Merhaba;
Yeni bölüm aşağıda. Bir klasik olarak okuyan herkese çok teşekkür ederim. Finali hafta ortasında yayınlayacağım. Çünkü pazar günü medeniyetten biraz uzakta olacağım :)
Ben çok uzun zamandır sadece kendim için yazıyorum. Ciddi ciddi bir şey yayınlamaya karar vermeden önce iyi kötü bir hikayeyi finale götürebilmeyi hedeflemiştim. Final yazabildikten sonra aynı hikayeyi defalarca okumak bir meydan okuma oldu benim için. Çünkü her hikayenin düzenlenmeye ihtiyacı oluyor. Yazım yanlışları, mantık hataları, A karakterinin sözünü B karakterinin kullanması gibi şeylere dikkat etmeye çalışıyorum. Özetle hikaye yazma işine mesai harcamak gerekiyor.
Yanlış anlamayın böyle mesaiye can kurban. Ama tam zamanlı bir işte çalışırken ve iyi bir anne olmak için elimden geleni yaparken gerçekten zor oluyor. Zor ama çok zevkli. Asla şikayet etmiyorum. Sadece okumanıza değecek kadar güzel hikayeler oluşturmaya çalışıyorum. Birilerinin okuduğunu, yorum bıraktığını görmek gerçekten çok güzel :) Yazdığım hikayeyi 500 kişi okumuş bana inanılmaz geliyor.
Bu bölümde sevgili @algeablue ya teşekkürü bir borç bilirim. Yapıcı eleştirileriyle hep yanımdaydı. Sağ olsun var olsun.
Yorumlarınızı bekliyorum efendim.
Hayattım boyunca ki pek uzun süreceği söylenemez hiç bir şeye hayranlık beslemedim. Ta ki Karagülle ailesi ile tanışana kadar. Onlar bir komün gibi yaşayarak hayatta ve mutlu kalmayı başarmış küçük bir azınlıktı ve hayatta kalma metodları hayranlık uyandırıcıydı.
Belkide bu yüzden Verda teklifsizce kapımı çalıp içeri girdiğinde ona gülümsemekle yetindim. Çünkü yapmam gereken buymuş gibi geliyordu. Kucağındaki küçük kızıyla karşımda durup dudaklarını büzdü. Gözleri tıpkı Vedat'ınkiler gibi kısıldı.
"Depresyondan çıkmadıysan seni karbonhidrat partisine davet edecektim ama iyi görünüyorsun. Yalnız kalmak iyi gelmiş gibi?"
Dudağımı ısırdım. Yalnız kalmak iyi gelmemişti. Ama ona bunu söyleyecek değildim.
İyi görünmemin sebebi kardeşinin terasıma bıraktığı bitki çayları ve fincandı. Onların varlığı içmemden daha çok huzur veriyordu bana. Kavanozlar sanki kolkola girip Vedat cenazende ağlayacak diyordu. Belki bu sapıkçadır yada delicedir ama kendimi musalla taşında ve Vedat'ı gözü yaşlı düşünmek hoşuma gidiyordu."Uyku düzenim daha iyi. Bende daha iyi hissediyorum ama karbonhidrata kim hayır diyebilir ki?"
Verda gülümseyerek arkasından gelmemi söylerken kendi soruma kendim cevap verdim.
Çünkü ben karbonhidrata hayır derdim. Çünkü benim büyüdüğüm evde sağlıklı beslenilirdi. Üstelik bir İspanyol, bir italyan ve üç Türk'e rağmen. Yinede Verda'yı zevkle takip ettim. Onlara uyum sağlamak istedim. Kendimden başka biri olmak istedim. Tıpkı evden ayrıldığım ilk zamanlar gibi kendimi karbonhidratlara gömmek istiyordum.Oysa bazı şeyler değişmez. Benimde içimde de asla değişmeyecek yerler vardı. Sadece o anda onların bir parçası olmak güzeldi. Oysa ben aralarında farkında olmadan sırıtıyordum. Bir tarafım o tabloya hiç uymuyordu. Bir rönesans tablosu içindeki Dali figür gibiydim. Uyumsuzdum. Ama bir başka tarafım Verda ile Veda'nın arasına kucağımda Verda'nın kızıyla oturmak istiyordu. Verda'nın kilosuna rağmen kocasıyla yaşadığı dolu dizgin aşkı dinlemek, Veda'nın nişanlısıyla gizli gizli mesajlaşmasını görmek istiyordum. Kendi saksımdan, güneş almayan köşemden çıkıp yapraklarımı güneşe açmak istiyordum.
Ben Vedat dışındaki Karagülle'lerle ki buna Vural dahildi yakınlaşırken Vedat ortalarda görünmüyordu. Mesela sabah ne kadar erken kalkarsam kalkayım onu çiçeklere su veririken görmedim. Sanki terasa hiç çıkmıyordu. Verda ile defalarca akşam yemeğini beraber yedik ama o gelmedi. Benden kaçtığı gibi saçma fikirlere kapıldığımda oldu. Ama onu gözümde canlandırınca kendi kendime gülüp bu fikirden vazgeçtim. Vedat, karşısına çıkan 10 azılı katille çıplak elleriyle dövüşebilecekmiş gibi görünen ve rahatça sırtınızı dayayabileceğiniz kadar iri bir adamdı. O cüsseye rağmen gözüme çarpmadan yaşayabiliyordu. Onu baktığım hiç bir yerde göremiyordum. Sanki benim baktığım yerde olmamak için özel bir çaba sarf ediyordu. Oysa oralarda bir yerde olduğunu biliyordum.
![](https://img.wattpad.com/cover/229642419-288-k375442.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans Meselesi (TAMAMLANDI)
RomanceGüzel bir banyonun zeminine yüz üstü düşen her insan gibi bende şans üzerine düşünmeye başladım. Beni buraya getirip, ayağımı kaydıran şeyin kader değilde şans olduğunan neredeyse eminim. Yanağımı mecburen dayadığım fayanslar da düşüncemi destekliyo...