm. "Unuttun mu bugün adı gereksiz ile cezam var söylemiştim halbuki sana."

"O zaman yarın kesin gel tamam mı?"

"Tamamdır."

Noah'ya gülümsedim ve çantasını sırtına takıp sınıftan çıktı. Sınıfta yalnız kalmıştım, sanırım.
Arkamı döndüm ve döndüğüm gibi gördüğüm kıvırcık saçlar ile yüzündeki güzel gülümsemenin sahibini gördüm; Finn.

Aramızda o kadar az mesafe vardı ki geri çekilmek için adımımı arkaya doğru attım ama sonra sıraya çarptım. Sıkışmıştım! Sadece Finn çekilirse geçebilecektim ve içten içe onun çıkmasını istiyordum.

"Ç-çıkabilir misin Finn?" kekeleyip her şeyi mahvetme zamanım geldi sanırım...

Finn çekilmedi ve konuşmaya başladı

"Sen kekeledin mi?"sırıtmaya başladı -yine-

"Y-yoo h-hayır"

"Bak yine oldu"

"Tamam çekil artık da şu siktiğmin cezasını yapalım!!" bağırarak konuşmuştum sınıfın kapısı kapalı olduğu için sesim sınıf içinde kaldı.

Finn kulağıma doğru yaklaştı ve kulağıma bir şeyler fısıldadı
"Seni heyecanlandırıyor muyum?"

Dona kalmıştım birkaç dakikalığına.
Sinirlendim ve Finn'e omuz atarak konferans salonuna ilerlemeye başladım.Sözleri aklımdan hala çıkmıyordu.Sanki o sözleri beynime yerleştirmişti;
'Seni heyecanlandırıyor muyum?'

Kafamı hızla sağ sola birkaç kere salladım ve konferans salonuna vardım.Etrafı paspas ile silmeye başladım.Birkaç dakika sonra konferans salonunun kapısı açıldı ve gelen benimle birlikte cezayı çekecek kişi Finn'di.Kapıyı ardından tekrar kapattı ve orada boş bir masanın üstüne oturdu,kafasını ise duvara yasladı.

"Yardım etsene."

"Immm... Hayır?"

"Bu ceza ikimiz içindi Finn! Bana yıkamazsın her şeyi."

"Evet yıkabilirim."

"O zaman neden hala burada duruyorsun?Gitsene her zamanki gibi bir yerlerde kızlarla yiyişmeye??"

"Ben burada seninle kalmak istiyorum ama."

Finn'e bakmıyordum,bir anda yerleri silmeyi bıraktım ve yere bakmaya başladım

"Niye durdun ki?"dedi Finn.

                  
                 -FLASHBACK-

-7. sınıf-

7. Sınıf bitmişti,bunu kutlamak amacıyla sınıf arkadaşlarımdan biri bir parti düzenlemişti kendi evinde.İlk ebeveynsiz partimizdi bu.Çok heyecanlıydım.Tabikii Noah ile gelmiştim ama arkadaşça.Aramızda bir şey yoktu ve olmasını ikimiz de istemiyorduk.Sınıf arkadaşlarımızdan biri bizim yanımıza geldi "doğruluk mu cesaretlik mi oynayacağız katılmak ister misiniz?" dedi.Noah'ya baktım.Bana sen bilirsin der gibi bakıyordu.

Kafamı aşağı yukarı salladım ve bir odaya geçtik;oda çok büyüktü bir yatak vardı ve başka eşyalar.

Herkes yere oturdu ve sınıf arkadaşım odanın kapısını kapatınca müziğin sesi daha az gelmeye başladı.Artık sakince konuşunca birbirimizi duyabilecektik.

"Kim çeviriyor?" Bu soruyu yönelten Finn'e döndü gözüm.O da bana bakıyordu.Gözlerimiz buluştu.

"Ben çeviriyorum!" Ben bunu dedikten sonra şişeyi hızla çevirdim.

Şişenin bir ucu Noah'ya,diğer ucu ise başka bir kıza denk gelmişti.O da bizim sınıftaydı.Allison.Soru kısmı Allison'da,cevap kısmı Noah'daydı.Allison gülümsedi "Noah,Doğruluk mu cesaret mi?"

"Doğruluk."dedi

"Bu odadaki en güzel kız kim?" Allison kendisini söylemesi için yalvarıyor gibiydi neredeyse.Çok belli oluyordu yani bunu Noah anlayabilmiş miydi bilmiyorum ama.

Finn söze girdi "Millie yakın arkadaşı diye onu söyleyecek belli" bunu söylerken bana bakıyordu.

"Hayır a-aslında,sensin.Allison."kaşlarımı kaldırıp ağzımı açtım.Şaşırmıştım.Bu kadar egosit birini güzel bulması beni şaşırttı sadece.

"O zaman,çeviriyorum"Noah şişeyi çevirdi ve korktuğum şey başıma geldi şişenin ucu bana ve Veronica'ya geldi.Bunun kötü yanı ise,Veronica sınıfta en nefret ettiğim kişilerden biri.Yaşına rağmen bol makyaj yapan,herkesi kullanan aşağılıktı benim gözümde.Sorma kısmı ona gelmişti,bende cevaplıyordum.Korktuğumu belli etmedim ve sormasına izim verdim.

"Doğruluk mu,cesaret mi?" Yavaş yavaş söyledi bunları.

"Cesaret" dedim.

"Birilerinin özgüveni yerinde galiba bugün?"

"Hadi görevimi ver uzatma Veronica"göz devirdim.

İlk Finn'e baktı sonra bana baktı.

"Finn'i dudağından öp."

Ağzım açık Veronica'ya bakıyordum bana şeytan bakışlarını atıyordu.Finn'den o kadar da hoşlanmıyordum.

"Hadi ama,sadece bir öpücük Mills." Bunu söyleyen Finn'di.Biraz düşündüm.

"Tamam"

Karşı karşıya oturuyorduk ve yerlerimizden kalkmadan birbirimize yaklaştık sonra dudaklarımız buluştu. Tanrım! İlk öpücüğüm Finn Wolfhard'dandı, NEDEN?!

-

-

it just started with a skirt | fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin