Medya❤️Bneee
(Müzik de çok hoş)
Normalde hep saat 03:00'te bölüm felan atarım bu sefer sabah atıyorum annem beni zorla saat 12:50 de kaldırdı bende kalktığım gibi bölüm hazırlamaya oturdum çünkküüüü neden olmasın yani
Höh neys
GÜNAYDINLAR AQ SİNİRİM BOZUK
başlıyoreee
------------------------------
Noah's Pov;
Millie izinli olduğu için genellikle ilk günlerde yemeğimi yalnız yiyordum.Gerçekten onun dışında arkadaşım yoktu şaka gibi.Sadie denilen bir kız bana eşlik etmişti birkaç gün sonra.Farklı sınıflardaydık o yüzden onun neredeyse ismini bile bilmiyordum.Onun da sadece birkaç arkadaşı varmış ve genellikle yalnız kaldığını söyledi bana.Bu iki haftada onu çok iyi tanımıştım ve artık okul başlamadan on dakika önce okulun önünde sohbet ediyorduk.Millie ile arkadaş olduğunu ve ona Jacob durumunda yardım ettiğini söyledi.En azından o durumda Millie'yi yalnız bırakmadığı için çok sevinmiştim.
Bugün okul çıkışı Finn'lerin evine gidecektim sonuçta Millie orada kalıyordu.Ben onlara karışamam ama bence çok az tanıdığı birinin evinde kalmak uygun değildi.Yani sonuçta neredeyse dört yıldır düşmanlar ve birbirlerine kötü bir şey de yapabilirler.Neyse bu işlere burnumu sokmayacağım.
Son dersin zili çaldı ve çantamı sırtıma taktım.Sadie'ye görüşürüz anlamında el salladım ve Millie'nin bana iki hafta önceden attığı konuma arabam ile gitmeye başladım.Şansıma sıçayım ki yağmur yağmaya başladı.Ama çok dert etmedim sonuçta arabadaydım.Beş dakika sonra Finn'lerin evinin önüne gelmiştim ve bu sırada evin sağ tarafında koşan birisini gördüm.Yağmurda yürüyüş falan mı yapıyordu bu gerizekalı?
Arabadan indim ve tam evin kapısını tıklatacaktım ki kapının açık olduğunu fark etmem çok sürmedi.Biraz endişelendim ve içeriye doğru baktım.Gördüğüm şey ile ağzımın yarım metre açılması bir oldu.
Finn göğsünden bıçaklanmıştı ve Millie de yerde Finn'i tutarken bir yandan "yardım edin" diye birçok kez sayıklıyordu.Bu sırada Millie'nin ağladığı da çok belli oluyordu.
Hemen yanlarına koştum ve çömeldim."Noldu Millie!?" dedim.
"Noah s-sadece hastaneye g-gidelim..."
Gördüğüm şeye hala inanamıyordum.Bu düşünceleri kenara attım ve Finn'i kucağıma alıp Millie ile arabaya koştum.Arabaya bindik ve Finn'i arkaya yatırdım.Millie ise hala ağlarken zar zor arkaya Finn'in yanına bindi.Millie Finn'in göğsü daha çok kanamasın diye bastırıyordu ve bir yandan saçlarını okşuyordu.Oyalanmadan hızlıca arabayı çalıştırdım ve hastaneye en hızlı bir şekilde ilerlemeye başladım.
Millie's Pov;
Ben yemeğimi bitirmiştim ve Finn de serçe vurulan kapıya doğru ilerledi.Kapıyı açmadan önce arkasına döndü.
"Yukarı çık ne olur ne olmaz hadi!"
İtiraz etmeden merdivenlerden çıktım ve ikinci kattaki duvarın yanına geçip kapıda kim varsa beni görmeyecekleri şekilde izlemeye başladım.Finn kapıyı yavaşça açtı ve işte o...
Jacob gelmişti.Gayet sakin duruyordu.
"Ne olmuştu?" dedi Finn gülümseyerek.Ama o gülümseme samimi bir gülümseme değildi.
