Ve ölüm...
içinde hergün koşuşturduğun,
Bir oyun.Yazardan;
Şimdilerde kimsesi kalmamıştı genç kızın tek ailesi olan anne ve babasını düngece feci bir şekilde kaybetmişti
Ardından geçirdiği kazaya ne demeli, zaten olan yaraları ve hızla gelen bir aracın ona çarpması, hayatına devam etmesi bir muceye eş deyerdi.Araba genç kıza çarptıktan yaklaşık yarım saat sonra olay yerine başka bir aracın gelmesi nedeniyle hastaneye götürülebilmiş fakat çok kan kaybetmişti. Tıpkı annesi ve babası gibi somsoğuk olan vicut ısısı ve zaten beyaz olan teninin solmuş bir çiçek gibi yerde kanlar içinde yatmasina izin vermemişti onları gören genç adam.
Kızı hastaneye götürürken pek umudu yoktu aslında ama o herşeye rağmen hastaneye götürdü genc kızı. Yanındaki orta yaşlarda olan iki kişi zaten çoktan vefat etmişti ama o, onun nabzı hala atıyor hala bu yaşanmışlıklarla dolu kirli dünyaya karşı koyarmışcasına hayatla pençeleşiyordu. İsmini bilmediği bu kızın gerçekten güçlü olduğunu zaten ilk gördüğü an anlamıştı genç adam...
Şimdi ise adam hastanede tanımadığı bir kızı bekliyor ve hayata tutunmasını içten içe istiyordu
Gördüğü kaza sanki kaza deyilmiş de bir cinayetmiş gibi geliyordu. Çok ağır ve bir o kadar da tranvatik bir olaydı bu. "Madem olaya dagil olduk bunu araştırmam gerek" diye söylendi kendi kendine çünki bunun kazadan ziyade bir cinayet olduğuna inaniyordu.
Onlarca kaza süsü verilmiş cinayet görmüştü o gözler, ve elleriyle işlenmişti bağzıları. Önüne serilen hiçbir kanlı tablo dokunmamıştı ona taş kaplama kalbi burkulmamıştı hiç, tohum tanesi kadar bile.
Ama ne olduğunu bilmese de içinden bir acı geçmişti, hızla akan bir akıntı gibiydi hızlı olsa da geçtiği yerde iz bırakan cinstendi.
Şimdi bu olayı araştırması gerktiğini birdaha kendine hatırlattı ve ayağa kalktı tam o sırada kız için kimsenin hastaneye gelmediğini farketti, duraksadı ve arkasını dönüp görevlilerin olduğu bölüme doğru adımladı ve kumral saçları sıkıca toplanmış olan bu hastane görevlisine "Trafik kazasından sağ çıkan kızın neden ailesnden kimse yok?" diye sordu.
Karşısında duran görevli kız bir dakika isteyip önündeki bilgisayara bakındı ve "Hastanın adı Akay IŞIK, görünüre göre hiçbir akrabası yok ne teyzesi ne dayısı ne amcası ne de bir halası var. Sanırım
Annesi ve babası kendi ailelerinin tek çocukları." dedi karşısında ciddiye bürünmüş görevli.Bu kızda bir gariplik olduğu belliydi ama bu nasıl olurdu ki? İnanmak güçtü sahiden.
"Peki anneannesi falan yokmuymuş?" diye sordu birde. Görevli kahveye çalan hardal sarısı gözlerini kısa bir zaman diliminde yeniden bilgisayarla buluşturdu ve genç adama dönüp " Hayır malesef uzun zaman önce onlar da vefat etmişler." diye cevap verdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEMLİ
Teen Fictionİliklerime kadar titriyordum herbiryanım onun kanıyla kaplıydı. Onun o sevdiğim ama birtürlü söyleyemediğim güzel kokusunu örtmüştü sivri kan kokusu. Ama onun kokusuydu, onun olunca hersey güzeldi ama bu farklıydı. Farklıydı işte. Karanlık gözleri...