-Peşine takılıp geldim buraya. Rezillik resmen. Sabahın köründe bu veletlerle birlikte uyanıp ders almak... Bir hafta nasıl geçti bilmiyorum. Ama burama kadar geldi.
Jimin, elini şakağının hizasına kaldırdı.
-Ama sarayda olmam gerektiğini sen söylemiştin. Kabul et dedin.
-Ne dediğimi hatırlıyorum çocuk.
-Bana çocuk deme!
-Beni kızdırma sen de.
-Söylenip duruyorsun Jimin. Ayda bir sana bir haller oluyor. Yoksa...
Sesini alçalttı Taehyung.
-Sizin türünüzde erkekler de mi şey oluyo?
-Ne oluyo.
Taehyung elleri ile anlatmak ister gibiydi.
-Şey.. Hani kadınlar oluyor ya.
-Taehyung, sen gerizekalı mısın? Ne saçma soru bu? Ayrıca benim türüm cinsiyetsiz doğar. İnsan formum erkek sadece.
Taehyung'un tükrüğü boğazına kaçtı öksürürken ona bakıyordu.
-Nasıl yani. Sen şimdi... Yani... Aslında... Yani eğer istersen...
Jimin omuz silkti.
-Yüz yıl öncesinde kadın olarak yaşamayı da denedim.
Burnunu kırıştırdı Jimin.
-Göğüslere alışmak zordu ama asıl zor olan kadın olarak yaşamak. İnan bana bu dünyada eğer kadınsan 1-0 geriden başlıyorsun.
-Yani sen aslında kızsın.
Jimin gözlerini devirdi.
-Kız değilim çocuk.
Taehyung, gözlerini kocaman açmış hem şaşkın olsa da gülüyordu.
-Bir kere göstersene.
Jimin, ellerini göğsüne siper etti.
-Ölmek mi istiyorsun sen? Ne neyi görmek istiyorsun?
-Kız halini.
Taehyung, Jimin'e umutsuz bir şekilde bağlanmıştı. O onun ilk arkadaşıydı ayrıca duygusal anlamda da yakınlaştığı ilk insandı.
-Ben... Bunu yapamam Taehyung.
-Lütfen. Bir kerecik. Hı?
Taehyung, yavru köpek bakışları atarken, Jimin nefesini sesli verip pes etti.
-Tamam. Konuyu ben açtım. Kendim kaşındım. Ama bir kere. Sonra unutuyoruz bunu tamam mı?
Esmer olan başını hızlıca aşağı yukarı salladı. Jimin de gülmeden edemedi onun bu haline. Bulundukları küçük oda, samanlığın yanındaki yem odasıydı. Genelde özel sohbetlerini burada ederlerdi. Kapının kapalı olduğundan emin olduktan sonra tekrar yerine döndü Jimin. Gözlerini kapatıp, burnundan nefes aldı. Bir kaç saniye içinde tutup, odaklanmaya çalıştı daha sonra yavaşça verdi. Önce Gumiho formunun en saf haline döndü. Taehyung, onun alev gibi dalgalanan kuyruklarını izliyordu. Gözleri hala kapalıydı. Ellerini birleştirdi, başını eğdi. İnsan formuna dönerken bu kez farklılıklar olduğunu fark etti Taehyung. Jimin'in saçları kısaydı. Şimdi ise uzuyordu. Buyu daha kısaydı, beli daha inceydi, yüzü daha küçüktü. Taehyung, kalbinin iyice hızlandığını hissetti.
-İşte böyle.
Sesi de değişmişti. O olduğunu söyleyebilirdi ama daha yumuşak bir sesti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Soul Of The White Tiger
FantasyEbeveynlerin, çocuklarına masal niyetine anlattıkları kulaktan dolma efsanevi hikayelerin, gerçeklikten pek de uzak olmadığını evinden biraz uzaklarda, ormanın derinliklerinde fark etmişti Kim Taehyung. Efsanelere konu olan Gu Jing Sune Min, Taehyun...