🦋🦋🦋
"Bana kalsa içeride ki masada sabaha kadar oturup seni beklerdim ama kafeyi tahminimden erken kapattılar "
Duyduğu ses onu şaşkına uğratırken hızla arkasına göndü. Kendisini yanağındaki gamzesini belli eden bir gülümsemeyle izleyen sarışını görünce "Chan ?" diyebilmişti sadece.
Chan sakin görünsede aslında hiç sakin değildi ama şuan dik durup sevdiğine verdiği sözü tutması gerekiyordu.
"Evet Bang Chris Chan" dedi. Seungmin az önceki adımlarına nazaran çok ufak adımlarla ona yaklaştı.
"Chris, Prens Chris? " transa girmiş gibiydi "Hayır prens değil sadece Chris, Sky'ın Chris'i ve Seungmin'in Chan'i " Chan sabırla ve tatlı dille onu sakinleştirecek şeyler söylemeye çalışıyordu.
Seungmin önüne geldiğinde adımlarını durdurup onun gözlerinin içine baktı. İkisininde gözleri doluydu tek farkları Chan gülümsüyordu Seungmin ise şokla inceliyordu karşısındakini.
"Benim Chan'im, benim Chris'im " diye tekrarladı. Chan kıkırdayarak "Evet senin Chan'in, senin Chris'in " demişti.
Gülünce daha çok belirginleşen gamzenin üstüne elini koyup özlemle okşadı küçük olan. Gözyaşlarına daha fazla hakim olamazken "Geldin, sözünü tuttun buldun beni" diyebilmişti.
Sarışının da ondan kalır bir tarafı yoktu onun gözyaşları da özgürlüğüne kavuşmuştu "Geldim, sana çok fazla söz verdim kelebeğim hepsini tutmak için buldum seni ve tekrar kaybetmemek için ne gerekirse yapacağım"
Ağlarken kelimeleri birleştirmek zordu ama ikiside bunu önemsemiyor yavaş yavaş konuşuyorlardı aceleleri yoltu bu saatten sonra onları kimse ama kimse ayıramazdı.
Seungmin'in ağzından bir hıçkırık kaçarken "Niye daha önce söylemedin bana? " diye sordum. Chan sevdiği çocuğun gözyaşlarını silmeye çalışırken "Seni gördüğüm gün söyleyecektim ama sen birden bayılınca çok korktum daha sonra hastalığını öğrenince sana anlatacaklarım yüzünden zarar görmenden korktum sana bir şey olursa ben yaşayamam kelebeğim bir daha asla böyle bir şeyi kaldıramam." cevabını vermişti.
Düşüncesi bile kalbini paramparça ederken tek bir saç teline bile zarar veremezdi. Karşısında duran adama onun hayatıydı ona zarar gelirse kendisi yaşayamazdı bu durumda ona zarar vermek düşüneceği son şey bile değildi.
Gözyaşlarını durduramayacağını fark etmesi biraz uzun sürerken ellerini çekip Seungmin'in beline koymuştu. Hâla yanağında duran eli hiç kıbırlatmadan sarışının gözlerinin içine bakıyordu.
"Yıllarca hep yüzünü görmek istedim şuan yüzünü görüyorum ama bununda bi rüya olmasından korkuyorum"
Onu anlıyordu çünkü aynı duyguları kendisi de yaşıyordu.
" Ben gerçeğim bunların hiçbiri rüya değil biz kavuştuk ve ben sana verdiğim sözü tutacağım sonuna kadar özgür olacağımız bir hayat yaşayacağız ve sen bu süre içerisinde istediğin kadar yüzümü görüceksin, seni bir daha asla bırakmam kimse özgürlüğümü benden alamaz "
Tuttuğu beli kendine çekerek sıkıca sarılmıştı. Seungmin elini yanağından çekip boynuna sıkıca dolamıştı. İkiside kafalarını birbirinin boynuna gömüp özlem duydukları kokularını almışlardı.
Ne kadar sürdüğünü bilmiyorlardı ama kafeden çıkan çalışanların sesi onları kendilerine getiren şey olmuştu.
Chan çalışnların garip bakışlarından kurtulmak içın sevdiğinin elini tutarak oradan uzaklaşıp nehirin kenarına doğru yürüdü. İnsanların fazla olmadığı bir yer bulduktan sonra yere oturup sırtını ağaca yasladı.
Bacağını uzatıp kelebeğini sağ bacağının üstüne oturttu, onun yerde oturup üşütmesine izin veremezdi.
Seungmin hiç itiraz etmeden oturup kafasını omuzuna yasladı şuan ondan daha rahat ve huzurlu biri olduğuna inanmıyordu tüm hayatını bırada geçirebilirdi.
Chan sevdiğinin saçlarıyla oynarken "seni gördüğümden beri bu anı düşünüyordum kötü bir şey olmasından korktuğum kadar iyi şeylerin olacağını hissediyordum ama daha erken gelemedim bunun için özür dilerim kelebeğim "
Seungmin derin bir nefes alarak sarışına sarıldı "Şuan yanımdasın mutluyum, huzurluyum geçmişin artık bir önemi yok çünkü geldin, benim için önemli olan tek şey bu "
Cevap Chan'i mutlu ederken sol kolunu kucağındaki küçüğüne sarmış sağ eliyle yumuşacık saçlarla oynamaya devam etmişti.
Uzun ve huzurlu bi sessizlikten sonra konuşan Chan olmuştu "Hatırlıyor musun bilmiyorum ama bana bir keresinde bir şey sormuştun şimdi ben sana sorucağım " Seungmin kafasını kaldırıp merakla ona baktı.
" Seungmin biliyor musun ben neden özgürlüğe uçamıyordum? " diye soru.
Hatırladığı soruyla yüzünde buruk bir tebessüm oluşurken "Neden?" diye sordu.
"Çünkü benim özgürlüğüm sendin sky" kullandığı isim ikisinide gülümsetmişti
"Ama artık sen yanımdasın ve şimdi biz bağlı kanatlarımızla sana söz verdiğim gibi özgürlüğe uçacağız kelebeğim"
İkisininde yüreğine dokunan bu konuşma özlem dolu ve yılların acısını çıkarmaya çalışan bir öpücükle sonuçlanmıştı.
Chris'in bir sorusu vardı;
" Tanrı'nın bir bildiği vardır değil mi?"
Tanrı'nın her zaman bir bildiği vardır.
Tanrı onların önceki hayatında asla mutlu olamayacağını ve ızdırap içinde yaşayacağını biliyordu ve onlara yardım ederek en acısız şekilde sonuçlandırdı hayatlarını.
Tanrı onlara ikinci şansı verdi en acısın en mutlu olacakları şekilde tekrar yarattı onları.
Tanrı onların ikinci şansında birbirleriyle olmalarını sağladı.
Ve Tanrı sevgiyi kalplerinde en masum şekilde taşıyan kullarına ikinci şansı vermekte hiç çekinmezdi.
Chris cevabını almıştı Tanrı'nın her zaman bir bildiği vardır.
🦋🦋🦋
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Knotted Wings
Fanfiction🦋CHANMİN🦋 Özgürlüğe uçamıyorum çünkü kırık kanatlarım sana bağlı.... Beni özgürlüğe uçurur musun? (MİNİ FİC)