7 saat sürmüştü ameliyat saat gecenin 4ydü o kadar yorulmuştum ki. Tek başımaydım hemşirelerim yardımcı arkadaşlarım yoktu.2 günlük kurşunlar ve kanamalar çok riskliydi. Kapıdaki adamların üzerimdeki stresi.. yaşadıklarım! birinin öldüğünü görmüştüm.. bu zamana kadar başarısız ameliyatım olmamıştı. Ve bu sağlık açısından öldürülme değildi katil vurmuştu. Ve ben o katilin evindeydim.Eldivenlerimi çıkarıp çöpe attım güzelce yıkayıp uyuşan ve ağrıyan bacaklarımla koltuğa geçtim. 7 saat kendimi o kadar kasmıştım ki. Rahatlamak için göz yaşlarımı tek tek akıtıp ağlamaya başladım.
Kapının açılmasıyla korkarak başımı kaldırdım gelen o katildi. Hastaya bakıp odada göz gezdirip bana baktı. Göz yaşlarımı silip ayağa kalktım. "Hastanın durumu iyi kurşunları çıkardım." Kaşlarını şaşırırcasına kaldırarak dinliyordu "kanaması çoktu ama kan kaybı yaşanmadı şanslıymış" dedim. Başını sallayıp tekrar yatan hastaya baktı. Ve içeriye girip metal kutunun içindeki kurşunları eline aldı.
"Beni bırakacakmısınız"
Kurşunları elinde incelerken konuştu "daha iyileşmedi doktor ne biliyoruz ölmeyeceğini" Sesinin tonu bile korkunçtu. Söylediği sesinden bile korkunçtu. Ben elimden geleni tek başıma yapmıştım. Öfkelenmemeliyim öfkelenmemeliyim.. karşımdaki öfkemi gösterebileceğim biri değil..
Bir şey demeden buradan çıkıp kapıyı kitledi. Bağırıp çıkar beni buradan demek istedim ama yatan hastayı düşünmek zorundaydım. O yüzden sessizce ağlayarak ne yapabileceğimi düşündüm. Telefon bulmalıydım. Birilerine ulaşmam gerekti. Yarın ki ameliyatım için arayacaklardı beni bulamayınca bakacakları ilk yer burası olucaktı. Tabii ya ben bunu niye düşünemedim. Göz yaşlarımı silip koltuğa bacaklarımıda uzatıp gözlerimi kapattım. Uyumayacaktım sadece sakinleşmeye çalışacaktım.
Bir doktor olarak o kişiye yardım edememiştim. Kafadan vurduğu içindi dedim hep kendime ama baksaydım belki onuda kurtarabilirdim. Yapma ama asel adamlar öldürmek için vurdular zaten tekrar neden yaşatmak istesinler ki? İç sesime hak veriyordum ama ben bir doktordum. Böyle düşünmem çok normaldi.
2 saat kadar bu şekilde düşündüğüm yerde uyuyakalmıştım. Kapının gürültüyle açılmasıyla gözlerimi açıp ayağa kalktım. Gözümün kararmasıyla yerimde sallandım yanımdaki duvardan tutunup yumup biraz bekleyip açtım.
Gelen o katildi. Hastaya bakıyordu yarasına elini götürünce hızla "ne yapıyorsunuz dokunmayın" dedim. Dinlemeyip bezi kaldırıp yaraya baktı "kanaması yok" diyip başını kaldırıp gözlerime baktı. Sinirle yüzüne bakıp dolaptan eldiven alıp bez ve flaster alıp kestim. "Sanki ben bilmiyorum!" Diye duyamayacağı bir şekilde söylendim.
"Uyuyarak hasta bakılmaz doktor" diyince arkamı dönüp yüzüne baktım. "Sadece 2 saat uyudum" gözlerini çekip elimdekilere baktı. "Ki mikrop bulaşırsa kanama olur" diyip hazırladığım bezi elime alıp hastanın yanına geçtim. Adamın dokunduğu bezi dikkatlice çıkarıp önce mikrop bulaşma olasılığını sıfıra indirmek için pansuman yapıp ardından bezi yapıştırdım. Kalp atışı tansiyon ve diğerlerinin kontrolünü yapıp bitmiş serumu çıkarıp dolaptan serum yoluyla alınan besine bakındım. Bu da vardı hayrrret! Firmalar nasıl verebiliyordu bunları. Etrafına ve şu adama bakarsan bence hemen anlayabilirsin anlamak istemiyordum belkide kafayı çünkü yemek üzereydim! Sürekli gözü üzerimdeydi acaba nasıl öldürsem diye mi düşünüyordu? Ya da nerede öldürsem? Anında düşündüğüm bir diğer şeyle korkuyla donup kaldım. Ya bana tecavüz etmeye kalkarsa. Yutkunup titreyen ellerimle serumu takmaya çalıştım. Ne diye küçük bir delik açarlardı ki! Gir hadi gir! Arkamdan uzatılan bir kolla anlamaya çalışırken yakınlığıyla çığlık atarcasına "dokunma bana" dite bağırıp kendimi öne doğru attım.
