14. Bölüm~Ben yanındayım.

122K 3.3K 215
                                    

14. Bölüm

Bu anı yaşamak, beni gerçeklik ile sahtelik arasında bırakmıştı. Kollarıyla sımsıcak bir şekilde bana sarılıyordu. Kalp atışlarını duyabiliyor ve nefesini hissedebiliyordum. Kulaklarımla duyuyordum, sesi gerçekti. Rüyada olmam imkânsız olsa da, sorgulamadan edemiyordum. Bu an öyle güzeldi ki kelimelerim yetmiyordu anlatmaya. Biraz çakırkeyiftim ama anı tüm ayrıntılarıyla hissederek yaşayabiliyordum.

Kollarını boynumdan ayırıp yüzüme bakmaya başladı. Nutkum tutulmuştu. Bu sefer donuk ifadem başka duygularımı saklamak için değildi. "Bir şey söylemeyecek misin?" dediğinde hafiften gözlerini kaçırmıştı. "Hatırlıyor musun?" Aklıma gelen ilk cümleyi bir çırpıda söylemiştim. Benden kaçırdığı gözlerini tekrar gözlerim ile buluşturdu. "Neyi?"dedi.

Sorup sormamakta kararsızdım. Bu sabah kendi kendime sormayacağım demiştim. O geceki büyüyü bozmak istemediğimi söylemiştim kendime. Fakat şimdi ilk adımdan bahsediyordu. Hatırlayıp hatırlamadığına dair olan meraklarımı daha da körüklüyordu.

Bu sefer bakışlarımı kaçırma sırası bendeydi. Yerdeki krem rengi halıyı izlerken konuşmaya başladım. "Dün gece..." aniden duraksayıp yüzüne baktım. Vereceği tepkiyi deli gibi merak ediyordum. Umutlarımın aksine boş ifadesi vardı. Belliydi, hatırlamıyordu. "Dün gece ne?" dedi kaşlarını meraktan çatarken. "Yok bir şey," diyerek geçiştirmeye çalıştım. "Söyle Zeynep," dedi gözlerini sıkıntıyla kapatırken. İsimim ağzına ne kadar da yakışıyordu. "Boş ver." Israr etmesini istemediğimi belirtecek bir tonda söylemiştim. Anlamış olacak ki kafasını yana doğru çevirip ayağa kalktı. Ellerini birleştirerek "Aşağıya inmiyor muyuz?" dedi. Konuyu değiştirmeye çalıştığı aşikârdı. Olumlu anlamda kafamı salladıktan sonra onunla aynı adımı attığıma emin olarak peşinden gittim.

Aşağıya indiğimizde Mine son kalmış çerez parçalarını karıştırıyordu. Mehmet ve Sanem ise aynı koltuğun iki ayrı ucunda oturuyordu. Ayak seslerini duyunca üçü de bize doğru dönmüştü. Sanem ayağa kalktı ve baygın bakışlarla Enes'e doğru yürüdü. "Enes abi beni eve bırakabilir misin?"dedi. Sarhoştu ve kırgınlıkla bezenmiş bir ses tonu ile konuşuyordu. Enes önce Mehmet'e sonra Sanem'e baktı. Mehmet ellerini kafasının arkasında birleştirmiş televizyona bakıyordu. Enes "Tamam bırakırım," dedi tereddütle. O sırada Mine de ayaklanmıştı. "Enes, beni de bırakırsan sevinirim." Esnemesini durdurmak için ağzını eliyle kapattı.

Mehmet ayaklanınca hafifçe tökezledi. O da sarhoş olmuştu. Yamuk adımlarla yanımıza geldiğinde "Görüşürüz," diyerek elini sallamış ve gülümsemişti. Yanağında çıkan gamzeden gözlerimi ayırıp gözlerine odakladım. "Nasıl gideceksin?"dedim. Onun için endişelenmiştim. Gün boyu yağan kar yüzünden yollar hiç iyi durumda değildi. "Motorumla geldim," dedi. Kaşlarımı çattım. Karı aşıp nasıl motorla gelebiliyordu? Bu soruyu aklımın ücra köşelerine ittikten sonra konuşmaya başladım." Bu daha tehlikeli değil mi?"Yüzünü buruşturarak kafasını geriye doğru itti. Konuşacağı sırada Enes araya girmişti. "Onu da bırakabilirim." İkimizin de gözleri Enes'e doğru döndü. "Motorunu sonra alabilirsin" dedikten sonra vereceği tepkiyi beklemeden Sanem'in belinden tutarak kapıya doğru ilerledi.

Mine de sessizce bana el sallayıp gülümsedikten sonra adımlarını hızlandırıp Enes'in olduğu yöne doğru ilerledi. Mehmet'in gözleri bir süre yüzümde oyalandıktan sonra "Anlaşılan kocan senden başka herkesi önemsiyor,"dedi ve ardından yutkundu. Karnıma minik minik iğneler batıyormuşçasına irkildim. Hayır, Enes beni önemsemeye başlamıştı, Mehmet yanılıyordu.

Olumsuz anlamda kafamı salladıktan sonra asıl önemli konuya geçmenin sırası geldiğini anımsadım. Fakat şu an ne yeri ne zamanıydı. "Yarın okulda görüşebilir miyiz?"dedim tüm utangaçlığım ile. Kaşlarını çatarak yüzüme baktı. "Okul..." derken aynı okulda olduğumuzu bilmiyormuş gibi bir hali vardı. "Aynı okuldaymışız," dedim. Kaşlarını kaldırıp kafasını aşağı ve yukarıya oynattıktan sonra "Tesadüfler birbirini kovalıyor." Hafifçe gülümserken yanağındaki gamzesi çıkmıştı. "Peki olur,"deyip kapıya doğru ilerledi.

BELAGATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin