24. Bölüm~Lunapark

97K 3.3K 304
                                    

24. Bölüm

Telefonda kısa süren karşılıklı sessizlikte tüm tereddütlerim yok olmuştu.Partinin yapıldığı yerin adresini ona söylemiştim bile... "Yarım saate oradayım." Ardından telefonu kapattı. Karnımda uçuşan kelebeklerin ölümünü bekleyen korku elini beline koyup kahkaha attı. Mehmet'e bir bahane uydurmam lazımdı. Ancak bu hiç kolay olmayacaktı. Çocuk zehir gibiydi...

Dışarıda biraz oyalanıp bir şeyler bulmaya çalıştım, ama aklıma hiçbir şey gelmiyordu. Mehmet oturduğumuz yerde değildi. Sanem ve Leyla, Yağız'ın iki yanına oturmuş konuşuyorlardı. Leyla ile birlikte gelen Murat ise kırmızı yanaklarını asmış telefonuyla oynuyordu. Dans edenlerin olduğu tarafa bakıp Mehmet'i aradım ama görünürde yoktu. İç taraflarda olabilirdi. Sanemlerin yanına gittim. Her ne kadar bu soruyu sormak istemesem de sormak zorundaydım.

"Sanem Mehmet'i gördün mü?" Kulağına doğru bağıra bağıra konuştuğum için duymasını umuyordum. Gözlerini bana çevirdi ve oda bağırarak "Midesi bulanıyordu, sanırım tuvalettedir." Müzik öyle yüksekti ki Sanem'in bağırmasına rağmen söylediklerini zar zor anlıyordum. Kafamı salladım ve tekrardan dışarıya çıktım. Mehmet'i telefonla aramaya karar verdim, erkekler tuvaletine dalacak halim yoktu.

Birkaç çalıştan sonra bayık sesi duyuldu. En son bıraktığımda gayet iyiydi. "Mehmet neredesin? Konuşmamız gerekiyor, "dedim ve kurduğum cümleye şöyle bir aklımdan geçirdim. "Tuvaletteyim midem bulanıyordu," dedi ve dedikleriyle Sanem'i doğrulamış oldu. Zaten ilk geldiğimde ki yorgun duruşuyla da hasta olduğunu sezmiştim. Bir süre bekleyip neler diyeceğimi düşündüm. "Benim git-" cümlemi tamamlayamadım birden öğürdü ve bu gerçekten mide bulandırıcıydı. Diğer taraftan ona karşı anaç duygularım ayağa kalkmıştı. "İyi misin?" Sadece öğürmekle cevap verdi. "Bekle geliyorum," dedim ve yaptığım şeyin ne kadar saçma olduğunu düşünmeden erkekler tuvaletine daldım. Birkaç erkek sadece sigara içiyordu ve yüzüme şaşkınlıkla baktılar. Tuvalet içtikleri sigara yüzünde hafifçe dumanlıydı ama önlem olarak üsteki pencereyi açmışlardı. Yüzlerine baktım ve kafamı eğdim. Ah gerçekten çok fazla utanıyordum. "Mehmet..." diye bağırdım. Hangi kabinde olduğunu bilmiyordum.

"Buradayım."Bir kabinin kapısı aralandı. İçeriden çıkan Mehmet gerçekten çok fazla kötü görünüyordu. Göz kapakları yarıya kadar kapatmıştı. Elini ensesine sürttükten sonra yüzüme baktı. "Deli misin sen? Niye erkekler tuvaletine giriyorsun?" Bir şey demeden onu lavaboların olduğu tarafa doğru çektim. Gerçekten çok kötü gözüküyordu. "Aç karnına içki mi içtin sen?" diye sorduğum sırada çeşmeyi açtım. Yüzüne su çarpmaya başladım. Elimi yüzünden uzaklaştırıp kendi işini kendi görmeye başladı. Ben de beni izleyen erkeklere aldırmaksızın kâğıt havluları rulosundan çektim de çektim. Çeşmeyi kapatıp elimdeki kâğıt havluları aldı. Yüzüne sürdükten sonra çöp kutusuna attı. Bu su seremonisinden sonra bile hiç iyi görünmüyordu. . Aniden kolumdan tutup beni dışarı çıkarttı.

"Manyağın tekisin!" dedikten sonra tüm gücü tükenmiş gibi arkasındaki duvara yaslandı. Enerjisinin son kırıntılarını beni tuvaletten çıkarmak için kullanmış gibiydi. Elimi alnına doğru götürünce ateşi olduğunu anladım. "Mehmet sen hiç iyi değilsin. Ateşin var."

"Biliyorum, dediğin gibi aç karına ve hasta hasta içince kaldırmadım sanırım," dedi. Masalardaki kanepelerden yeseydin be adam diye geçirdim içimden. Telefonum titremeye başlamıştı. Enes arıyordu. İşte onu tamamen unutmuştum. Onu unuttuğum için kendime kızdıktan sonra telefonu kulağıma götürdüm.

"Alo,"

"Zeynep geldim ben. Arka taraftayım."

Yutkundum. Mehmet'i bu halde bırakmak istemiyordum. Daha doğrusu onu bu halde burada bırakmak istemiyordum. Bir süre düşünüp Mehmet'e baktım. Ateşi çok fazlaydı ve ayakta bile duramıyordu. "Enes çok özür dilerim ama..." Hayalimde kaşlarını çatıp benim devam etmemi istediği ifadesi canlandı. "Mehmet'i hastaneye götürmemiz gerek." Mehmet'in, Enes ile sürekli aramıza girmesi çok ilginç bir şeydi. Yine de bu haliyle kızamıyordum ona. "Tamam," dedi mırıltılı bir şekilde. "Arka tarafa gelin."

BELAGATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin