Selamün aleyküm canlarım nasılsınız? Okuyan sayımız artıkça bir umutla iştahla elimden gelenin en iyisini yazma çalışıyorum ve inşallah becerebiliyorumdur da neyse bölüm sonunda görüşürüz iyi okumalarrrr...🌝🌻
Sabahları erken kalkmak alışkanlık olmuştu benim için artık. Yatakta gerinip hemen kalktım , yatağımı düzeltip banyoda rutin işlerimi halledip tekrar odama geldim dolabımdan sade beyaz tşhirt ,siyah bol paça pantolonumu ve üzerinede kareli gömleğimi alıp geçirdim son olarakta siyah şalımıda bağlayarak aşağıya indim. Bugün ben erkenciydim anlaşılan annem de uyanmamıştı kollarımı sıvayıp kahvaltı hazırlamaya başladım. Menemen, patates kızartması ve börek yapacaktım ilk olarak çayı ocağa koyup dolaptan milföy hamuru çıkartıp kenarda biraz çözünmesini bekledim, patatesleri soyup pamak boyunda dilimledim, sonrada suda geçirip kurumaya bıraktım. Böreğin içini ayarlayıp böreğin işi bitince onu fırına gönderdim. Patatesleri kızartıp , menemen yapmaya koyuldum. Onunda malzemeleri doğradıktan sonra ocağa koydum dolaptan kahvaltılıkları ,tabak, kaşık bıçakları ,bardakları masaya dizmeye başladığımda annem mutfak kapısından bana bakıp "ah deli kız ne diye uğraşıyorsun bi haftasonların var onlarıda bize yemek hazırlayarak mı geçiriyorsun" diye söylenmeye başlamasıyla kıkırdayıp "günaydın sultanım. Size hazırlamıycamda kime hazırlıycam aaa yoksa sizi zehirlerim diye mi korkuyorsunuz" diyip yanına yaklaştım sarılıp yanağına sulu bi öpücük bıraktım. Çekilecekken annem"Yok benim Güneş'im olur mu öyle şey ben senin elinden zehir olsa yerim"diyip oda benim yanağımdan öpmüştü. İsmimin anlamı güneş demekti annemgilde bu yüzden hep Güneş'im diye seslenirdi.Mutfak kapısına dayanmış kollarını önüne bağlamış dudak büzmüş şekilde bize bakan Belfü'yü görünce kollarımızı açıp ona da sarılıp ayrıldık. Annem "hadi bakalım benim güzel kızlarım yemekleri soğutmayalım milleti uyandırıp gelin"diyerek bizi mutfaktan çıkartmıştı ben ilk babamın odasının kapısına gelip kapıyı çalmamla babamın "gir" demesi bir olmuştu oda annemden hemen sonra uyanmıştı anlaşılan. Odaya girip babamın yanına ulaştım "ooo sabah Güneş'im mi uyandırmaya gelmiş bakalım" diyip gülümseyip kollarını açtı. Bende hemen "Günaydınnnnn"diyip sarılıp tonton yanaklarına bi buse kondurdum. "Annem kahvaltıya bekliyor baba" dediğimde "o zaman sultanımı bekletmek olmaz hadi gidelim"diyip benden önce kalkmıştı. Babamla annem her zaman birbirlerini çok sevmişti arada bi tatlı atışmaları olsa da hiç bir zaman küs kalamazlardı birbirlerine. Minik farelerimin odalarına gidip onları gıdıklayarak uyandırmayı planlıyordum ki Mete ile birlikte ikiside üzerime atlayıp beni yatağa düşürmüş oda yetmezmiş gibi yaptığım planın onlar bana uygulamıştı. Ev ahalisi uyanmıştı artık daha fazla annemgili bekletmemek için çocuklarla yarış yaparcasına aşağı koşarak indik. Ev ahalisi bu halimize gülüp "deli kız hiç büyümiycek hep çocukla çocuk olacak" diyip kahvaltımızı yapmıştık. Kahvaltıdan sonra Belfü ile Ayla'yı alıp yola çıkacaktık ama annemin milyonuncu kez daha "sen büyüklerisin onlar önce Allah'a sonra sana emanet" diye tembihleyip durmuştu babam annemin bu haline gülümseyip "sultanım onlar artık başlarının çarelerine bakabilecek yaşta merak etme sen" diyip sarılmıştı. Büyüklerimiz hiç bir zaman kabul etmiyecekti büyüdüğümüzü ne olursa olsun ne kadar zaman geçerse geçsin biz hala küçücük çocuktuk onların gözünde. Ev ahalisiyle vedalaşıp yola çıktık Belfü Ayla'yı arayıp çıktığımız onunda vedalaşıp dışarı çıkmasını söylemişti. Halamgilin evinin önüne gelince bizde arabadan inip halamgile de vadalaştık oda annem gibi tembihlemişti beni. Ayla'nın küçük bavulunu bağaja yerleştirip yerimize yerleşip yolculuğumuz başlamıştı Kahraman maraş'tan Mardin'e 6 saat sürüyordu. Arada 3 