Lütfen medyayla birlikte okuyun.
Oylamayı ve yorum bırakmayı unutmayın:)))sizi seviyorreee...Kız öfkeden titreyen vücuduyla merdivenleri yalpalayarak indi ve lapa lapa yağan karın kendisini birazcık olsa da yatıştırmasıyla kasılmış olan çenesini gevşetti. Gözlerinden yaşlar akarken düşünebildiği tek şey neresi olduğu önemli olmaksızın evden olabildiğince uzaklaşmaktı. Kız ara sokaklardan kalabalık meydana ulaştı ve çevresindeki insanlara aldırmadan bağıra bağıra ağlamaya devam etti. Evden çıkmadan son anda cebine atmış olduğu telefonuna annesinin numarasını girerken daha sakin bir sokağa attı kendini.
-"Ha Neul..ne oldu kızım..biliyorsun işteyim..!"
Kız hıçkırıklarının arasından zorlukla kelimeleri bir araya getirerek konuştu.
-"Anne..! A..Ablamla..kavga ettik...ANNE!!BEN GERÇEKTEN BI..BIKTIM ARTIK...O LANET İNSANLA DAHA FAZLA YAŞAYAMAYACAĞIM...onun yüzünden...sizin yüzünüzden çocukluğum mahvoldu...şimdi de akıl sağlığımı mı istiyorsunuz benden...NE İSTİYORSUNUZ...LANET OLSUN!! HER BOKU KAFASINA TAKMASI BENİM SUÇUM MU...B...BEN O SALAK YÜZÜNDEN PANİKATAK HASTASI OLDUM...a..anne..."
Kız konuşmasına ne kadar devam etmek istese de hızlanmış derin nefesleri yüzünden bunu başaramadı. Cümlesini kurmaya çabalamaya devam ederken elleri yavaştan uyuşmaya başlamıştı bile. Kız aniden hızlanan kalbi ve şah damarında hissettiği baskıyla yere yığıldı. Çenesi o kadar titriyordu ki dişleri birbirine çarpmaktan ritmik bir ses çıkarıyordu. Refleksen elini boynuna götürdü ve bedeninden ayrılıyormuşcasına bir hisse kapıldı. O an anlamıştı kız. Ölüyordu. Kız korkuyla nefeslerini hızlandırdı ve ağlamaya devam ederken sesini duyurmak amacıyla çığlık attı.
" Yardım edin!! Ölüyorum...nefes alamıyorum...yardım edinn.!!!"
Hala hatta olan annesi kızına sesini duyurmaya çalışsa da nafileydi. Kız öldüğünü sayıklamaya devam ederken dakikalar ardı ardına sıralandı. Düşünebildiği tek şey ölüm ve ablasıyla olan kavgasıydı. Bunun bir panik atak olduğunu ve olumsuz şeyler düşünmenin bunu yalnızca daha da kötüleştireceğini idrak edemeyecek kadar kaybetmişti kendini.
Ölüm döşeğindeyken bile ablasına olan nefretini kusuyordu kendi kendisine. Ablası lanet olası bir obsesif kompulsif hastası olmasaydı bütün çocukluğunu kendinden 7 yaş büyük olan ablasının boktan eleştirileri, insanlarla olan kavgaları ve bitmek bilmeyen masraflarını karşılamak için çokca çalışan annesinden mahrum geçirmek zorunda kalmayacaktı.
O deliden ne olursa olsun korkuyordu...her şekilde üste çıkmayı kendini haklı göstermeyi başarıyordu. Ailesi küçüklüğünden beri ona susmayı ablası hasta olduğu için o ne derse alttan almayı öğretmişlerdi. Çünkü o üstüne titrenmesi gereken biriydi. Çünkü onun problemleri vardı ve sikik hayatına son verme tehlikesine karşı temkinli olmalılardı.Kız gözleri yaştan buğulanmış olduğu için kendisine eğilmiş bakan insan topluluğunu algılamakta zorlandı. O kadar yüksek sesle haykırıyordu ki çevredeki sesleri de boğuk duyuyor ve anlamlandıramıyordu. Miğdesinde hissettiği ağırlıkla öğrümek istedi ama yapamadı. O sırada topluluk etrafından çekildi ve sarı fosforlu bir kaç buğultu kızı kaldırdı. Ha Neul kolunda ince bir sızı hissetmesiyle kasılmış olan uzuvları yavaş yavaş gevşedi ve bilincini kaybederek gözlerini bilinmezliğe kapattı.
.
.
.Kız tanıdık kokuyu alır almaz anlamıştı nerede olduğunu. Bilinci aslında ölmediğini yalnızca nöbet geçirdiğini bilecek kadar yerindeydi.
Ciğerlerine derin bir nefes alırken serum kablosunu gerdirerek ağrıyan başını ovdu ardından florasanların gazabına uğrayan gözlerine siper etmek için kullandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
p a n i c a t t a c k | {DOYOUNG} nct
Fanfiction"Akıl hastanesinde olduğumuza göre seni deliler gibi sevmemde bir sakınca yok değil mi" 💉🍷💉 Doyoung×Ha Neul