! Smut gibi görünen ama pek smut olmayan bir şey barındırıyor !
Parlak ışıklar.
Gürültülü müzik.
Pahalı içkiler.
Göz kamaştırıcı dansçılar.
Her gece mekanın kapısında kuyruk oluşan sıra.
Kim Jongin bunlara alışmış, bunların içinde büyümüş, bu zevke bulanmış birisiydi. Parmaklarının arasında tuttuğu bardaktan gelen buz seslerini gülümseyerek dinlerken dans pistinde doyasıya eğlenen insanları izliyordu dakikalardır. Hafta sonu için hazırlanan özel şova sadece 'özel' misafirler katılabiliyordu ve bu gösterinin başlamasına sadece birkaç dakika kalmıştı. Zamanını onun için çıldıran insanları izleyerek geçirmek onu keyiflendirse bile bir yanı buz tutmuş gibiydi.
Bu renkli dünyanın gerisinde dönen şeyler onun gibi birisini ne yazık ki tatmin etmiyordu. Bardağı dudaklarına yaklaştırırken gözleri bu sabah işini iyi yapmadığı için ceza alan Taemin'i bulmuştu bile. Bu gece ona kaçıncı kez bir avmış gibi bakıyordu saymayı bile unutmuştu ama zavallı dansı çocuk çok iyi hatırlıyordu.
Jongin onun hatırlamasını sağlıyordu her bir an.
Hassas noktasına çarpan , duvarlarına sürten, prostatına dokunan ve seviyesi bir tık daha artan vibratörle olduğu yerde kasılıp kaldı zayıf olan. Kalçası atılan sert tokatlar yüzünden kırmızının en şehvetli tonuyla parlıyordu ve şimdi vücuduna bakan aç kurtlar deliğinin etrafından kalçasına doğru yayılmış ıslaklığı sergilemesini izliyorlardı deri koltukların üzerinde yayılarak. Dans etmeye devam etti nefesini düzene sokmaya çalışırken. Eğer kendisine en küçük, en belirginsiz ve en hızlı bir şekilde dokunursa bile bu onu izleyen şeytanın gözünden asla kaçmazdı.
"Bay Jongin..." Kibar bir ses küçük oyunu durduğunda esmer adam içkisini bitirmişti. Boş bardak parmaklarının ucunda sallanıyordu tıpkı Taemin gibi. "Her şey hazır efendim. Misafirlerimiz sizi bekliyorlar."
İşte bu geceyi biraz olsun güzelleştiren haberdi. Topukları üzerinde sağa dönerken kapalı ortamda bir rüzgar sadece onun bedeninin üzerinde geziniyordu sanki. Saçları ve siyah takım elbisesinin ceketi uyumla hareket ederek havada süzülürken, uzun bacakları bir çırpıda merdivenlerden aşağıya inmişti. Dans pistinin olduğu yere baktığında zavallı çocuğun kızarmış ve terlemiş yüzünü görmüştü. Dudakları ihtiyaçla aralanmış bir şekilde titreyerek dans etmeye devam ediyordu. Vücudu bir yılan gibi kıvrılıp etrafındaki insanları büyülerken Jongin onun gözlerindeki açlığı yakalamıştı. Vücudu dokunulmak için yanıp tutuşuyordu adeta. Eğer her şey yolunda gitmeye devam ederse onun bugünkü hatasını bir ödüle çevirebilirdi herkesin dilinde olan adam.
Onun sahip olduğu mekanı diğerlerinden ayıran küçük özellikler vardı. Dansçılar, güzel içkiler, el altından satılan uyuşturucular, havalı bir iç dizayn... Bunlar sıradandı! Kim Jongin'in sahip olduğu şey bunlardan daha fazlasıydı. Herkes merak ediyordu bu bronz tenli, çekici gülümsemeye sahip, sürekli birilerinin yatağını süsleyen adamın sırrının ne olduğunu.
Aslında çok basitti.
Her şey ortadaydı.
Onu izleyen iki çift göze gülümseyerek karşılık verirken kendisi için ayrılmış koltuğa yavaşça oturdu. Bir bardak konyak önündeki masaya bırakılırken karşısındaki manzarayla birlikte gülümsemesi daha da genişlemişti. Normalde onu beklemeden şovun başlamasını hiç sevmezdi ama yanındakiler arkadaşıydı ve karşısındaki görüntü bir anlığına nefesini kesmiş, onu fazlasıyla tatmin etmişti. Gözleri memnuniyetle parlarken Jongdae'nin uzattığı paketten bir dal sigarayı uzun parmaklarıyla çekip aldı.
Uzun boylu bir adam diğerini sertçe yatağa fırlattığında Jongin yakmakta olduğu sigarasından ayırdı gözlerini. Ateş öylece havada süzülürken uzun boylu adam sağında olanı da çekip yatağa yatırdı.İki kişi mi?
İkisine yetebilecek kadar enerjisi var mıydı?
Bir kişi daha sol tarafa, o adam tarafından sırt üstü yatırıldığında Jongin çakmağı masanın üzerine koydu sakince. Dudakları düşünceleriyle birlikte kurumuş, sigara kalın dudaklarına yapışıp kalmıştı şimdiden.
Uzun boylu adam sekiz kişinin arasında gözüne çarpan tek kişiydi.
Ortadaki adamın içine girmeden önce yerde olan şişeyi aldı kaba bir tavırla. Parmakları sağ tarafında duranın kalçasına daha sonra da üst bacaklarına sert tokatlar atmıştı hızlı bir şekilde. Jongin'in bir an bile gözlerini ayırmadığı uzun penisini kaygan bir hale getirirken yatakta olanlar öpüşüyor, iştahla birbirlerine dokunuyorlardı. Ayakta olan adam onlara bakarak kendisini çekerken, parmaklarının dokunduğu her bir yerde iz bırakmak istemişti Jongin nedensizce. O adam kendisini güzelce hazırladığında kısa bacakları göğsüne doğru kaldırdı, başını hafifçe sağa doğru eğerek açıyı bulmaya çalışırken sağ eli diğer adamın penisinin üzerindeydi. Jongin başta onunla alay etmişti ama arkadaşları şimdiden fermuarlarını indirmişlerdi.
Taeyong sol taraftaki üçlüyü gösterirken Jongin istemsizce başını iki yana salladı. Gözleri o adamın üzerindeydi ve bir anlığına bile başka bir yere bakamıyordu. Hafif vuruşlar yerine sert ve hızlı başlamıştı tam da Jongin gibi. Bu bir meydan okuma mıydı? Ona göre öyleydi çünkü. Adamın diğer parmakları sol tarafta kalan adamın girişine uzandığında Jongin avucundaki bardağı çarparcasına masanın üzerine bıraktı.
Bunu yapmasının nedeni o adamın üç kişiyi zevkten çılgına çeviriyor olması değildi. Misafirlere sunulan kişiler için hazırlanan dersi Jongin veriyordu kimi zaman ve içerideki üç adama zevkten çığlık attıran o adamı asla görmemişti.
Sigarayı parmaklarının arasında kırarken gülümsemesi büyüdü zevkle. Bu iş bittikten sonra o adama kendisi ceza verecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Touche de Dieu / Sekai
FanficKim Jongin zenginliği, ünü, adı ve yataktaki performansıyla pek çok kişinin aklında yer edinmiş birisiydi.