Yıldız, yaklaşık 10 senedir aynı apartmanda oturuyodu. Mutluydu,herkes gibi sıradanlıklarla dolu bi hayatı vardı. Ta ki, Oktay ailesi apartmanın alt katına taşınana kadar. O evde Yıldız'dan iki yaş büyük bi çocuk vardı. Adı Can.. Mahalleye geldiğinden beri belalı olarak bilinirdi resmen. Bide kafayı Yıldız'a takmıştı. Habire yolunu kesip tanışmak istediğini söylüyo, telefon edip şans istiyo felan. Yıldız istemiyo tabi. Biliyo belalı biri olduğunu. Yıldız, o pisliğe elini kaptırdığı zaman 2012 senesindeydi. O zamanlardan günlüğünün bi parçası..
" 08 Aralık, Cumartesi
Bi Can, insanı nasıl yakabilir, bugün öğrendim. Gözü kararıp sırf beni istediği için aileme zarar vermekle tehdit etti beni.. Ya zaten belalı bi tip, her an yanında çakı taşıyo felan. Korkuyorum yani. Canı çıksın pisliğin. Nefret ede ede onunla olucam ya. Bu nasıl bi şey Allah'ım. Aileme bişey yapmasın da, bana ne olursa olsun umrumda değil. Annem desen, o kadar zorluğa göğüs germiş o kadın, bana bakmak için çektiği çileleri bi ben bilirim. Babam.. O bi şey yapmasa, bi kez sarılsa bile yeter. Ablam, eniştem.. O küçük, masum yeğenim. Yapamam onlara bunu. O pisliğin göz göre göre onlara zarar vermesine izin veremem. Gerekirse kendim yem olurum ama, hayır. Onlar bunun cezasını çekmemeli. Bide alt katımda oturuyo şerefsiz ya. Napalım, yapacak bi durum yok. Katlanıcam o şerefsize. "
O günden itibaren Yıldız ile Can çıkmaya başladı. Aileler desen zaten habire birbirlerine gittiler, kahveye; yemeğe felan yani arayı sıkı tuttular. Öğrendikten sonra ilişkiye onay da verdiler zaten. İşte, Yıldız'ın içi hiç rahat değildi. Ailesi o çocuğun nasıl biri olduğunu bilmiyordu. Üstelik sevmiyordu da onu. Ama devam etmek zorunda kaldı. Ailesi için..
Dile kolay yaklaşık bir buçuk sene.. Bir buçuk sene boyunca tehditlerine katlandı, onu seviyormuş gibi gösterdi ailesine. Her gece kabuslarla yatıp kalktı. Önceden beri devam eden panikatak desen zaten etkisini her geçen gün gösterdi. Geldik 2014 senesine. Yıldız'ın düşünmek için çok fazla vakti oldu. O pisliğin ne kadar görünüşte elini tutup ona sarılsa da, bi kere bile ona "seni seviyorum" demedi. Yada bir kez olsun dudakları dudağına değmedi. Bu yüzden hala geç kalmadığını düşünüyordu. Ailesine söylerse olanları, belki de kurtulacaktı bu olan her şeyden.. Vaktinin geldiğini düşündü. Önce Can ile konuşup ondan ayrılacak, sonra da ailesinin yanına gidip konuşacaktı durumları. Artık vakti gelmişti Yıldız için huzurun, mutluluğun. Gelelim yaşananlara..
13 Şubat, Perşembe
Bir Can, hem yandı; hem de yaktı. Nasıl bu kadar acımasız olabildi?
Yıldız, Can'ın işkencelerine daha fazla dayanamayıp son noktayı koymak için yanına gitmek istedi. Can, o sırada babasının dükkanında duruyodu. Yıldız, Can'ı aradı, orada olduğunu öğrendi. Oraya doğru yürümeye başladı. Kafasında bi sürü düşünce vardı; "Ben ayrılmak istediğimi söylersem ne yapar?","Gitmeli miyim?","Korkumu yenebilir miyim onun yanında da?".. Ama hiçbirine aldanmadı o.. Dükkanın önüne geldi, "Allah'ım, sen hayırlısını nasip et." diyip içeriye girdi Yıldız. Can, onu "hoşgeldin meleğim" diyerek karşıladı. Yıldız, hemen lafa girmek istedi,
-Birincisi, bana sakın bi daha "meleğim" deme. Ikincisi de, seninle bişey konuşmam gerek, hem de hemen.
-Konuşalım, da bu acele ne melek?
-Bana melek deme! Ben bunları çekmek zorunda mıyım, söylesene bana zorunda mıyım? Senin yaşattıkların yetti artık.
Yıldız'ın bu laflarının ardından Can'ın gözü döndü ve bi tane tokadı geçiriverdi ona..
-Ailen.. Onlara ne olacağını biliyosundur o zaman. Şurda bi anlaşalım, ben seni istiyorum güzellik. Bu kadar hırçın olmaya ne gerek var? Bu arada, hırçın olunca çok daha güzel oluyosun.
Yıldız'ın sinirleri iyice gerildi, panikatağı başlamak üzereydi, farkedince bi yudum su içmek istedi ve arka odadaki yere yöneldi. Ensesinde büyük bi acı hissetmişti ve küt..
Evet.. Can, Yıldız'ın kafasına vurmuştu. Arka odaya götürüp elini ayağını bağladı Yıldız'ın. Kapıyı da kilitleyip kepengi kapattı. Sadece ikisi kalmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Masum Değiliz
Fiksi Umum"Senaryo yazmak kolaydır, onu dilediğiniz gibi kurgulayabilirsiniz. Ama ya hayat öyle mi? Sizi iradeniz dışında oradan oraya savurur durur..." Yıldız.. Hayatı, adı gibi hiç parıldamayan Yıldız.. 15 yaşında, daha "acı" kelimesini okuduğu kitaplarda...