kez mola verip tekrar vakit kaybetmeden yola çıkmış ve Mardin'e gelmiştik. Kalacağımız otele varmıştık. Arabayı park edip bavullarımızı alarak otele giriş yapmıştık otel çok güzeldi dışı biraz eski gibi dursada içi çok şık ve modern dizayın edilmişti. Resepsiyona ilerleyip ismimizi söylediğimizde odalarımızın hazır olduğunu söyleyip her birimize birer tane anahtar vermişti üçümüzde ayrı ayrı odalarda kalacaktık çok uzakta değildi yan yanaydı odalarımız anahtarlarımızı alıp asansöre doğru yürümeye başladık asansör gelince sırayla içine yerleştik asansörün kenarları boydan boya camdı ve Mardin'nin bir kısmını görebiliyorduk. Asansör 3.katta gelince durmuş hemencecik inmiş idik. Kızlarla akşam yemeği için buluşacaktık ama önce kısa bi duş alıp uyuyup dinlenecektik. Odamın olduğu kapıyı açıp içeri girmiş odayı incelemeye başladım odanın içinde iki beyaz kapı vardı birisi banyo diğeri minik bi giyinme odası vardı kapıyı kapatıp tekrar odaya yöneldim. Odanın ortasında beyaz, sade ve şık şekilde dizilmişti ortada çift kişilik beyaz nevresimli bi yatak onun iki yanında küçük komidinler vardı birisinin üzerinde küçük bi lamba diğerinin üzerinde ise otelin telefonu vardı. Pencereye doğru gidip dışarı baktığımda Mardin'nin nefes kesici gün batımını izlemeye başladım.
O kadar güzeldi ki bu manzarayı kaçırmak istemedim ve çebimden çıkardığım telefonum ile hemen bi resmini çekip telefonumu tekrar yerine koymuştum biraz daha izledikten sonra kısa bi duşa alıp saçımı kuruttup yatağıma uzandım gözlerim ağır ağır kapanıp açılırken kendimi karanlığa teslim ettim...
Gözlerimi araladığımda havanın karardığını görmüştüm yerimden doğrulup ayağımı yataktan sarkıttım telefonuma baktığımda saatin 19 e geldiğini gördüm. Kızlarla olan gruba kısa bi mesaj attıp şalımı tekrar bağlayıp ayağıma beyaz spor ayakkabımı geçirip cüzdanımı telefonumu ve anahtarımı alıp odadan çıktım. Belfü'nün odasında buluşacaktık onun odasına doğru adımlayıp hemen gelmiştim kapıyı çalıp beklemeye başladım aradan 1 2 dakika geçince Belfü kapıyı açmıştı içeri girdiğimde onunda hazır olduğunu bizi beklediğini anladım
Ayla'yı beklemeye başladık. Belfü ile biz lisedeyken kapanmıştık içimzden sadece Ayla kapanmamıştı. Kapı çaldığında Belfü "çok şükür"diyerek kapıyı açmaya gitmişti Ayla'nın gelmesiyle odadan çıkıp koridorda asansöre doğru yürüdük asansörün aşağı katta olduğunu görünce bulunduğumuz kata çağırdık aradan bi kaç saniye geçmeden gelmiş hemen binip 0 bastık. Asansör durunca üçümüzde restuaranta daldık kurt gibi acıkmıştık. En köşedeki masaya yerleşip yarın gezilecek yerlerimizi saydım. İlk durağımız Mardin kalesiydi manzarası çok güzeldi eski yapısı oldukça hoş gözüküyordu. Ben daha sıralamama devam edecektim ki garson siparişlerimizi getirince bende susmuş ve yemeğime odaklanmıştım. Yemeğimiz bittikten kızlar yorgun olduklarını ve yarın daha enerjik gezmek için dinlenelim diye teklifte bulunmuşlardı bende onları onaylaşmıştım neticede bende çok yorulmuştum. Tekrar asansörle 3.kata çıkmış hepimiz birbirimize "iyi geceler"deyip odalarımıza çekilmiş idik ,üzerimdeki yorgunlukla kendimi uykunun tatlı kollarına bırakmıştım...Merhaba bölüm nasıldı ?🌝İlk deneyimim yanlışlarım için kusuruma bakmayın ve hikayemi sevip sevmediğinizi çok merak ediyorum nasıl olmuş sürükleyici mi sıkıcı mı olmuş yorumlarda belirtirseniz çok mutlu olurum. Allah'a emanet olun okuduğunuz destek verdiğiniz içinde çok çok teşekkür ederim. 😇🙏❤🌹
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mihri'm{Güneş'im}
EspiritualKahraman Maraş'lı bir kızın Mardin'e ebe olarak atanması sonra koşulların değişmesiyle Mardin'de Baykal aşiretine gelin olursa neler olacak , neler değişecek hayatında hadi hep beraber okuyup öğrenelim... 🤗🤗🤗 "-Ağlama." -ağlamayım öyle mi canım y...