Ayna karşısında son pratiklerimizi yaparken dans eğitmenimizin bitti komutu ile yere yığıldık. Sanki üzerimden bir tır geçmiş gibiydi. Ne kadar süre öyle uzandım bilmiyorum fakat Yoongi'nin bana uzattığı eli ancak farkedebilmiştim. Gülümseyerek eline uzandım ve ayağa kalktım. Anlaşılan benim dışımda herkes çoktan çıkmaya hazırlanıyor gibiydi. Namjoon lider edasıyla ellerini çırpıp dikkatleri kendine çektiğinde onu dinlemeye başladık.
-Millet, bugün sıkı çalıştık. Şimdi herkes eve gitsin, dinlensin. Akşama eksik istemiyorum.
Ne akşamı? Özel bir gündü de benim haberim mi yoktu?
-Akşama ne var ki?
Diye sorduğumda diğerlerinden aptal mısın bakışları almıştım. Jin hevesli bir sesle adeta cıvıldadı.
-Ah, unuttun mu TaeTae? Bu gece balo varya.
Cidden, unutmuştum. İdoller arasında her sene bir balo düzenlenirdi. O baloda da kimin kiminle olduğu, neler yaptığı herşey ortalığa dökülürdü. Anlayacağınız dedikodu için birebir bir ortamdı. Geçen sene baloda öyle olaylar olmuştu ki. Büyük bir kavga çıkmıştı, idoller arasında. Baya olaylı geçmişti diyebiliriz. Bu sene gitmek istemiyordum kesinlikle, bir kaos daha çekecek değildim. Birbirilerine ulu orta çıkma teklifi edenler, sarhoş olup onunla bununla yiyişenler, sevgili kavgaları..Şu anda hiçbirini çekecek durumda değildim. Ama eğer gelmezsem Namjoon ağzıma kürekle vurup Paris'e kadar uçururdu. Böyle ortamlara oldukça dikkat ederdi, eksiksiz gitmeme gibi bir prensibi vardı ve ben bundan nefret ederdim. Yemeklere bile eksiksiz giderdik. Resmen Bang PD'yi geçmişti bu konuda, takıntı gibi bir durumdu. Tüm bu isteksizliğime rağmen ağzımı açıp itiraz etmedim, zaten bir işe yaramayacaktı. En azından bu geceyi az olaysız, bana gelen en az sayıda ilan-ı aşkla kapatmaya çalışacaktım. Herkes Namjoon'u onaylayıp evlere dağılırken bükük boynumla yavaş yavaş otoparka ilerledim. Arabamı çalıştırdığımda taksi tutmanın daha iyi bir fikir olduğunu düşünmüştüm.Çünkü gözümden leş gibi uyku akıyordu. Nihayet direksiyon başında uyuyakalmadan eve vardığımda kendimi direkt duşa attım. Daha sonra saatin henüz üç buçuk olduğunu görerek sabahtan beri kafamda dolaşan tilkilere kulak asarak alarmımı altıya kurdum. Biraz uyusam iyi olacaktı.
-
Hala uykumun en derin safhasından çıkmak istemiyordum fakat deli gibi çalan zilim ve alacaklı dayanmış gibi yumruklanan kapımı biran önce açmazsam kırılabilirdi. Gözlerimi ovuşturarak yattığım yerden gerinerek doğruldum. Kapıya doğru yol alırken sinirle bağırdım.
-Yeter! Geliyoruz işte.
Kapıyı açmamla hala yumruklarını savuran Hoseok'un yumruğu alnıma geçince hafifçe çığlık attım.
-Ya, mal mısın Hyung?
Hoseok hiçbirşey olmamış gibi beni kenara iterek kendini köşe koltuğuma bıraktı. Cidden ondaki bu rahatlığın zerresi bende olsa hayatım şuanda çok farklı olabilirdi.
-Sen hala uyuyor muydun gerizekalı?
Kafamı sallarken, gözümün duvardaki saate takılmasıyla ağzım kocaman açılmıştı. Tanrım, saat sekize geliyordu. Anlaşılan alarmı uyku sersemliğimle defalarca ertelemiştim. Hemen yukarı koşarak hazırlanmaya başladım. Hoseok hala salondan homurduyordu. Çocuklarla saat dokuzda buluşup hareket edecektik ve benim hazırlanmak için sadece bir saatim kalmıştı. Alel acele siyah takımı geçirdim, saçlarım biraz dağılmış olsa da dalgalı durduğu için hiç dokunmadım. Çekmecemi açıp takımıma uygun siyah üzerinde beyaz işlemeleri olan saten bandanamı açık kahve saçlarımın arasına geçirdim. Düşünüyordum da fena değildim, aslında bandanayı kendime çok yakıştırıyordum. Adeta sembol hâline gelmiş sarkaçlı gümüş küpelerimden birini sağ kulağıma taktım. Gerekli kozmetik takviyesini de yaptıktan sonra geri çekilip aynada kendime baktım. Fena olmamıştım, kısa bir süreye rağmen iyi hazırlandığımı düşünüyordum. Kapım açılıp içeri ıslık çalan bir Hoseok girdiğinde, aynada arkama geçip omuzlarımdan toz attırıyormuşçasına hareket yaptığında güldüm. Söverdi ama severdi de.
