Yaprak Barışın Motoruna Binecek Mi?

111 13 0
                                    

Yaprak hâlâ araba bulmaya çalışırken sarı kafalı çocuk ise hâlâ sırıtıyordu. Biraz daha kalsaydı Yaprak geç kalacaktı. Sarı kafalı çocuk telefonunu açıp birini aradı.
"Alo, babaanne? Sana bir işim düştü, kendim için değil bir arkadaş için."
O konuşurken Yaprak da telefonunu kulağına dayamış Ali'yle konuşuyordu.
"Ya Ali vazmıgeçsek?"
Ali'nin cevabı belliydi.
"Yok öyle, bir yola çıktık beraberiz! Kaptan beni Işık'larda bırak yok."
Ali bunları gülerek söylerken Yaprak kolyesine dokunuyordu, dudağını da ısıtmaktan mahvetmişti. Ali konuşmaya devam etti...
"Şimdi senin elin panikten kolyene gitmiştir değil mi?"
"Ha ha."
Ali devam ediyordu.
"Endişeden dudağını da ısırıyorsun değil mi, bildim mi?"
Yaprak gülümsemeye başladı.
"Bildin."
Ali'nin yanında yine Oğuz, Sinan ve Gökhan vardı. Ali tekrar söze girdi.
"Peki o korku gitsin ister misin?"
"Ha ha."
"O zaman yol boyunca şu sözümüzü tekrar et!"
Ali, Oğuz, Sinan ve Gökhan telefona doğru eğildi.
"Hepimiz kızımız, kızımız hepimiz için!"
Yaprak çok mutluydu, neşelenmişti.
"Kızımız hepimiz için! Ben... tamam, on dokuz dakika sonra oradayım."
Bir süre sonra Yaprak umutla ayağa kalktı.
"Alo?, offfff! Hah sende bit sende kapan çok güzel!!!"
Sarı kafalı çocuk Yaprağa başını döndüğünde yine sırıtıyordu, aslında bu çocuk hep sırıtıyordu. Yaprak bir arabanın önüne geçti ve bağırmaya başladı...
"Dur, dur , ya dursana!"
Araba yavaşladı ve arabanın içinden bir adam çıktı, arabanın kaputunu açtı motoruna baktı ve içinden bir sürü duman çıktı. Yani araba bozulmuştu.
Yaprak neredeyse sinirden adamı ısıracaktı ama sarı kafalı çocuk onun bu sinirini çok sevmişti. Onu keyifle izlerken sırıtarak konuşmaya başladı...
"Kabul et, son şansın. Köprüden önceki son çıkış!"
Yaprak gülerek dalga geçer gibi bir ses tonuyla konuştu.
"Ya senin ehliyetin var mı bir kere be?"
Sarı kafalı çocuk da aynı tonda konuştu.
"On sekiz yaş ehliyet için yeterli diye biliyorum."
Yaprağın gülüşü yüzünde yine bir sinirle değişti. Sarı kafalı çocuk kaskını kafasına taktı.
"Geliyor musun?"
Yaprak bu sefer tam sinirlendi. Çünkü çaresizdi.
"Ya bizim ensemizde ayı bağırıyor adamın derdini kes, geliyormuşum gelmiyorum, gelmiyorum!"
Yaprak endişeyle etrafına baktı ve devam etti.
"İlla durur biri."
Sarı kafalı çocuk motoru çalıştırarak konuştu.
"Son kararın mı?"
Yaprak emin değildi ama gitmek zorundaydı, yapacak başka çare yoktu ve kaska baktı.
"İyi, ver!"
Sarı kafalı çocuk Yaprağa kaskı uzattı, Yaprak sinirle kaskı kafasına koydu ve motora bindi. Bir yere tutunmamıştı. Sarı kafalı çocuk motoru ilerletti ve konuştu.
"Tutun istersen, yolda çakılma bir yere!"
Yaprak kendinden emin bir tavırla konuştu.
"Ha istemez iyiyim ben."
Sarı kafalı çocuk hızlı bir dönüş aldı ve hızlandı. Yaprak itiraz etti.
"Ya nereye gidiyorsun bu taraftan gidecektik heeyyy!!!"
Motor biraz daha hızlandı ve Yaprağın eli sarı kafalı çocuğun beline gitti. O sarı kafalı çocuk yine sırıtıyordu, Yaprak da sinirliydi.
"Aaa lan düşüyordum!"

4N1K  İlk AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin