•8•

65.7K 1.1K 664
                                    

Burcu'yla beraber sakin olan kısımlara doğru ilerlerken herkesin gözü benim üzerimde oluyordu. Bu çok rahatsız edici bir durumdu. Merakla bakıyorlardı. Bazı genç kızların bakışları beni parçalamak ister gibiydi. Dönüp hepsine alın sizin olsun yaşadıklarımı siz yaşayın diyip kaçmak çok istedim. Ama başka bir planım vardı.

"Çok iyi geldi, teşekkür ederim Burcu" gülümsedi ve etrafa göz gezdirdim. Ateş peşimizden gelmemişti. Ve buradaki koruma sayısı azdı. "Hâla şaşkınım, abimin eşi oluyor"

Zoraki bir gülümsemeyle karşılık verdim. Şaşırırsın tabi de demek ki abisinin ne mal olduğunu biliyordu. "Neden bu kadar şaşırıyorsun"

"Yani, onu tanımak çok zor. Sevmesi çok zor. Onu nasıl tanıdın mesela? O hiç konuşmaz" güldüm. Gülmeme karşılık o da güldü "anlaştık bir şekilde" Arabalara göz gezdirirken benim arabamın nerede olduğuna bakındım. Onu bulmam gerekiyordu.

"Benim arabada çiçeğim kaldı, arabanın anahtarları nerede oluyordu?"

"Ya bende çiçeğin nerede diye soracaktım, isteyelim hemen"

"Hayır! Yani biz gidelim alalım"

"Tamam olur" diyip ilerlemeye başladı. Arkama baktım Ateş gelmiyordu. Heralde sohbete falan dalmıştı. Katil... onun karısı olacağımımı düşünüyordu. Bitiyordu işte her şey.

Eve girip dolaplardan birini açtı. Birkaç tane anahatarın olduğunu görünce gözümü büyüttüm. Hepside belirli markaların arabalarıydı. Ve benim normal sevgili anahtarım oracıkta durmuş beni bekliyordu. Hızla alıp mutlulukla baktım Burcu'ya.

"Çiçeği atayım diyorum, sende birkaç genç kız topla bekleyin bende hemen gelirim" Hoşuna gitmiş olucak ki gülümseyip hemen kabul etti. Saf duygularını kullanıyordum. Üzülsemde başka çarem yoktu. Hemen evden çıkıp arabama doğru ilerledim. Kilidi açar açmaz binip tekrar kitledim. Kimse fark etmemişti tamamdır. Derin bir nefes alıp titreyen elimle taktım anahtarı. Çalıştırıp direk gaza yüklenip bir sürü arabanın arasından geçerek dış kapıya doğru geldim. Burasıda açıktı davetliler için. Korumalar fark edecekti ama şu an için yapacak başka bir şeyim yoktu. Gazı kökleyip çıktım ve aynadan baktım. Birkaç saniye öylece durdular ve fark etmeleriyle içim titredi. Hemen kaybolmam gerekiyordu hemde hemen.

İlk olarak hemen polise gidecektim. Katilin navigasyondan ayarladığı karakol vardı. Buralara yakın. Oraya gidip her şeyi bitirecektim.

10 dakika kadar sonra varınca hızla indim arabadan. Ve koşarak merdivenleri çıkıp içeriye girdim.

"Yardım edin, kaçırıldım" diyip hızla karşıma çıkan ilk polise durumumu söyledim. Hem ağlıyordum hemde başımdan geçenleri anlatıyordum. Beni komiserin odasına aldıklarında su getirip oturttular.

"Geçmiş olsun"

"Erkek arkadaşımı aramam lazım"

"Buyurun buradan arayabilirsiniz" kalkıp hızla telefondan Alinin numarasını çevirdim. Birkaç çalışta açıldı

"Ali ben asel!"

"Asel? Neredesin sen!"

"Kaçırıldım. Anlatacağım çok şey var lütfen gel" Diyip tekrar ağlamaya başladım. Tekrar polise verince karakolun yerini söyleyip kapattı.

"Size bunları yapan kim hanımefendi"

"Ateş Aslan" diyince durup bir şey diyecekken kapının tıklanmasıyla durdu. "Komiserim Ateş Aslan diye bir beyefendi geldi hanımefendinin eşiymiş"

Korkuyla ayağa kalktım. Buraya nasıl gelebilirdi? "Al içeri" İçeriye girmesiyle titreyen ellerimi sıktım. Gözleri gözlerime ürpertici bir şekilde bakıp "iyi akşamlar Yunus Bey" diyip komisere baktı.

