33. bölüm

279 19 3
                                    

Arabaya binmemizle kemerlerimizi bağlayıp çalıştırmıştı.

BH: Bu gün nasılsın? Miden doldu mu?

MS: Doldu ama o günkü gibi fazla değil.. bana yemek yedirdiğinde küçük çocukmuşum gibi hissettim...

Üst dişleri görünecek şekilde gülümsedi.

BH: Onların tadına mutlaka bakman gerekiyordu.. bir ara Jin Ae'yi de getiririz..

Yüzümdeki gülümseme solmuştu.

MS: Baek Hyun... Jin Ae'yle konuşmanı istemiyorum...

Kaşları çatıldı.

BH: Neden?

MS: O sana uygun biri değil. Onunla konuşma. İstemiyorum.

BH: Arkadaşlarıma karışma hakkını sana kim veriyor? İş arkadaşınla tanıştım diye onu bana mı kötülüyorsun? Yoksa, bu aptal bir kıskançlık mı?

Duyduğum kelimelerle gözlerim yanmaya başlamış, boğazıma acı saplanmıştı.

MS: Arabayı durdur.

BH: Ne?

MS: Arabayı durdur, dedim.

BH: Mi Sun, gece saat on bir. Bu saatte seni nasıl yalnız bırakırım?

MS: Sana arabayı durdur, dedim!

Arabayı kenara çektiği gibi inmiştim. Onun da indiğini farkettiğimde adımlarımı hızlandırmıştım ama kolumu tutup kendine çevirmişti. Hayal kırıklığıyla gözlerine baktım.

MS: Seni farklı sanmıştım,
Baek Hyun. Beni olduğum gibi sevip değer veren arkadaş olduğunu düşünmüştüm ama yanılmışım. Sen de onlar gibisin. Hiçbir şey anlamak istemeyip, beni yargılayanlar, kalbimi kıranlardansın... Jin Ae geldiğim ilk günden beri benden nefret ediyor. Bunu kendisi söylemese de, ben biliyordum. Seninle, sadece benimle uğraşmak için, bana acı çektirmek için arkadaş oldu, çünkü sana verdiğim değerin farkındaydı. Şimdi git, istediğin kadar Jin Ae'yle konuş. Hoşçakal...

Şaşkınlığını fırsat bilip kolumu ondan kurtardım ve ağlayarak oradan uzaklaştım.

Yollar tanıdık gelmediğindeyse, taksi çağırıp öyle evime gittim.

Kafe ÇalışanıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin