...
Genç kız uyuduğu yatakda kıpırdandı ve uyandığında kollarını açıp keyifle esnedi.
Yanındaki çıplak bedene baktığında sırıttı ve yüzüne düşen saçlarını yüzünden çekti.
Gözleri bir anlığına komodinin üzerindeki elektronik saate kaydığında rahatça oturduğu yatakda hızla doğruldu.
Ağzından çıkar küfüre engel olamaması, yanında yatan üvey annesini uyandırmıştı. "Siktir"
Rose başını kaldırıp, çoktan yataktan kalkmış üzerini giyinen kıza baktı ve uyku mahmuru halde bir kaç saniye olayları idrak etmeye çalıştı. "Soo?"
Jisoo kızgın sesiyle homurdandı. "Saat 10.30 kahvaltıya geciktik"
Rose korkuyla ayağa kalktı ve yerdeki kıyafetlerini uykulu bedenine giymeye başladı.
İkisi telaşla hazırlanırken odaının kapısınkn birden açılmasıyla Rose çabuk haraketlerle dolabın yanına geçip saklandı.
Karşıdaki boy aynamasından yüzü gözüküyordu ve içeri giren kişinin anlaması çok zor değildi.
Ancak Scarlett, uykulu haliyle sadece kapının pervazında dikildi ve ayakta aceleyle giyinen Jisoo'yu umursamadan sordu. "Rose nerde biliyor musun? Bugün kimse beni tatlı uykumdan uyandırmayınca bayıldığımı zannettim"
Jisoo mükemmel oyunculuğuyla önce boy aynasının önünü kapattı ve sonra pantolonunu giymeye devam ederken, üvey kardeşini cevapladı. "Baygın bir insandan bir farkın yok"
Scarlett gözlerini devirdi. Tuhaf değil, bu bir insanın Jisoo ile konuştuktan hemen sonraki doğal tepkisiydi.
Scarlett sorusunu yineledi. "Nerede olduğunu biliyor musun? Ona göre dışarı çıkacağım"
Jisoo üstünü giyinme işini bitirdikten sonra aynada kendisine bakarken kardeşini yanıtladı. "Markete gitti, birazdan gelir"
Scarlett cevabını alır almaz, onu her daim germeyi başaran kızın odasından çıktı.
Jisoo rahatlıkla dolabın yanına saklanmış üvey annesine döndüğünde, kendisinin aksine Rose'nin kalp atışı bütün odayı kaplamıştı.
Hiç bir şey söylemeden saklandığı yerden çıktı,üstünü giyindi ve odayı terk etti.
...
"Bugün hepimizden sonra inen sendin"
Lalisa üvey annesiyle son derece saygısız bir biçimde konuşsa da, tabaklara yemek koymaya uğraşan Rose buna kulak asmadı. "Markete gitmiştim"
Lisa şüpheyle mırıldandı. "Hmm"
Rose, Lisa'nın önüne dolu bir tabak koyarak genç kıza susmasını ima ettiğinde Lisa aslında Megan'a koyulacak ama konuştuğu için kendisine verilen tabağı şikayet etmeden yemeye başladı.
Jisoo herkesle konuştuğunda yaptığı gibi Lisa ile göz teması kurmadan tabağındaki yemeği yemeye devam ederken konuştu. "Bütün gün yatmaktan kilo aldın iyice, Megan ike yarışmaya mı karar verdiniz"
Rose, Megan'ın önüne bir tabak koyup sandalyesine oturdu ve her zamanki gibi Jisoo'ya tepki vermeden yemeğine devam etti.
Jennie, Jisoo'ya laf yetiştirme fırsatını kaçıramadı ve bakışlarını evin en büyüğünde gezdirdi. "En azından zayıf kalabilmek için bayılacak kadar aç kalmıyor"
Jisoo'nun yaptığı aşırı abartı diyetlerden bahsettiğinde Jisoo sinirle işaret parmağını kaldırıp Megan'ı gösterdi. "Bu şekilde görünmek yerine bayılmayı tercih ederim"
Megan hızlıca ve iştahla yediği yemeğinden başını kaldırdı ve ağzındaki lokmayı yavaşça çiğneyip yuttuktan sonra tabağının altındaki peçeteyle ağzını silip ayağa kalktı. Rose'ye döndü ve duruşunu bozmadan üvey annesinden saygılı bir izin istedi. "Odama çıkabilir miyim?"
Rose'nin sert bakışları evin en çirkin kızında dolaşırken bir kaç saniyeliğine yumuşadı ve olumlu ablamda başını salladıktan sonra tekrar eski halini aldı.
Fakat ortam, Megan kalkıp gitmemiş gibiydi çünkü Lisa sırıtarak tabağıyla ilgilenmeyi bırakıp Jennie'e baktı. "Ne zamandır beni koruyorsun sen?"
Megan gittikten sonraki sessizliği bozan kıza, Jennie bir kaç saniyeliğine baktı ve kaşları çatıldı. "Kardeş-"
Lisa alayla güldü ve sözünü kesti. "Bir daha birine laf sokmak için beni kullanma"
Ayağa kalktı ve Megan'ın aksine izin istemeden odasına çıktı ve Rose'nin arkasından öfkeyle bağırmasına sebep oldu. "Lalisa Manoban!"
Her zamankinin aksine onu çağırmaya uğraşmadı ve iç çekip yerine oturdu, bugün bir şeylerle uğraşmaya hali yoktu.
Jennie, Lisa'ya yapacağı açıklamayı şimdiden kafasında toparlarken, Scarlett çantasını alıp sessizce masada kalktı ve dış kapıya yönelip evden çıktı.
Rose buna da bir şey dememişti,bugün kızının istediği kişiyle düzüşmesi sorun değildi.
Vanessa olayların hiç birine dahil olmadan dakikalardır telefonuyla ilgileniyordu ve sonunda, kazanmışlığın verdiği sevinçle haykırdı. "İşte bu!"
İnanılmaz bir gülümsemeyle telefonuna bakarken bir süre sonra koruyucu annesine döndü ve imalı bir şekilde bakıp konuştu. "Bir dahaki sefere markete gittiğinde bir şey almana yeticek kadar para kazandım,endişelenme"
İma ettiği şeyden sonra Rose'nin gözleri önce Jisoo'yu sonra ayağa kalkıp odasına giden Vanessa'yı bulmuştu.
Hala aklı Lisa'da olan Jennie de ayağa kalkıp masadan kalkmadan önce öz annesine ve üvey kardeşine döndü. "Afiyet olsun"
Düşünceli ve durgun bir şekilde masadan kalktığında Jisoo sırıtarak Rose'ye döndü. "Selam"
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SE7EN
FanfictionRosé bir öz kızı ve beş üvey kızıyla yaşadığı ahşap villada, kızlarının gerçek karakterlerinden habersizdi. Kitabın ana konusu "7" isimli filmden gelmektedir. Film ve kitabın gidişatı aynı değildir.