Düşüncelerimde ki çıkmazlardan telefon sesi sayesinde,çıkmıştım. Telefona baktığımda Barışın mesaj attığını ve aradığını gördüm. Mesajları geçip aramaya yöneldim. Defalarca telefonum çalmıştı ama ilgilenmemiştim.
"Alo"
"Alo Yıldız, hayatım nerdesin." dedi Barış.
"Seni almaya geldiğimde,evde olmadığını öğrendim" sözlerine devam etti,elle tutulur bir endişeyle. ve ben saatlerce karakolda oturuyordum, kendimi dışarı bile atamamıştım.
"karakoldayım, duymamışım aradığını." dedim.
" Geliyorum, seni almaya o zaman."
"Peki" dedim, bütünüyle yorulmuş kalbimle.
Yaklaşık yarım saat sonra, Barış geldiğinde arabaya doğru yürüdüm. koltuğa oturduğumda Barışın üzgün bakışları yüzümde dolaşıyordu, böyle olmam benim suçum değildi, hayallerimi ve umutlarımı katleden kişilerdi asıl suçlular.
"nasılsın" dedi elimi dudakalrına götürüp, sımsıkı öptükten sonra.
"herzamaki gibi" dedim buruk bir gülümsemeyle. O da gülümsedi yanaklarımı öpüp, arabayı çalıştırdı.
"Sahilde oturalım biraz, sonra da yemek için bize gideriz." dediğinde, düşünmeden kafamı aşağı yukarı salladım. Koray detayı aklıma geldiğinde, ister istemez bakışlarımı elime indirdim, neler yapmıştım ben bir çekime aldanıp. Beni sinir eden başka bir noktada evleneceğimin adamın kardeşi ile olan yakınlaşmamızdan,pişman olmamamdı.
Denizin karşısındaki banklardan birine kurulup, içeceklerimizi yudumlamaya başladık.
"Güzelim ,Yıldızım..." dedi Barış söyleyeceği bir şeyler vardı, ama çekiniyordu sanırım.
"devam et... lütfen." dedim gülümseyerek o da aynen karşılık verip sözlerine devam etti,
"Biliyorum , bu mevzuyu açmam seni biraz sinirlendiriyor ama... Ben seninle bir yuva kurmak istiyorum..." dedi mahcup bir şekilde.
Düşündüm, denize bakarak, göğe bakarak. Eminmiydim sevgimden, peki eminmiydim kararlarımdan. Kesinlikle emin değildim, ama ben bu yola Barışla girmiştim, başkasıyla olmak, ya da onu terk etmek, senelere ve kendisine ihanet olmaz mıydı? Annem ve babam beni görselerdi ne tepki verirlerdi... kesinkle affetmezlerdi beni. En azından onlar için yapmalıydım bu evliliği, en azından onu unutmak için, ona olan sevgimi kısıtlamak için...belkide öldürmek için.
başımı Barışa çevirdiğimde onunda yere baktığını gördüm, üzülmüştü, kabullenmişti buna rağmen karşı çıkmıyordu ihanetime, bana, sadakatime. Daha dikkatli baktığımda gözlerinin dolmuş olduğunu farkettim, benim de gözlerim dolmaya başladı. Kesinlikle kalbim paramparçaydı, büyük bir ikilemde kalmıştım. Onla evlendiğimde korayla sürekli karşılaşacaktım, belkide evlendiğini bile görecektim,ah buna kesinlikle dayanamazdım ama geri dönüşü de olmazdı.
Barışın gözlerinden yaşlar aktığını gördüğümde, daha fazla dayanamayacağımı anlayıp ona yaklaştım.
"Barış... peki kabul ediyorum, seninle evleneceğim." dedim gözlerimi kapatarak.
"Yıldız..." dedi Barış, hem mutlu hem de hayrete düşmüş bir şekilde.
gözlerimi açıp ona baktığımda, mutluluğuna inanamayan bir Barışla karşılaştım. Onun mutluluğu beni de gülümsetmişti.
beni kendine çekip sımsıkı sarıldı, biraz daha orda oturup sohbet ettikten sonra, onların evlerine doğru yola koyulduk...
.......................
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECE'NİN RUHU
Teen FictionHepimiz gözyaşımızı silecek ,yüreğimize hatta ruhumuza dokunacak bir el istiyorduk... bizi seven birini arıyorduk,ışığı olmayan karanlık bir yolda. Kimisi gülerdi kaderine kimisi ağlardı... Bu hikayede yıldız ağlıyordu kendine, ruhunun kötülüklerine...