Kapının yılık olduğunu görünce hızla oraya doğru kaçtım. Kapıyı açıp ayakkabım olmadığı için koşmaya başladım. Nereye doğru kaçacağımı bilmiyordum. Etrafa göz gezdirip arabaların olduğu bir yer görünce yönümü oraya çevirdim. Arkama baktım gelmiyordu ya da yetişememişti. Gelince arabaların yanına ne yapacağıma bakındım. Tek tek arabaların kapısını açıp anahtar var mı diye bakmak aptallık olurdu. Ne yapacağımı bilemeyince yolu takip etmeye devam edecekken arkama baktım. Yürüyerek geliyordu. Kaçıyordum ve o yürüyerek mi geliyordu? Bundan daha korkunç ne olabilirdi? Hıçkırıp etrafıma baktım. Adamlar doluyordu saat sabahın 6sydı! Aptalca fikrim şu an en mantıklı olanıydı arabanın kollarını açtım tek tek!
Tek açılan siyah bir jipti binip hızla kilitledim. Gerekirse burada kilitli ölürdüm. Ta ki anahtarları getirip açmalarına kadar ki bu da hemen olacak bir şeydi. Adam elini kaldırıp 'durun' işareti yaptı. Etraftakiler durup bana bakıyorlardı. Göremiyorlardı çünkü camlar siyah kaplanmıştı. Yutkunup arabaya doğru gelen adama baktım. Gözlerimin içine bakıyordu göremeden bunu nasıl yapıyordu bilmiyorum ama o kadar sert bakıyordu ki. Yaklaştıkça kalbimin atışı daha da hızlanıyordu.
Tam camın önüne gelince kapıyı açmaya çalıştı ama kitlediğim için açılmadı. Şaşırmadı hatta hiç bir tepki vermedi. Ardından arabanın ışıkları ve kilitleri açılınca camdan gösterdiği anahtarlarla olduğum yerde kaldım. Ben birkaç dakika daha arabada kalırım diye düşünmüştüm.
Kapıyı açıp bindi ve ardından kapattı. Ben şoför koltuğundaydım o da yanımdaki koltuktaydı. Anahtarı uzatıp kucağıma bıraktı.
"Sür" diyip önüne döndü. Dişlerim ve ellerim titriyordu. Yanlış mı duydum sür mü demişti? Yüzüne baktım dönüp bakmadı gerçek söylüyordu sürmemi istemişti. Elimle anahtarı aldım deliğe zorla sokup çalıştırdım. Tekrar yüzüne baktım acaba kafamı direksiyona çarparak falan patlatmayı mı hayal ediyordu. Yaptığı tek hareket camları açıp "kapıları açın" demesi olmuştu.
Hareket etmeye başladım bu halde nasıl sürecektim nereye gidecektim bilmiyordum ama sürüyordum işte. Evden çıkınca hızım 20yken ilerlemeye devam ettim. Arabanın navigasyonuna bir şeyler yapıp çalıştırdı
-ulaşmanız gereken konum ayarlanmıştır 5 kilometre daha düz gidiniz
Haritaya baktım Polis Karakolu yazıyordu konum. Yüzüne baktım tepkisi hâla yoktu. Kendini şikayet etmemi mi istiyordu anlayamadım ki
"Neden oraya gidiyoruz"
Cevap vermeyip gözlerini yolda gezdirmeye devam etti. "S-sizi şikayet mi e-edeceğim?" Diye sorunca başını salladı. Yutkunup "b-bana bir ş-şey yapmayacak mısınız?"
"Yapacağım" diyip gözlerime baktı "ama istediğin bu doktor gidiyoruz ediyorsun ve işin bitiyor" diyince frene basıp arabadan inmek için hareketlenince kolumu tuttu "nereye doktor?" Kolumu çekmeye çalıştım ama milim hareketlenmedi. "Bırak kolumu!" Bırakmayıp yaklaştırdı ve kıvırdı acıyla sızlanıp elini tutup çekmeye çalıştım
"şimdi beni iyi dinle doktor" diyince çığlık atıp "seni dinlemeyeceğim" diye bağırdım. Diğer eliyle ağzımı tutup sıkarak başımı da yaklaştırdı "seni şimdi gebertirim ve bunu zevkle yaparım" diyip ağzımı daha da sıktı sanki kırmak istiyor gibi sıkıyordu. Acıyla kıvranıyordum sadece hıçkırarak ses çıkartabiliyordum "eğer yaşamak istiyorsan" dedi ve başımı hemen salladım. "Karım olursun" diyince durup gözlerine baktım.
Ne!
Ne alakaydı bu şimdi?
Herkese merhabalarrrr ❤️
Yorumlarınız ve beğenileriniz yblerin hızla gelmesi için çok önemli ❤️
20 beğeniye yb kapınızda ❤️
![](https://img.wattpad.com/cover/233981358-288-k485921.jpg)