-Ooo,kardeşim alev almış buralar.
Dediği keko yoruma göz devirirken ağzımdan kısa bir teşekkür nidası döküldü. Sanki birşey söyleyecek gibiydi ve vazgeçip susuyordu. Daha fazla dayanamayarak ona döndüm.
-Söyle, Hyung.
Şaşırmadı, onu ne kadar iyi tanıdığımı o da biliyordu. Biraz daha düşünüp ağzındaki baklayı çıkardı.
-Onu etkileyeceksin Taehyung, merak etme.
Ne? Kendinden emin tavrına kaşlarımı kaldırarak baktım.
-Neyden bahsediyorsun?
Yüzüne gıcık bir sırıtış yayılırken, hadi ama der gibi bir ifadeye büründü.
-Lisa diyorum, kesinlikle senden etkilenecek.
Söylediği şeye şaşırmıştım, sonuçta ilgimi çektiğini kimseyle paylaşmamıştım. Fakat abilik böyle birşeydi galiba, beni ne kadar iyi tanıdığını bir kez daha anladım.
-Sakın inkar edeyim deme Taehyung. Kaç yıllık Hyungunım ben senin, yüzünden geçen tüm ifadeleri ezberledim sayılır.
Gülümsedim, bu iyi hissettiriyordu. Birinin her daim yanınızda olduğunu, size değer verdiğini bilmek güzel hissettiriyordu. Ancak bende ona karşı olan ilgimi tam olarak adlandıramamıştım ki.
-İnkâr etmeyecektim zaten ama bilmiyorum Hoseok, ona karşı tam olarak ne hissediyorum anlamadım. Küçük bir hoşlantı, belki sadece beğenme anlamlandıramıyorum tam olarak. Sonuçta güzel kızlar herkesin ilgisini çeker.
Dediğime kahkaha atarken çoktan evden çıkmış ve onun arabasına binmiştik. Kontaktaki anahtarı çevirirken cevap verdi.
-Jennie, Jisoo ve Rosé'de güzel Taehyung. Hatta bu sektördeki tüm kadın idollerin bir aurası var. Kendini kandırma ama kaptırma da.
Son söylediğine takıldığımı anlamış olacak ki açıklama hissiyatı duydu.
-Yani Tae, eğer dediğin gibi sadece bir beğenme olsaydı şuana kadar bir çok kişiyle ilgilenirdin, o kızda seni çeken birşeyler var ve buna kapılıp üzülmeni istemem.
Dediği şey çok net bir şekilde kafama dank ederken aklıma Namjoon'un geçen hafta törende söyledikleri geldi. 'Duyduğuma göre kız hiçbir erkekle ilgilenmiyormuş'.Bu biraz beni hayal kırıklığına uğratsa da bunun birden fazla sebebi olabilirdi. Sonuçta yeni çıkış yapmıştı kariyerine yoğunlaşıyor olabilirdi, yasağı da vardı tabi ki, belki de bir erkek arkadaşı vardı zaten. Son ihtimal beni biraz kırsa da Hoseok Hyung haklıydı kendimi kaptırmamalıydım. Kim bilir ona olan hislerim sadece hoşlantı ile kalabilirdi. Sonuçta kesinlikle aşık olacak değildim ya, hem kaderde varsa zaten olurdu değil mi? Daha fazla düşünmemeye çalışarak yolu bitirip balo alanına gelmiştik, bizimkiler çoktan gelmiş olacak ki Hoseok bizi direkt buraya getirmişti. Emniyet kemerimi açıp arabadan indiğimde yüksek sesli müzik kulaklarımı tırmalamaya başlamıştı bile. Hoseok da yanıma geçip balo alanına doğru ilerlerken düşündüm, bu gece gayet uzun olacaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/233738795-288-k591637.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
how you like that •taelice•
Fanfictionşafak vakti üzerimizde ayın belirdiği o parkta yine duygularla doluyorum, bu şarkı sana ulaşıyor. 𝘒𝘪𝘮 𝘛𝘢𝘦𝘩𝘺𝘶𝘯𝘨×𝘓𝘢𝘭𝘪𝘴𝘢 𝘔𝘢𝘯𝘰𝘣𝘢𝘯