"İyi akşamlar Ateş Bey" diyip ayağa kalkmasıyla şaşkınca baktım. "Sorun nedir, müstakbel eşim neden buradaymış?" Diyip oturdu ve gözlerini tekrar bana çevirdi.

"Ateş Aslan diye biri eşinizi kaçırmış efendim" ne? H-hayır hayır!

"Pekala, o halde teslim alalım yetişmemiz gereken nikah törenimiz var" diyip tekrardan ayağa kalkmasıyla ürperip geri adım attım. "B-beni kaçıran bu adam!" Diye bağırdım. Ama komiser hiçbir şey demedi! "Size diyorum!"

"Gidiyoruz" diyip kolumu tuttu. İttirmeye çalışıp komisere döndüm "lütfen yalvarırım verme beni bu adama!"

"Allah belanızı versin! Bu adamın elinden kurtulayım senide şikayet edeceğim!" 

Çıldırışlarımın işe yaramadığı bir an olmuştu. Sürükleyerek çıkardı beni karakoldan. Kimse yardım etmedi. Evet karakolda bana hiçkimse yardım etmedi. Hepsi ateşin kölesi olmuştu belli ki. Bu adam sandığımdan da korkunçtu.

Arabasına beni fırlatıp kapıyı kapattı. Yanıma binmesiyle kapıya yaslandım. "Bırak beni!" Cevap vermedi arabayı çalıştırdı. Geri geri çıkıp yola girdi.

"Seninle evlenmek istemiyorum. Öldür beni! Çek kenara sık kafama! Sana diyorum! Öldür beni! Zevklerinle öldür ne yapıyorsan yap öldür beni" ağlıyordum bağırıyordum ve yaptığı tek şey susmak oluyordu.

"Sen öldürmüyor musun?" Diyip elimi kapının koluna götürüp açacakken kendine çekmesiyle atlayamadım. Kafama koymuştum ölmek istiyordum. Dayanamıyorum!

"Bırak beni allah kahretsin istediğinde bu değil mi zaten"

"Otur" Bileğimi dehşet derecede sıkıp oturttu. Sıkmaya devam edince elini tutup çekmeye çalıştım. İncitmişti. İleri giderse kıracaktı. Dişlerimi sıktım "eğer bir kere daha kaçmaya çalışırsan doktor!" Sıkmaya devam etti. Çıtlama sesi duymuştum. Çığlık atıp hıçkırıyordum. "Seni öldürmeyip zevklerimle yaşatırım" bırakıp çıtlattığı elimi serbest bıraktı. Acıyla kıvranıp bileğimi tuttum. Çok acıyordu allahım.

Eve tekrardan gelince anlımı cama yasladım. "Yalvarırım bana bunu yapma" sesim kısılmıştı artık.  Bir şey demedi ineceği sırada sağ elimle kolunu tuttum. "Yalvarırım"

"Yalvarışlarını sonraya sakla doktor, in arabadan" diyip indi. Bileğimi serbest bıraktığım için şiddetli ağrısıyla tekrardan tuttum. Halim çok kötüydü. 3 günde hayatım kararmıştı. Bileğim çıtlamış sesim gitmiş ayak bileğim mosmor olmuş polise gitmişim tekrar kaçırılmışım. Artık kaldıramıyordum. Kapımı açan korumayla çaresizce indim.

"Git toparlan ve gel" cevap vermedim. Sanki sürünerek yürüyordum. Her yerim o kadar çok acıyordu ki. Ölmek istiyordum.

Lavaboya girip aynadaki yansımama baktım. Bileğim sararmış morarmaya geçecekti. Ya da kırılmıştı. Hali çok kötüydü çünkü. Yüzümü sağ elimle yıkayıp peçeteyle akan makyajımı silip çıktım. Gözlerim ağlamaktan kıpkırmızı olmuş şişmişti. Kimse anlamayacakmıydı mutsuz olduğumu.

Ateşin yanına doğru ilerledim. Gözlerime bakıp tuttuğum bileğime baktı. Yanına gelincede kulağıma eğilip "gülümse" diyip oturdu. Zoraki bir gülümseme yapıp oturdum. Nikah müdürünün gelmesiyle dudağımı dişledim. Artık teslimiyetimdi bu. Bitmişti her şey yeni bir başlangıcım oluyordu. Hayatımdaki en kötü günlerimin başlangıcı da bu olacaktı.

Merhabalar, aktif olmaya çalışacağım ve daha uzun bölümler yazacağım söz veriyorum. Şu anlık az bir kitleyiz. Ama ben inanıyorum çok büyük kitleye sahip olacağız.

Siyah beyaz aşka benzetildi kitabım doğrudur. Ama bundan sonrası öyle olmayacak beklemede kalın sizi seviyorum ❤️

SAHTE +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin