6

17.7K 1.2K 462
                                    

Piyanonun üzerinde ritimle gezen parmaklar, notaların hoş sesi ve Atlas. Kalbimin en kuytu köşesine işlemişti bu an, çok güzeldi. Haftalardır sessizlik, yalnızlık ile boğuştuğum bu evden piyano sesleri yükseliyordu, yalnızlığıma ortak olmuş gibiydi. Ruhumun bir parçası Atlas'ın ruhuna doğru yol aldı. Normal miydi? Bu kadar kısa bir sürede ona karşı bu düşüncelere sahip olmam normal miydi?

Gözlerimi karşımdaki tabloya benzer adamdan alamıyordum, öyle güzel çalıyordu ki, parmaklarının değdiği piyanonun ne kadar şanslı olduğunu düşündüm. Sadece çalmıyor, yaşanmışlıklarını anlatıyor gibiydi, hüzünlerini, sevinçlerini, şaşkınlıklarını, korkularını...sanki onu anlamam için çalıyor gibiydi.

Omzumu duvara yaslayıp kollarımı göğsümde birleştirdim ve derin bir iç çekerek onu izlemeye devam ettim. Kollarını sıvamıştı, parmakları heyecanla notaların üzerinde geziniyor, sağ ayağı çıkardığı seslere eşlik etmek istercesine hareket ediyordu. Kuruyan dudaklarını ıslattı, alnına gelen saç tutamı onu rahatsız ediyor muydu bilmiyordum fakat uzanıp onu düzeltmek istedim.

Çok güzeldi...bıkmadan, sıkılmadan defalarca okuduğum kitap gibi, en çok sevdiğim, ezbere bildiğim şiir gibi, başa sarıp sarıp dinlediğim, dinledikçe huzur bulduğum o şarkı gibi, odamın duvarında duran, her sabah hayranlıkla izlediğim tablo gibi.

Notaların sesi kesildi, Atlas bakışlarını ağır ağır bana çevirip dudaklarına içten, samimi bir gülümseme yerleştirdi. Bir kez daha içim ısındı o gülümseyince. Alnına gelen saç tutamını eli ile geriye ittikten sonra bakışlarıyla yanındaki boşluğu işaret etti. Kaşlarımı kaldırarak bedenimi duvardan uzaklaştırdım ve yanına ilerleyip gösterdiği yere oturdum.

"Sen, sen çok güzel çalıyorsun."diye fısıldadım büyülenmiş gibi."Senin benden daha iyi çalacağına eminim."

"Sanmıyorum."diye mırıldanarak bakışlarımı önümüzdeki piyanoya çevirdim. Daha önce piyanoya dokunmamış biri olarak buna asla inanmıyordum, böyle şeyleri beceremezdim ben."Sanırım kötü bir öğretmen olduğumu düşünüyorsun."diye mırıldandığında hızla başımı ona doğru çevirdim, yeşil gözleri dikkatle kahvelerime bakıyor, merakla kaşlarını kaldırmış vereceğim cevabı bekliyordu."Hayır, kesinlikle öyle düşünmüyorum. Sadece...ben kötü bir öğrenciyim."

"Kötü bir öğrenci olmadığını sana kanıtlayacağım."derin bir iç çektim. Gözlerimi gözlerinden ayırmadım, öylece baktım yeşillerine. Sanki o yeşillerin arasında çok büyük bir yük varmış gibi hissediyordum, sanki göz göze geldiğimizde onun ruhundan bir parça benim ruhuma geçiyordu. O hüzünlü gözlerin arasında bana karşı hissettiği bir şefkat var gibiydi, belki de saçmalıyordum, kafayı sıyırmıştım fakat daha önce hiç böyle hissetmediğime yemin edebilirdim.

"Ellerini piyanonun üzerine koyar mısın?"bakışlarımı piyano tuşlarına çevirdim ve yutkundum. Dediğini yapıp ellerimi piyano tuşlarının üzerine yerleştirdim. Bir kaç saniye sonra da onun elleri ellerimin üzerine nazik bir şekilde yerleşti. Piyanonun üzerinde duran parmaklarımın dahi terlediğini, bedenimin ısındığını hissettim. Ellerini karnımın üzerinde gezdirdiği günki gibi olmuştu. Umarım vücudum titremezdi, buna engel olabilmeyi umuyordum. Bakışlarımı piyanonun üzerindeki ellerimizden çekmedim, çekemedim. Elleri çok yakışıyordu ellerimin üzerine, o nazik tutuşu, hafif dokunuşu, karnımın kasılmasına neden oluyordu.

İşaret parmağıma baskı uyguladı, notanın sesi kulaklarımı doldurdu. Sırayla tüm parmaklarıma baskı uygulayarak notaların sesilerini tanımama yardımcı oldu. Ardından elleri ellerimin üzerindeyken bir ritim uydurdu, çalmaya başladık. Ellerimiz aynı anda, aynı notalara basıyor, çıkan hoş ses kulaklarımızın pasını siliyordu. Elleri ellerimdeyken piyanoya odaklanmam pek de kolay olmuyordu, heyecandan titreyen kalbim buna engel oluyordu.

say my name | bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin