1 (M)

2K 81 22
                                    


Jongin sinirlerinin gerildiğini hissederken, aynı zamanda hormonları zihninin içinde bir şeyleri parçalayan kişileri duvara yasaklayarak sakinleştirmeye çalışıyordu kendi yöntemini kullanarak. Yanında oturan arkadaşlarına bir şeylerin ters gittiğini belli etmemeye  devam ettikçe gözü seğiriyor, kalın dudakları kuruyor, küfürleri ağzının içinde dolaşıp duruyordu.

Belki bunun o adamdan alacağı intikam düşüncesiyle bir ilgisi yoktu.

Sadece o adamla ilgisi vardı.

Takımının ceketini çıkarıp arkasında duran soluk soluğa kalmış olan Minseok'a uzattığında bir anlığına dikkatinin dağılmasından memnun olmuştu. Arkadaşlarından daha da zavallı görünen birisinin olduğunu görmek hoşuna gitse bile onu bu hale çeviren kişiyi tahmin ettiğinde tekrar aynı yöne çevirdi bakışlarını. Parmakları koltuğun kenarlarını kavrarken siyah gömleği onu kucaklar gibi üzerini örtüyordu. Fazlalıktı, çıkarıp atmak istiyordu ama şimdi değil.
Saatler geçmiş gibi hissediyordu ama sadece dakikalar geride kalmıştı. Çıplak bedenlerin birbirine çarpma sesi inleme seslerini ve çığlıkları süslerken gerilen bedenini sakinleştirmek istercesine sırtını geriye yasladı. Sadece karşısındaki manzaranın tadını çıkarmaya odaklanmalıydı ama birisinin onunla oyun oynadığı gerçeğini kaldıramıyordu. Şu ana dek her şey düşündüğünden daha güzel gidiyordu hem de daha güzel. Düşünülmemiş, planda oluşturulmamış üçlü seks bile vardı ve şu anda her şeyden daha fazla dikkat çeken şey oydu. Jongin bundan nefret etse bile kanının kaynamasına engel olamıyordu. Kim olabilirdi ki?

Ter içinde kalmış isimsiz adam sağ tarafındaki Baekhyun'un üzerine uzandığında, Jongdae bir sigara daha uzattı sinirleri alt üst olmuş Jongin'e. Bu kez sigara kırılmadan onun dudaklarının arasında durmayı başarmıştı.

İki kişiyi aynı anda boşaltmayı başarmıştı ve Jongin bunu biraz kıskanarak, biraz arzulayarak izlemişti.

"O..." Taeyong masanın üzerindeki kayganlaştırıcıya uzanırken odanın köşesindeki birini işaret etti. "Onu istiyorum."

Burada olma amaçları sadece izlemek ve ellerini kullarak kendilerini tatmin etmek değildi elbette. Karşılarında duran az eşyalı odanın içindeki insanların arasından birini ya da birilerini seçip buradan ayrılıyorlardı gece sonunda. İçeride olanlar kışkırtma, alay etme, neler yapabileceğini gösterme gibi olaylardan oluşuyordu çoğunlukla. Jongin onları özel olarak seçiyor ve bir hafta boyunca bugün için yapması gereken şeyleri anlatıyor ve gösteriyordu. Kimi zaman bu öğrenme aşaması uygulamalı oluyor ve kişi kendisini özel hissetmeye kalkarsa Taemin gibi ceza alıyordu.

Bir el işaretiyle Minseok elindeki telsize bir isim söylediğinde Jongin havada süzülen parmaklarını yavaşça aşağıya indirdi. Parmakları tıpkı o yabancının Baekhyun'un tenini okşaması gibi hareket ediyordu  bacaklarının üzerine inmeden önce. Bir bardak içkiyi daha kabul ederken odadan çıplak bir beden lekelenmiş, utangaç ve sızdıran bir penisle dışarı çıktı. Aç gözler onu süzerken o bedenin yeni sahibi, Taeyong, bacaklarının üzerini pat patladı aynı anda şeytani bir şekilde gülümsüyordu.

"Kimi seçeceğime karar veremedim. Bugün hepsi çok iyi görünüyor." Arkadaşı konuştuğunda hımlayarak onayladı onu Jongin. Herkes olabilirdi ama yabancı adam hariç,  Jongin onu  kendisi için seçmişti.

"Şu uzun boylu adamı görüyor musun?" Jongin kadehini ona doğru kaldırdığında Baekhyun zevkle inlemişti. Tırnakları üzerindeki adamın sırtında kırmızı izler bırakıyordu aldığı hazzı simgeler gibi. "O geceye dahil değil."

"Hadi ama! Boyun bozanlık yapma onu seçeceğimi biliyorsun. Yoksa onu kendine mi saklıyorsun?"

Soruyla birlikte Jongin'in gözleri koyulaşmıştı. O adama kendisi ceza verecekti değil mi? Eğer bunu yaparsa üç kişiye ağızlarının suyunu akıtan adamın yürümeye bile hali kalmayabilirdi. Yavaşça başını sallarken gözleri o adamın vücuduna odaklanmıştı. Belinden aşağısı aynı ritimle hareket ederken ucu kızarmış penisi bundan sıkılmamış gibi her bir seferinde Baekhyun'un prostatına vurmaya devam ediyordu. Dudakları, dili, dişleri küçüğün vücudunda kırmızı ve ıslak izler bırakırken elleri mahrum kalmış yerde dolaşıyordu. Baekhyun sızdırmaya başlamıştı bile ihtiyacı olan tek şey küçük bir dokunuştu. Penisinin başında toplanan zevk suyunu yabancı adam ince, uzun ama erkeksi parmaklarıyla dağıtırken dudakları bir saniyeliğine bile diğerine nefes aldırmıyordu. Kısa olan farkında mıydı yoksa itaat mi ediyordu bilinmez ama yatağın ucuna dek kayıyıyordu kalçası üzerinde. Bir anda pozisyon değişmiş çıplak vücutlar havada sertçe çarpışmış, Jongin bu sesle birlikte seslice yutkunmuştu. Normalde bu özel şov onu hiç ama hiç etkilemezdi. İnsanların baştan çıkarma çabası ona biraz komik, biraz aciz ve bolca yapmacık geliyordu her zaman. Doğal olan şeyleri seviyordu her ne kadar yaptığı iş bu doğallığın ilk sırasında bile bulunmuyor olsa bile.

Touche de Dieu / SekaiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin