please don't cry...

734 73 33
                                    


Finn's Pov;

Alt kata indim.Baya sinirliydim.Kim olsa sinirlenmezdi ki?Düşünsenize sevdiğiniz kişi sizi eski sevgilisine benzetiyor.Sanki,sanki hiç hissetmediğim bir şey hissettim.Bu annemin öldüğü zamanda hissettiğimden daha koyu bir şeydi.Nasıl açıklanır bilmiyorum.Kalbim mi kırılmıştı?Bu düşünceleri bir kenara atıp mutfaktan kendime su doldurdum.Bardaktaki bütün suyu bitirince tezgaha bıraktım ve ileri geri yürümeye başladım.Ne oturmak,ne de olduğum yerde durmak istemiyordum.
Yaklaşık bir saat sonra telefona bakarken sebepsizce yüzüm düştü.Belki de Millie azıcık da olsa haklıydı?Bunu düşünmeden edemiyordum.Çünkü sonuçta o da yeni bir ilişkiden korktuğu için kendini savunmaya alıyor olabilir.Jacob ile olanlar hoş değildi o yüzden bana böyle davranması normal sanırım.Millie'nin söylediği şeyler doğru olmasa da bunları söylemesinin nedeni bu bence.Herkesi Jacob gibi sanıyor.Bence ben Jacob gibi değilim.En azından kızların vücudunu izinsiz ellemiyorum veya ayrıldığım kişiye hakaret etmiyorum.Aslında hiç sevgilim olmadı ki ayrılayım?Yaniii yattığım kızlar sevgilim olmuyor.Bu düşünceleri kafamdan sildim ve Millie'den özür dilemeye karar verdim.En son bıraktığım odaya yani yatak odasına çıkmak için merdivenlere yöneldim.Merdivenlerden çıktıktan sonra yatak odasının kapısına ilerledim ve içeriye baktım.Millie üstüne yorganı almış,ellerini göğüs hizasında birleştirmiş,sırtını ise yatağa yaslamış uzanıyordu.Pencereden dışarı bakıyordu.Odaya girdim ve pencerenin önüne geçtim.Kafasını kaldırıp bana baktı.Bende ona bakmıştım fakat ben baktığımda kafasını hızla diğer yöne çevirdi.Burnunu çekti ve gözlerinin altını sildi.Belli ki gözyaşlarını silmişti.Ve belli ki,ağlamıştı.

Millie's Pov;

Baktığım pencerenin önünde bir gölge gördüğümde kafamı gölgenin sahibine çevirdim.Gölgenin sahibi Finn'di.Benimle göz teması kurunca hemen kafamı diğer yöne çevirdim.Burnumu çektim ve gözyaşlsrımı elimin tersiyle sildim.Ağlamıştım ve bunu Finn'in fark etmesini asla istemedim.Fark ettiyse vay halime.

Fark etmiş olmalı ki şu soruyu sordu;
"İyi misin??" ya sence nasıl iyi olabilirim?Daha demin seninle kavga ettim ve bana iyi olup olmadığımı soruyorsun.He aynen mutluluktan ağladım.Töbe ya...

"İyiyim." dedim.Ama değildim.

Benim yanıma oturdu ve bende ona döndüm.Gözyaşlarımı güzel silebildim mi bilmiyorum ama umrumda değildi.Ben dik bir şekilde oturuyordum.Sadece ayaklarımı uzatıyordum (umarım anladınız msösççdşağeğwşd)

"Ben...Özür dilerim." dedi.Gerçekten özür mü diliyordu?

"Özür mü?" dedim kaşlarımı yukarı kaldırarak.

"Evet?" Dedi.Biraz sessizlik oldu.

"Bak Finn,sen özür dilenecek bir şey yapmadın ama,benim şuan kafam ç-çok karışık..." Bunları söylerken bir yandan sesim titriyordu bir yandan da gözyaşlarım akıyordu.

"Hayır sana orada kaba davranmamam gerekirdi Jacob ile olan olayları bildiğim halde.Ama bak,ağlama..." yüzü düştü."Ben küçükken,her akşam annem odama farklı farklı yerlerinde morluklar ile gelirdi.Yanaklarında da gözyaşları kalırdı benim odama gelince.Ben 'anne ağladın mı?' diye sorunca o da 'hayır oğlum ağlamadım sadece terlemişim.' derdi.Bende küçük olmama rağmen ağladığını bilirdim ama neden doğruyu söylemiyorsun?Diye sormazdım asla.İçim giderdi annemi öyle görünce.O yüzden ağlama nolur...Hem sana ağlamak yakışmıyor."

Anlattığı anısına gerçekten çok üzülmüştüm.Kalan gözyaşlarımı da silip Finn'e gülümsedim.

"Tamam bak,bana biraz zaman ver.Hala Jacob ile aynı olduğunu hiç düşünmüyorum ama olan biten her şeyi düşünmem gerekiyor." O da karşılık olarak bana gülümsedi.

"Ben yatıyorum." Dedim ve yastığımı yatırıp üstüne yattım.Yorganı çeneme kadar çektim ve gözlerimi kapattım.Daha önce Finn'in bir kız için böyle yaptığını hiç görmedim.Yani tabikii kendimi övmüyorum ama bana çok tuhaf geliyordu.Artık beni bir iddia için kullandığını düşünmüyorum.Öyle olsaydı zaten beni evine almazdı,bana eski anılarını anlatmazdı.Yani bilirsiniz.Bana diğerlerinden daha yakın davranıyor.Ve en önemlisi,bana kendimi özel hissettiriyor.Fakat ben ona kötü hissettiriyordum bence.Bana onunla oynuyormuşum gibi geliyor.Bugün mutfakta olan şey şakaydı tamam ama,benim evimde olan şey için aynısını söyleyemem.Ona umarım onunla oyun oynuyormuşum gibi hissettirmiyorumdur.

Onu her düşündüğümde kalbim daha hızlı atıyor ve karnım gıdıklanıyordu.Sanki içeriden biri benim karnımı gıdıklıyor gibi.Aşık olunca karnında kelebekler uçar sözü bu olsa gerek.Ve,aşk bu olsa gerek...

"Seni seviyorum,Wolfhard..." Dedim kısık sesle.Duymuş yada duymamış olması beni ilgilendirmez.Bunu söylemek içimi rahatlattı ve bu bana yeterdi zaten.

--------------

Bu bölüm bence biraz fazla soft oldu yağğğ :,)
Bu arada yorumlarınız çok güzel bayılıyorum söaççfçsşfüwürşwlrğsütlskrğwürşsökfwşltmskf

Neyse sonra görüşürüz bebiklerim bayyss <3

it just started with a skirt | fillieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin