Olanlardan sonra kendimizi zar zor toparladık. Herkes sabretmek ne demek onu öğrenmişti. Ayaklanmanın aslında tam zamanıydı. Hayat bazen acımasız olsa da bazı şeylerin önüne geçince aslında hayat mutluluğun tam kendisi...
Acılarımızı kenara çekip biraz mutlu olmayı öğrenmek zorundayız. İyi insanlar da mutluluğu hak eder. Kötüler sadece kendilerini mutlu etme çabasını gösterir.
"Gece"_ Herkes acı çekiyor. Bu acıları anlamak ise geç oluyor. Ama herkesin acılarını unutup geleceğe yönelmesi gerektiği söyleniyor. Aslında geçmiş geleceğin köprüsü.
Herkes toplanmıştı. Nedeni ise biraz işleri toparlamaktı. Öğrenciler için yenilik yapılması gerekiyordu ama ne yapacağız bilmiyoruz.
Okulun iyi olmasını istiyoruz ve bunu yaparken bir sıkıntı çıkmasını istemiyorum. Ve ayrıca okula yeni öğretmen atamak istiyorum. Böylece biraz çocuklarımla birlikte vakit geçirme fırsatı bulurum. Annemi zor durumda bırakmam...
O an Alev'in mezarlığına gitmek için birkaç hoş çiçek aldım. Onu öyle görmeye dayanamıyorum. Keşke bizimle olsaydı...
Yolda hep Alev'i düşünüp durdum. Biliyorum o öldü ama ben onun öldüğüne inanmıyorum. Asla inanmayacağım...
Mezarlığın olduğu yere geldiğimde ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Çiçekleri toprağın üzerine bıraktım, duamı ettim ve oradan uzaklaştım. Adımlarımı sayarak yavaşça arabaya doğru ilerledim ve binerken sanki biri bana sesleniyor gibiydi...
Arkama dönüp baktığımda şok geçirmiştim. Bana arkadan seslenen ses "Gece! Gece!" diyordu. Bu sanki oydu. Bana bakan hoş gözler, kocaman bir gülen yüz ve o ciddi bakışlar...
Bu kız Alev'in ikizi gibiydi. Ona bu kadar benzemiş olması beni şok ediyordu. Bu imkânsızdı ama nasıl olmuştu aklım almıyordu. Sakince ona bakıp onu şöyle bir süzdüm. Bu tıpkı Alev gibiydi. Gözlerimden yaşlar akarken gülmeye başladığımı fark ettim. Ama bunlar üzüntü değil mutluluk gözyaşları idi...
Onu hemen arabaya aldım ve konuşmaya başladık. Lafların arasında adını söylemişti. Adı Berna'ydı. Çok tatlıydı. Bu kız Alev'in minik versiyonu gibiydi. Konuşmaları ve sesi çok hoştu. Sessiz ve sakin biriydi. Kendisi okulda çalışacak olan öğretmenin tam kendisiydi. Okula gittik ve ona herşeyi sakince anlattım. Bana genelde Gece abla diyor. Ve çok tatlı. Yavru kedi gibi insanları ikna ediyor. Gelirken fark ettiğim şey ise Ateş'in bu kızdan hoşlanması idi. İlginç olan şey ise bir kıza ilk defa açılamıyor oluşu...
O kızın da Ateş'ten hoşlandığını hissediyor gibiyim. Sanırım daha iyi bir araştırıp Ateş'in ağzından laf almam lazım.
Deniz ile bir konuştum ve bunları duyunca biraz gülümsedi. Aşıkları bir araya getirmek kadar güzel birşey olamaz...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Çökünceye Kadar(1.Kitap)
القصة القصيرةBir hayat var mı dediklerinde ben sadece birşey var o da gece derim... Tekrar geri dönüyorum bu sonsuz okyanusun kollarında. Bir yıldızın kayması bir dileğin doğuşu Her Gece için bir plan var elbet. Sevgi ve olmadığı bir intikam almak! Sadece sonsuz...