54. Bölüm : "Söz"

3.3K 163 215
                                    

-------------------------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

-------------------------------------

(Zeynep'in Dilinden)

Sabah

Dün aldığımız su ısıtıcısında kahvem için su kaynattım. Kerem uyurken balkonda oturdum, kahvemi yudumladım.

Dün gece zor bir geceydi. Kerem'in travmalarıyla, kaygı ve korkularıyla yüzleştik. Ben zaten tahmin ediyordum bütün bunları ama böyle gün yüzüne çıkacağını düşünmüyordum. Kerem'in kollarımda ağlaması içimi acıttı yine. Ona olan kızgınlığımı, kırgınlığımı yok saydım. Uzun bir süre beni kıracağını düşünmüyorum artık. Zamanla göreceğiz tabii ki ama şimdilik sular durulmuş gibi aramızda. Benim açımdan öyle en azından. Kerem'in de uzatacağını düşünmüyorum zaten.

Ben de onu kaybetmekten çok korkuyorum. Hayatımın önceki aşamasında –sahte babam hariç- birini kaybetmedim. Bu acıyla yüzleşmedim. Bu yüzden Kerem'in yaşadıklarını bilmem imkansız. Bilmediğim bir şey üzerinden ahkam kesemem.

Dün, ağlama faslımızdan sonra ev için birkaç mobilya bakmıştık. Bugün onları almaya gideriz diye umuyorum.

Sıcacık kahvemi yudumlayıp derin bir nefes aldım huzurla. Aklıma annem geldi. Ona bir mesaj attım.

"Günaydın anne. Bugün nasılsın? Beni hala affetmedin, biliyorum. Olsun. Ben senin gönlünü alacağım. Nişan gününde görüşürüz. Bu sefer Kerem'le birlikte geleceğiz. Öpüyorum"

Annemin kırgınlığını da anlıyorum. Ama kendimi affettirmeyi bilirim ben.

"Zeyneeepp"

"Balkondayım"

Kerem ensesini kaşıya kaşıya yanıma geldi, başımı öptü, yanımdaki sandalyeye oturdu, gözlerini hala tam açamadı. Tişörtünü de çıkartmış.

"Günaydın balkabağım"

"Ahahah Zeyneep neee?"

"Ahaha...Balkabağı"

"Ben miyim balkabağı?"

"Eveeeet. Güneş saçlarına vurunca bir an onu hatırladım, ne yapayım? Turuncu turuncu parlıyorsun"

"Sana da günaydın. Neşelisin bugün"

"Evet. Sen nasılsın?"

"Başım ağrıyor ya. Ağladığım için herhalde. Bünyem alışık değil malum"

"Tabii tabii. Kahve ister misin?"

"Olur"

Elimdeki kupayı aldı bir anda. Ben kahve derken başka bir tanesini sormuştum ama Kerem işte. Bardağımda kalan kahveyi yudumladı.

"Ne yiyeceğiz Zeynep ya?"

"Bilmem. Dışarıdan mı söyleyelim?"

"Gidip simit alıp geleyim mi? Hem biraz koşmuş olurum"

YenidenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin